• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Kazanmak için halkla birleşmeliyiz

SAĞLIK EMEKÇİLERİ GREVİ TARTIŞIYOR -1

Hükümet sağlık alanında ciddi adımlar atıyor. Her adım sağlık emekçilerini ve sağlık hizmetinden yararlanan halkı olumsuz etkiliyor. Bunun son örneği 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname oldu. Bu KHK öyle bir etki yarattı ki kanser hastaları tedavi olamaz, doktorlar hastaya dokunamaz hale geldi.

23.01.2012

21 Aralık 2011’de sağlık alanını da kapsayan genel grev buna karşı yapıldı. Grev KESK’in destek vermesiyle diğer işkollarına yayıldı ama etkisini asıl olarak sağlık alanında gösterdi. Grev başarılı olsa da hükümete geri adım attıracak düzeye gelmedi.

Gazetemize, yazı ve ropörtajların yer aldığı dosya hazırlayan kamu emekçileri grevi değerlendirerek buradan çıkan olumlu olumsuz deneyimleriyle mücadelenin nasıl ilerlemesi gerektiğini tartıştılar. Hepsinin ortaklaştığı nokta ise başta sağlık alanında örgütlü sendikalar, işçi sendikaları ve bu haktan yararlanan halkla birlikte bir mücadelenin verilmesi. Kamu emekçileri, bunun koşullarının her zamankinden daha fazla olduğuna dikkat çektiler.

21 Aralık grevinin başarılı geçtiği işyerlerinden biri Çapa Tıp Fakültesi. 21 Aralık grevi öncesi kendi işyerleri sorunları için bir günlük grev yapan emekçiler, bu başarının arkasında hastalarla talepleri ortaklaştırmaya yönelik işyerine dayalı bir çalışma olduğuna dikkat çektiler.

ANLATILDIĞI ÖLÇÜDE BAŞARIYA ULAŞIYOR

Ramazan Yücel (SES Çapa İşyeri Temsilcisi): 21 Aralık grevinden önce 22 Kasımda iş yerinde biz bir grev yapmıştık. Bu grevin hem bizim üzerimizde hem de kamuoyu üzerindeki motivasyonuyla  21 Aralık grevini örgütledik.

Eylemlerin işyerlerinden başlamış olmasının  çok büyük etkisi var. Çünkü çalışanların talepleri doğrultusunda aldıkları kararlar, o işin sahibi haline getiriyor onları. Onun için daha çok sahipleniyorlar.

Bu grevin başarılı olmasının nedenlerinin başında sağlık alanında dönüşümün yakıcı olması geliyor. 663 sayılı KHK’nın sağlıkçılara ve halka anlatıldığı ve getirdikleri götürdükleri anlaşıldığı ölçüde başarıya ulaşılabiliyor.

GREV ÇADIRLARI KURDUK

Nurgül Güder (SES Aksaray Şube Yöneticisi):  21 Aralık grevini örgütlemek için birim birim dolaşarak bildirilerimizi dağıttık. Birim toplantıları gerçekleştirdik. Bu toplantılarda iş yerlerinde yaşanan lokal sorunların, aslında sağılıkta dönüşüm programından bağımsız düşünülemeyeceğini anlattık. Sağlıkta dönüşüme dur demek için, sağlığın piyasalaştırılmasına dur demek için mücadele etmek gerektiğini anlattık.

Grev öncesi işyerimize grev çadırları kurduk. Bu çadırlarda sağlık çalışanlarının yanı sıra halka ulaşma, halkla sorunlar etrafında ortaklaşma fırsatı bulduk. Hasta ve hasta yakınları sağlıkta yıkıma dur demek için kendiliğinden bir imza kampanyası başlattılar. Biz biliyoruz ki halkla talepler ortaklaştığında ve mücadele edildiğinde kazanacağız.

KARARLARI BİRLİKTE ALDIK

Turan Karabağ (SES Çapa İşyeri Baştemsilcisi): Hastanede tüm çalışanların kendini ifade edebildiği iş yeri meclisleri kurduk. Öğretim üyesinden taşeronuna kadar bu meclise katılım oldu. Burada yapabileceklerimizi epeyce tartışarak birlikte kararlar aldık. Kararları birlikte alınca uygulaması kolay olduğu gibi etkili işler de yapılabiliyor. Önemli olan işyerlerinde hiç bir ayırım yapmadan sorunlar etrafında birleşebilmektir. Emekçinin sorunları ortak olduğu gibi, çözüm yolu da ortak, mücadele de... Birlikte mücadele edince kazanılabiliyor.

SAĞLIKTA YIKIMI TERSİNE ÇEVİREBİLİRİZ

Koray Yalçın*

663 sayılı son Kanun Hükmünde Kararnamenin ana fikri sağlık hizmetinin ticari bir faaliyetin konusu haline getirilmesidir. Bir kamu hizmeti olmaktan uzaklaştırılan sağlık alanında çalışan emekçiler ise, tek amaçları bağlı oldukları kuruma para kazandırmak olan, güvencesiz kölelere dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Sağlıktaki bu dönüşüm yeni bir durum değildir, ancak 663 sayılı kararnamenin iyi planlanmış bir son darbe olduğu söylenebilir.

Sağlık emekçilerinin büyük bölümü AKP’nin sağlıkta yıkım uygulamalarına başından beri karşı duruyor. Geçtiğimiz sene yapılan 13 Mart Ankara Mitingi ve 19-20 Nisan grev etkinliklerinin yüksek katılımlı olması bunun en iyi göstergesi. Hükümet cephesi ise sağlık emekçilerinin haklı tepkilerini görmezden geliyor gibi davransa da adımlarını atarken bu tepkileri değerlendirdikleri bir gerçek. Daha önemlisi sağlık emekçileri ortaya koydukları tepki ile sadece hükümeti değil, halkı da etkilemeye başlamış durumda. Önceki senelerde sağlıkta reklamı yapılan sahte “bahar havası”, GSS (Genel Sağlık Sigortası) ve AKP’nin bu alanda attığı diğer “tasarruf” adımlarıyla dağılmaya başladı. Sahte “bahar havası”nın dağılması ve kendilerine hizmet veren sağlık emekçilerinin rahatsızlığı, sağlık hizmeti bekleyen vatandaşlar için önemli bir veri haline gelmiştir. Son dönemde 663 sayılı kanun hükmünde kararname karşıtlığıyla özdeşleşen sağlık alanındaki mücadelede sağlık emekçileri tek başlarına olmayacaktır.

Sağlık emekçileri 21 Aralık günü yapılan grevle birlikte uzun soluklu bir mücadeleyi başlatmış oldular. Ülke çapında irili ufaklı tüm sağlık kuruluşlarında taşeron işçisinden, hekimine her kesimden sağlık emekçisinin katılımıyla “sağlık meclisleri”ni oluşturmaya başladık. Biz de kendi hastanemizde 21 Aralık grevinin bir hafta öncesinde “hastane meclisi”ni oluşturduk. Bu mücadelede önümüze hedef olarak tek güne sıkışmış eylem, etkinliklerden öte, hastanelerimizde görev yapan her kesimden sağlık emekçisini bir araya getiren “hastane meclisleri”nin giderek daha örgütlü ve güçlü hale getirilmesini koyuyoruz. Hastane meclisleri, daha fazla emekçinin enerjisini ve aklını ortaklaştırdığı platform haline geldiği sürece önümüzdeki dönemde sağlıkta yıkımı tersine çevirebileceğimiz adımları kararlılıkla atabiliriz.

(*) İstanbul Tabip Odası Asistan Hekim Temsilcisi

HAKLARIMIZA SAHİP ÇIKACAK GÜÇ ELİMİZDE

İstanbul Anadolu Yakasında bulunan hastanelerde çalışan emekçiler 21 Aralık grevini ve sonrasını değerlendirdi. Yapılan eylemleri olumlu ancak eksik bulan emekçiler, daha geniş kesimlerin sağlık hakkını savunmak üzere bir araya gelmesi gerektiğini söylediler.  

GÜCÜMÜZ VAR

Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi çalışanı: 21 Aralık grevinin sağlık işkolunda iyi geçmesinin sebeplerinden biri SES olarak 663 sayılı KHK’nın çıkmasından sonra bu kanunla ilgili gerekli bilgileri, kanunun sağlık çalışanlarına neler getireceğini, sağlık hizmetinden faydalanan kesimlerin ne gibi zorluklarla karşılaşacağını hastanelerde iyi anlatmamız ve bilinçli bir şekilde greve girmemizdir.

Farklı örgütlerin her zaman eylemlere bir farklılık ve katılım fazlalığı sağlayacağını düşünüyorum. Tabi bu katılım sadece altına imza koyup hiç bir şey yapmamak veya temsili bir katılım olmaması şartıyla. 21 Aralıkta yapmış olduğumuz grev tüm sağlık çalışanları birlik olduğunda bir şeyleri değiştirebileceğimizi ve sağlık emekçileri olarak haklarımıza ve sağlıktan faydalanan tüm halkın haklarına sahip çıkabilecek gücün istersek elimizde olduğunu gösterdi.

TÜM BİLEŞENLER BİRLİKTE OLMALI

Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi hemşiresi: 2005 yılı itibariyle sağlıkta uygulanmaya konulan piyasa yönelimli sağlık politikalarının halka ve sektör çalışanlarına yönelik sonuçları sendikalar ve meslek kuruluşları tarafından öngörülüyordu. Pek çok eylem yapıldı, grevler yapıldı ancak sonuç olarak bu politikaların uygulamaya geçilmesi durdurulamadı. Yapılan eylemler ve grevler sadece sürecin uzamasına katkıda bulunmuştur. Yapılan eylemler, sağlık çalışanlarda hareketlilik yaratmış özellikle hekimlerin eylem ve grevlerde inisiyatif kullanmalarını sağlamıştır. Ancak sağlıktaki köklü değişlikler düşünüldüğünde oluşan tepkilerin yetersiz olduğunu, sonuca baktığımda ise başarısızlık görüyorum. Verilen mücadelelerde bazı yanlışlıklar ve eksiklikler olduğunu düşünüyorum. Mesela; 1) 25 Kasım grevi çok etkili ve önemli bir eylemdi, sendikalar işyerlerinde çalışanlarla yeniden buluştular ancak oluşturulan etkileşimin devamı gelmedi. Bu greve bizim işyerinde hiçbir doktor destek vermedi. Sadece 20 kişi (hemşire ve psikolog) eyleme katıldı. 2) Hekimlerin ağırlıkta olduğu  eylemler daha çok ses getiriyor. İş yerlerinde daha kolay örgütleniliyor. Ancak hekimlerin mücadelelerini oda  üzerinden yürütmeleri, sendikalaşmamaları bence sürecin başarısız olmasında etkili. Özellikle hekimlerin sendikalar ile birlikte hareket etmelerinden ziyade elitist yapılarını bir  kenara bırakarak sendikalaşmaları gerektiğini belirtmek istiyorum. 3) Bir günlük grevler ile bu politikaların durdurulamayacağı kanısındayım. 4) 21 Aralık grevinin etkili geçmesinin nedeni bence sürecin şu anda daha çok hekimlere getirdiği sonuçları açısından son noktaya gelmiş olmasıdır. Bizim işyerinde hiç bir çalışma yapılmadı, birgün önce doktorlar karar aldılar ve yüzde yüz etkili bir grev oldu. Greve 5 hemşire katıldı. Hastanede çalışan hiç bir memur bu eylemi kendi eylemi olarak görmedi. Yani tam örgütlü bir eylem değildi. Ayrıca alanın ruhunun da iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü alana girdikten 10-15 dakika sonra daha basın açıklaması yapılmadan dağılan gruplar oldu. 5) Farklı örgütlerle grevlerin daha çok ses getireceğine, daha etkili olacağına, zaten mücadelenin başarılı olması için tüm bileşenlerin bir arada hareket etmeleri gerektiğine inanıyorum.

GENEL GREV İLAN EDİLMELİ

Fatih Sultan Mehmet Hastanesi hemşiresi: 21 Aralık grevi başarısız değildi ama hükümete geri adım attıracak kadar da başarılı değildi. Bunun ana sebebi ise diğer sendikalarla birlikte bu grevin ortaklaştırılamamasıdır. Önümüzdeki dönem hem sağlık çalışanları hem de sağlık hizmeti alan halk bu yasayı daha acı hissedecek. Vakit geçirilmeden biran önce başta kamu sendikaları olmak üzere konfederasyon düzeyindeki tüm işçi sendikaları, meslek odaları vb. bir araya gelip genel grev ilan edilmeli.

TEPKİ DAHA BÜYÜK OLMALI

Lütfü Kıradar Eğitim Araştırma Hastanesi çalışanı: Sağlıkta yıkım politikaları ne yazık ki devam ediyor. Buna karşı verilen tepkiyi çok yetersiz görüyorum. Sağlık alanını tamamen tasfiye eden, sağlık çalışanının kazanılmış haklarını elinden alan bu duruma karşı daha büyük bir tepki örgütlenmeli. Yoksa bu haliyle bu yasayı uygulatmama şansımız yok.

BİRLEŞİK MÜCADELEYİ ÖRGÜTLEMELİYİZ

Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi çalışanı: Kamu Hastaneleri Birliği tasarısı ilk gündeme geldiği günden bu güne kadar paneller, toplantılar iş bırakmalar ve grevler örgütlendi. Bu eylem ve etkinliklerin hükümete geri adım attıramamasının ana sebebi bu alandaki diğer sendikalarla ortaklaşılamamasıdır. Önümüzdeki dönem işyerlerinden başlayarak birleşik bir mücadeleyi örgütlemeliyiz. Başka bir şansımız yok.

MUHALİF SESLERE KULAK VERİLMELİ

Mevlüde Tülin Dirican*

Yaşam kaldığı yerden devam ediyorsa grevin istenilen başarıya ulaştığı kanaatinde değilim. Sadece bilinç oluşturdu. Bu bilinci oluşturmasındaki en büyük etken ise en ücra köşelerde de görev yapan sağlık ve eğitim emekçilerinin sorunlarını birlikte dillendirmesi oldu. Umut verdi mi? Bence hayır. Peki ne yapılmalı? Gerçekten de hastane meclisleri gündemde tutulmalı. Sorunlara karşı yazılı olarak ve gerekirse isimsiz verilen çözüm önerileri dinlenmeli. İçerdeki muhalif seslere kulak verilmeli. Yoksa muhalif gibi davranıp tartışma güçlendirilmeli. Temsilciler ve üyeler iş etiğine uygun mu davranıyorlar kendi içimiz de denetilmeliyiz.

(*) Şişli Etfal Hastanesi çalışanı

 

Kaynak: Evrensel Gazetesi