Orfanos, ancak işçilerin çalışma koşullarında bir değişiklik olmadığını, dünya işçilerinin dayanışma, birlikte hareket etme ve ortak mücadeleye daha fazla ihtiyaçları olduğunu söyledi.
2006 yılında kurulan ve merkezi Atina'da bulunan Güneydoğu Avrupa Enerji Sendikaları Bölge Ağı RETUNSEE'nin 2. Genel Konferansı bugün, İstanbul'da Petrol-İş Sendikası Genel Merkez Konferans Salonu'nda yapıldı. Konferansa 13 ülkeden 16 enerji sendikasını temsilen 33 delege ve 55 gözlemci katıldı. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, ICEM Genel Sekreteri Manfred Warda, Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Başkanı Mustafa Öztaşkın'ın açış konuşmalarını yaptığı konferansta, küresel çokuluslu şirketlere karşı kimya, petrol, gaz ve elektrik enerjisi sektöründe bölge düzeyinde ortak sendikal strateji geliştirilmesi için değerlendirmeler yapıldı.
RETUNSEE Genel Sekreter Nikos Orfanos konferansta yaptığı konuşmada, kapitalizmin kalesinin çöktüğünü, şirketlerin kötü durumda olduklarını ve zorda olan şirketlerin kurtarıldığını, özelleştirmelerin yerini kamulaştırma ve millileştirmelerin aldığını söyledi. Orfanos, ancak işçilerin çalışma koşullarında bir değişiklik olmadığını, dünya işçilerinin dayanışma, birlikte hareket etme ve ortak mücadeleye daha fazla ihtiyaçları olduğunu söyledi.
Varlık nedenlerinin dayanışma ve birlikte hareket etmek olduğunu söyleyen Orfanos, “Bizim en önemli görevimiz temsil ettiğimiz işçilerin iradesini göstermek. RETUNSEE'nin ilk toplantısında ortak amaçtan bahsettik. Bu ortak amacı doğru tanımlamalı ve kurmalıyız. İşbirliği yaratmamız gerekiyor. İki yıl önce kurulan ve çok yeni bir ağ olan RETUNSEE grevler, çerçeve sözleşmeler yapamadı ama üye sendikalar arasında büyük bir iletişim ağı geliştirdi” dedi. AB Enerji Komisyonu'ndan çalışmalarına ilişkin teşekkür mektubu aldıklarını, Arnavutluk'un Tiran kentinde yapılacak olan AB'nin sosyal diyalog toplantısına çağrıldıklarını söyleyen Orfanos, bunun RETUNSEE açısından önemli bir adım olduğunu belirtti.
Kriz bahanesiyle işsizleştirmeye hayır!
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ise konferansta yaptığı konuşmada, ABD'de başgösteren ve tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizin kontrol altına alınsa da etkisinin süreceğini söyledi. Dünyanın neresinde ve hangi boyutlarda yaşanırsa yaşansın bugüne kadar ekonomik krizlerin faturasının en çok emeği ile geçinenlere kesildiğini belirten Kumlu şöyle konuştu:
“Krizlerle birlikte gelen toplu işten çıkarmalar ve artan işsizlik bu negatif etkinin en önemli ayağını oluşturuyor. RETUNSEE toplantısının tam kriz sürecinde gerçekleşiyor olması nedeniyle burada tüm dünyaya, hep birlikte “kriz bahanesiyle işsizleştirmeye hayır” diye seslenmeliyiz. Yaşanan bu küresel ekonomik kriz, hangi ülkede yaşıyor olursak olalım sorunlarımızın özde aynı olduğunu bizlere bir kez daha hatırlatacak ve daha sıcak, daha yakın ilişkiler kurmamızı beraberinde getirecektir.”
Öztaşkın: RETUNSEE güçlü bir adımdır
Öztaşkın da RETUNSEE Konferansı'nın açılışında yaptığı konuşmada, genel kurulun dünya piyasalarının arka arkaya çökmekte olduğu bir dönemde toplandığını, dünya ekonomisinin 1929 Buhranı'ndan sonra yaşadığı en büyük krizin içerisinde olduğunu söyledi. Dünya ekonomisinin derin bir durgunluğa girdiği bu dönemde, ülkeler açısından enerji kaynaklarına ucuz, güvenli ve hızlı ulaşabilmenin öneminin giderek artan stratejik bir konu haline geleceğini belirten Öztaşkın, “Son yirmi yılda, enerji alanında arz güvenliğinin sağlanmasına dönük politikalar ve bununla bağlantılı olarak entegrasyon temel iki eğilim olmuştur. Enerji piyasalarında entegrasyonun sağlanması için ise sektörün bütünüyle serbestleştirilmesi benimsenmiştir. Irak’taki işgal, Afganistan’a yapılan müdahale, Kafkasya’daki çatışmalar ve Ortadoğu’daki huzursuzluklar; başta ABD olmak üzere bazı ülkelerin enerji kaynaklarını kontrol etme mücadelesinin sonuçlarıdır. AB de artan enerji talebini karşılamak ve enerji kaynaklarına erişimini güvence altına alabilmek için alternatif projeleri gündemine almıştır” dedi. Öztaşkın, bu gelişmeler ışığında ise aşağıdaki önerilerde bulundu:
“AB’nin serbestleştirme ve sermayeye imtiyaz içeren enerji politikaları sorgulanmak durumundadır. Enerji politikalarının belirlenmesi, devletin dolayısıyla halkın söz sahibi olmadığı, tümüyle özel sektöre devredilmiş piyasa mekanizmalarına emanet edilemez. Dünya ekonomisinde yaşanan çöküş, devlet müdahalesi olmadan, piyasaların etkin çalışamayacağını göstermiştir. Krizin doğrudan sonuçları olan, işsizlik, ücretlerin düşürülmesi ve yoksullaşma, en başta üyelerimizi olmak üzere tüm çalışanların temel sorunu hale gelecektir. İşbirliğimiz, bu sorunlara karşı bölgede sendikalar ve emek örgütleri tarafından ortak tavır oluşturulmasını kolaylaştırmaktadır. Bu olanak değerlendirilmelidir.
AB ve AB’ye entegre olmaya çalışan Türkiye gibi ülkeler, enerji sektöründe özelleştirme politikalarını gözden geçirmek zorundadırlar. Enerji sektöründen devletin tümüyle çekilmesi, asıl hedef olan “arz güvenliği”ni de tehlikeye atacaktır. Aynı politikalar, halkın enerjiye daha ucuz ve güvenli ulaşmasının da önünde engel oluşturmaktadır.
Bölgemizde enerji sektöründeki entegrasyonun derinleşmesi, getirdiği bazı sorunların yanında sendikaların işbirliği için bazı olanaklar da yaratmaktadır. Bu olanaklar, sendikal faaliyetler sırasında yaşanan sorunlara karşı, farklı ülkelerdeki sendikal mücadelenin ortaklaştırılmasıyla değerlendirilmelidir. RETUNSEE, bu açıdan bölge sendikalarının attığı güçlü bir adımdır. Ağın etkinliğini artırmak, somut işbirliği zemini güçlendirmek ve kurumsal temsiliyet mekanizmaları içerisinde yer alınmasını sağlamak zorundayız. Enerjinin giderek artan önemi ve enerji alanındaki gelişmeler sendikaların küresel düzeyde işbirliği ve dayanışmasını zorunlu kılmaktadır. Bu işbirliği ve dayanışma, enerji kaynaklarına halkın kamusal bir hizmet olarak, eşit, ücretsiz ve güvenli erişimine ve dünya barışına önemli katkılar sağlayacaktır. Bölgesel ağ oluşturarak ne kadar önemli bir iş yaptığımız ortadadır. Bizim birlikte duruşumuz, ortak hareket etmemiz, enerji alanındaki politikalara müdahil olabilmemizi, özelleştirmelerin önüne geçebilmemizi sağlayabileceği gibi bölgemizde huzur, istikrar ve barışın da teminatıdır.”
Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreterimiz Nimetullah Sözen de kongrede yaptığı konuşmada, bir dünya kentinde, farklı ülkelerden, farklı kimliklerden insanların bir araya geldiğini belirterek halklar arasında problem olmadığını ancak dünyada hala etnik çatışmaların, trajedilerin yaşandığını söyledi.
Dünyada yaşanan küresel krizin bu sorunla bağlantısı olduğunu belirten Sözen, dünyayı küresel sermayenin yönettiğini, silahı üretenin küresel sermaye olduğunu bildirdi. Küresel sermayenin halkları birbirine düşman ettiğini söyleyen Sözen, “Bunlar dünyanın yüzde 5'ini, emeği ile geçinenlerin ise yüzde 95'ini oluşturuyoruz. Ama dünyayı onlar yönetiyor” dedi.
Dünyada etnik çatışmaların, savaşların sürdüğünü, ülkemizde de kanın aktığını ve insanların öldüğünü belirten Sözen, bu çatışmaların ancak emeğin birlikte mücadelesi ile son bulacağını ama dünyada da Türkiye'de de emek hareketinin örgütlenemediğini, emeğin örgütlenmesi gerektiğini bildirdi.
“Gücümüzü yaymak ve bu gücümüzü birleştirmek zorundayız” diyen Sözen, aksi halde etnik çatışmaların hiç bitmeyeceğini, işçilerin, emekçilerin kardeşliği yaymak için birlikte hareket etmekten başka şanslarının olmadığını belirtti.
Sağlık sorunları nedeniyle konferansa katılamayan ve görevinden istifa eden RETUNSEE'nin Genel Başkanı, Sırbistan Elektrik Sendikası'ndan Milan Kovacevic'in yerine Slovenya'dan Franc Dolar seçildi. Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Musafa Öztaşkın da RETUNSEE Başkanlık Konseyi-
( Prezidyum) Başkan Yardımcısı oldu. Genel Sekreter Nikos Orfanos ise aynı görevini sürdürecek.
RETUNSEE'ye üye ülkeler Arnavutluk, Bosna-Hersek Sırp Cumhuriyeti, Bulgaristan, Hırvatistan, Kıbrıs, Makedonya, Yunanistan, Moldova, Karadağ, Romanya, Sırbistan, Slovenya ve Türkiye. Ülkemizden Petrol-İş Sendikası, RETUNSEE'nin kurucu üyelerinden birisi.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
PETROL-İŞ SENDİKASI