TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO), sanayide tekelleşmenin arttığını, tekelleşmenin önlenmesini öngören anayasa hükmünün uygulanmadığını bildirdi.
Makina Mühendisleri Odası (MMO) sanayinin sorunları bülteninin 9’uncusunu yayınladı. İktisatçı-yazar Mustafa Sönmez’in katkısıyla hazırlanan bültenin bu ayki konusu “Sanayide Az Sayıda Firma Egemenliği.” TÜİK verileri kullanılarak yapılan araştırmada imalat sanayindeki durum ele alındı. Varılan sonuçlar şöyle: ''Türkiye imalat sanayinin öteden beri karakteristik özelliklerinden biri, alt sektörlerde az sayıda firma egemenliğinin hüküm sürmesidir. TÜİK, 525 farklı sınıfın 108’inde en az 4 firmanın toplam dal cirosunun yüzde 70’inden fazlasını kontrol etmesini 'çok yüksek yoğunlaşma' olarak adlandırmaktadır.
DİKKAT ÇEKEN SEKTÖRLER
-Tekelci özellikteki sektörlerin başını petrol rafinajı çekmektedir. 2005 öncesine kadar kamu mülkiyetinde bulunan Tüpraş’ı özelleştirmeden satın alan Koç Grubu, sektördeki monopol konumunu da devralmıştır
-Ulaşım politikasını karayolu tercihi üstüne inşa eden ve hep bunu pekiştiren Türkiye’nin hızla geliştirilen yabancı sermayeli otomotiv, lastik ve öteki ulaşım sektörlerinde de az sayıda firma egemenliği söz konusudur.
-Otomotivi tamamlayan lastik sektöründe de çok az sayıda firmanın egemenliği var.
-Petrokimya alt dalında tek firma durumundaki Petkim, halk arasında orlon olarak bilinen akriliğin tek üreticisi Dinçkök Grubu’nun firması Aksa, temizlik maddeleri sektörünün egemeni Hayat Kimya bulundukları sektörlerin hakimleri arasındadır.
-Çimentoda Sabancı Grubu’na ait Akçansa ve Çimsa piyasaya hükmeden şirketlerdir.
-Cam sektörü kuruluşundan beri fiili tekel durumundadır. Demir-Çelikte hakim kuruluş Erdemir’i 2006 yılında Özelleştirme İdaresi ihalesinden satın alan OYAK, İsdemir ile birlikte sektöre hakim durumdadır.
ANAYASA HÜKMÜ UYGULANMIYOR
Anayasanın 167’nci maddesi devlete açıkça piyasalarda oluşacak fiili yahut anlaşma sonucu doğacak tekelleşmeyi ve kartelleşmeyi önleme görevi vermiştir. Devletin 1982 Anayasası’nın kendisine verdiği bu görevi ifa etmesi için, 1994 yılında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun kabul edilmiş ve 1997 yılında bu Kanunu uygulamakla yükümlü otorite Rekabet Kurumu tesis edilmiştir. TÜİK’in verilerinden anlaşılacağı üzere sanayi dışı sektörlerde de müdahaleyi gerektirecek büyük yoğunlaşmalar, daha doğrusu tekelci ve tekelimsi eğilimler artmaktadır. Bu durum Rekabet Kurulu’nun anayasal yükümlülük gereği daha etkin çalışmalar yürütmesini gerektirmektedir.''
Kaynak: Aydınlık Gazetesi