Birleşmiş Milletler Kadınların Konumu Komisyonu'nun 4 Mart 2013'te başlayan 57. oturumu için dünyanın dört bir yanından sendikalı kadınlar New York'ta bir araya geldi.
Toplantıya katılan sendika delegasyonu, kadınlara yönelik şiddetin derhal ve daha fazla gecikmeksizin önlenmesi ve çözüme kavuşturulması için gerekli bütün önlemleri alma konusunda bütün üye devletlere çağrıda bulunacak.
Kadının konumunu incelemek üzere Birleşmiş Milletler tarafından New York'ta her yıl düzenlenen toplantıya bu yıl 6.000'den fazla sivil toplum temsilcisi katıldı. Konferansa ulusal sendikal merkezlerin ve sendikaların yanı sıra, kamu sektöründen PSI, hizmet sektöründen UNI ve eğitim sektöründen EI gibi küresel federasyonlar katıldı.
Dünya Bankası'nın toplantıda vurgulanan bir raporuna göre, 15 ila 44 yaş arasındaki kadınların sıtma, AIDS ya da kanserden ziyade şiddet nedeniyle ölüm ihtimali daha fazla.
ILO bu yıl 8 Mart Dünya Kadın Günü dolayısıyla cinsel taciz konusunu da öne çıkarıyor. ILO'nun Komisyon'a bu yılki sunumu, ILO'nun insana yakışır çalışma için mücadelesini şiddete karşı mücadeleyle bağlantılandırıyor. ILO'nun çalışma yaşamında, cinsel taciz ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin de içinde yer aldığı, cinsiyet ayırımını kaldırmaya yönelik politikaları ve programları var.
Bazı tahminlere göre, Avrupa Birliği'nde kadınların yüzde 40 ila 50'si çalışma yaşamında şu ya da bu derecede cinsel tacize maruz kalıyor. Asya-Pasifik ülkelerinde bu oran yüzde 30 ila 40 dolayında. Sendikalar toplu sözleşmelere cinsel tacizle ilgili hükümler girmesini sağlıyor.
New York'ta diplomatlar, muhafazakâr hükümetlerin, din, âdet ve geleneklerin kadına yönelik şiddete karşı mücadeleyle bağdaşmadığını öne sürerek konferansın nihai kararını bir kez daha engelleyecek olmasından korkuyorlar. Bu çevreler, “gelenek” ve “ahlak” gibi gerekçelerle, uluslararası belgelerde yer alan insan haklarına saldırıyorlar.
Kazanımları koruma mücadelesi
Muhafazakâr hükümetlerin, köktencilerin, paramiliterlerin ve benzerlerinin benimsedikleri değerlere aykırı davranmaya cesaret eden kadınlar fiziksel şiddete, dışlanmaya, tehdide ve aşağılanmaya maruz kalıyorlar. Birleşmiş Milletler'in konferansına katılan kadın hakları aktivistleri, kadınların çetin bir mücadeleyle elde ettikleri kazanımların yok edilmemesi için kararlı bir mücadele veriyorlar.
Kadınların ekonomik yönden güçlendirilmesi, Afrika'da Kadına Yönelik Şiddet ve HIV konulu oturumun ana temasıydı. Oturumda Zimbabve, Gana ve Malavi'den kadın ve toplumsal cinsiyet eşitliği bakanları ile Namibya'dan HIV'le Yaşayan Kadınlar Ağı'nın bir temsilcisi konuştular.
Katılımcılar 2015'ten sonraki gelişme gündeminde kadınların eşitliğinin yer alması gerektiği konusunda anlaştılar. Kadınların erkeklere ekonomik bağımlılığı onları toplumsal cinsiyete dayalı şiddete ve HIV bulaşmasına maruz bırakıyor. Ekonomik gücün kazanılması -cinsel yaşam dahil, yaşamın bütün alanlarında- bağımsız karar alabilmeye, gıda, enerji, su gibi ihtiyaç maddelerinin teminine daha az zaman harcanmasına, eğitim ile toplumsal ve politik etkinliklere daha fazla zaman ayrılmasına olanak sağlıyor. Eğitim, insana yakışır çalışma ve temiz su kullanabilme olanağı, Afrika'da kadınların ekonomik güç kazanmasında öne çıkan önceliklerden bazılarıydı.
Konferansta varılan sonuçlardan biri, daha fazla kadının -BM barış gücü askeri ve yargıç gibi- polislik mesleğine alınması gerektiğiydi. Kadına yönelik şiddete karşı mücadele, sürdürülebilirliğin, barışın ve güvenliğin önceliklerinden biri olmalıdır. Sendikaların ise şiddeti ortadan kaldırma mücadelesindeki meşru toplumsal taraf olarak daha etkin bir rol oynaması gerekiyor. Konferansın nihai sonuçları 15 Mart 2013'te kabul edilecek.