Kristal-İş Sendikası Genel Başkanı Bilal Çetintaş, Sendikal Güç Birliği Platformu'nun faaliyetleri ile ilgili değerlendirmelerini bizimle paylaştı.
Temmuz ayında ortak bir deklarasyonla yola çıkan Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP), nereden nereye geldi? Başlangıçta nasıl değerlendiriyordunuz, bugün nasıl bakıyorsunuz?
Türkiye sendikal hareketinde genel bir tıkanma yaşandığı biliniyor. Sendikaların tabanı daralıyor, örgütlülüğü zayıflıyor. Yeni haklar elde edilemediği gibi eski haklar da korunamıyor. Emeğin hakları yoğun bir saldırı altında fakat saldırıya karşı koyma iradesi ortada yok. Bu olumsuzlukların aşılmasını isteyen, bunu kendine dert eden sendikalar olarak yan yana geldik.
Her birimizin tek tek verdiği çabaların yetersizliklerini ortadan kaldırmak, ortak bir akıl ve irade yaratmak, sendikal hareketin ihtiyaçlarına cevap vermek, sorun gördüğü alanlara müdahale etmek amacı ve niyetiyle yola çıktık.
Beklentilerimize ve hedeflerimize uygun küçük küçük adımlar atıyoruz. Ortak belgeler üretiyor, ortak toplantılar yapıyoruz. Henüz yolun çok başındayız ve gidecek daha çok yolumuz var. Herkesin “acaba ne yapacaklar”, “ne diyecekler” diye meraklı bir beklenti içinde olduğunu gördükçe iyi ve doğru bir iş yaptığımızı düşünüyorum.
Çevrenizde SGBP'ye ilişkin nasıl değerlendirmeler var, bir umut veriyor mu SGBP dostlara? Ya da eleştirilen yönleri var mı?
Sendikal Güç Birliği Platformu, sendikal hareket içinde bir beklentiye karşılık geliyor. İşçiler uzunca bir süredir, hak ve özgürlük mücadelesi verecek, teslimiyeti yırtacak, suskunluğu sese dönüştürecek bir iradenin oluşması beklentisi içindeler. O yüzden Sendikal Güç Birliği Platformu, sevinçle karşılandı.
Sadece işçiler sendikacılar arasında değil, genel olarak emek hareketiyle ilgili olan herkesin dikkatini çekmeyi başardı bu hareket. İnsanlar umutlu, ancak daha önce ortaya çıkmış ve sönümlenmiş benzer girişimler nedeniyle bir ihtiyat payı da bırakılıyor.
Çeşitli eleştiriler de elbette oluyor. Yapılan eleştiriler daha çok geçmişteki örneklerle ve sendikal pratikle kıyaslanarak yapılıyor. Bu da çok normal. Benzer eleştirileri biz de yapıyoruz. Yapılan eleştirileri aşmanın yolu, pratikte sağlam adımlar atmaktan geçiyor.
Sendikanız Kristal-İş'in SGBP içindeki rolünü nasıl tarif ediyorsunuz? Kristal-İş bu süreçten ne bekliyor?
Sendikal Güç Birliği Platformu, aynı ya da benzer yaklaşımlar taşıyan sendikaların tek tek yapamadıkları yapmak, eksik yaptıklarını tamamlamak üzere oluşturdukları bir zemindir. Biz bu zeminde aynı dertten muzdarip sendikalarla kader birliği yapıyoruz. Kader birliği yaptığımız sendikalar arasında kendimiz için özel bir rol tarifi yapmayı uygun görmüyoruz.
Kristal-İş, Sendikal Güç Birliği Platformu ile mücadele imkanlarını genişletmeyi, yeni örgütlenme deneyimleri ortaya çıkarmayı hedefliyor. Bir diğer beklentimiz de Türk-İş'te demokratik bir yenilenme sürecini yaratmaktır. Fakat hemen belirtmeliyim ki, biz SGBP'yi bir misyon hareketi olarak görüyoruz, bu nedenle Türk-İş Genel Kuruluna ilişkin beklentilerimiz genel beklentilerimizin bir parçasıdır.
Türk-İş Genel Kurulu'na az zaman kaldı? Nasıl bir çerçeveyle gidiyorsunuz genel kurula? İyimser misiniz, kötümser mi?
Genel kurula, Türk-İş'i hükümetin vesayetinden kurtarmak, yeniden emek örgütü kimliği kazandırmak üzere gidiyoruz. Türk-İş işçi sınıfının merkezi sendikal örgütü olabilmek için, işçi hakları ve demokrasi mücadelesinde başarıya ulaşabilmek için yenilenmeye ihtiyaç duymaktadır.
Genel Kurul'da temel görev, Türk-İş'in mücadele anlayışının geliştirilmesi, demokrasi ve işçi hakları temelinde oluşturulacak bir mücadele programı etrafında Türk-İş'in geliştirilmesidir.
Türk-İş'in demokratikleştirilmesi, üyenin söz ve karar sahibi olmasını sağlayacak mekanizmaların kurulması bir diğer hedefimizdir. Bu çerçevede bağımsız ve demokratik bir Türk-İş için yönetime aday oluyoruz. Elbette iyimseriz, çünkü aklının ve vicdanının sesini dinleyen, işçiden gelen sese kulak veren her delege bu sürece kayıtsız kalmayacaktır.
Hükümetin Türk-İş’in mevcut yönetimini zora sokmamak için Genel Kurul öncesinde gündeme getirmeyi planladığı uygulamaları beklettiği söyleniyor, ne diyorsunuz? Genel Kurul sonrasında bu saldırılar karşısında ne yapmayı planlıyorsunuz?
Hükümetin, Ulusal İstihdam Stratejisi çerçevesinde kıdem tazminatımızı tasfiye etmek, bölgesel asgari ücreti, özel istihdam büroların getirmek, esneklik uygulamalarını genişletmek için çalışmalar yaptığı biliniyor. Hükümet mevcut Türk-İş yönetiminin elini rahatlatmak için bu düzenlemeleri bir süreliğine erteledi. Genel Kurulun ardından bu düzenlemeler gündeme gelecek. Kıdem tazminatı başta olmak üzere emeğin haklarına yönelik saldırılar karşısında, diğer emek örgütleriyle birlikte demokratik direnme hakkımızı kullanacağız.