• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

“Sosyal Diyalog Çalıştayı” İstanbul’da Gerçekleşti.

ILO tarafından düzenlenen “Petrol, Kimya, Lastik, Plastik ve İlaç İşkolunda Sosyal Diyalog Çalıştayı” 27 Kasım 2018 tarihinde, sosyal tarafların bir araya gelmesiyle gerçekleştirildi.

29.11.2018

ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) tarafından sürdürülen “Çalışma Hayatında Sosyal Diyaloğun Geliştirilmesi Projesi” kapsamında düzenlenen, “Petrol, Kimya, Lastik, Plastik ve İlaç İşkolunda Sosyal Diyalog Çalıştayı”; ILO Türkiye Ofisi yetkilileri, AÇSGB (Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı) yetkilileri, işkolumuzdaki işçi sendikaları yetkili ve uzmanları ile işveren sendikaları yetkili ve uzmanlarını katılımıyla Dedeman Bostancı Otel’deki toplantı salonunda gerçekleştirildi.

Sendikamızı temsilen TİS Servisi Uzmanımız Av. Serpil Aksakal, Eğitim Servisi Uzmanımız Erhan Kaplan, Dış İlişkiler Servisi Uzmanımız Rıza Köse ve İSİG Servisi Uzmanımız Ceyhun Gürpınar’ın katıldığı Çalıştay, ILO Türkiye Ofisi Ulusal Proje Koordinatörü Melahat Güray ve AÇSHB Daire Başkanı Hüseyin Seyrekoğlu’nun açılış konuşmalarıyla başladı.

Ardından başlayan ilk oturum, ILO Türkiye Ofisi Sosyal Diyalog ve Politika Yöneticisi Tuba Burcu Şenel’in, İLO’yu tanıtması ve AÇSHB Çalışma Uzman Yardımcısı Semra Zengin’in mevzuatımızdaki çalışma hayatına dair sosyal diyaloğun bilgilendirme, danışma ve müzakere ayaklarına dair hükümlerini anlattığı sunumuyla devam etti.
İkinci oturumda ise söz sırası işçi sendikalarındaydı. Kocaeli Üniversitesinden Doç. Dr. Mehmet Onat Öztürk’ün moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumda ilk olarak Sendikamız TİS Uzmanı Av. Serpil Aksakal söz aldı. Aksakal konuşmasında; ülkemizdeki örgütlülük düzeyinin çok düşük olmasının, sosyal taraflardaki dengeyi işçi aleyhine bozduğunu, bu sebeple işçi tarafını daha en başta taleplerini işverene cesaretle iletme noktasında güçsüz bıraktığını ifade etti. Bir örgütlenme çalışması sırasında işverenin tepkisinin mutlaka ilk olarak yetki tespitine itiraz davası açmak, çalışanları sendika üyeliğinden istifaya zorlamak ve istifa etmeyen çalışanları işten çıkarmak şeklinde olduğunu belirten Aksakal, güncelliğini halen koruyan Flormar örgütlenmesini örnek vererek, isveren tarafının olumlu yetki tespitine itiraz edip, 130 çalışanı işten çıkarttığını ifade etti. Bu süreçte sendikanın, ilişkilerin daha da gerilmemesi ve   bu sert çatışma zemininden uzaklaşarak sorunların çözümü için işveren tarafına yaptığı görüşme çağrılarına hiçbir şekilde cevap verilmediğini belirtmiştir. Aksakal konuşmasının devamında, örgütlenme ve toplu sözleşme görüşmelerinde sosyal diyaloğun başarılı olduğu ve başarısız olduğu iki örnekle konuyu somutlaştırdı.

Bu sırada söz alan Dış İlişkiler Uzmanımız Rıza Köse, Flormar örgütlenmesi sürecinde, sosyal diyalog çabalarımızın ülke sınırlarını aştığını, Flormar’ın büyük ortağı Yves Rocher’in Fransız şirketi olması sebebiyle, küresel sendika IndustriAll, Yves Rocher’de örgütlü olan Fransız Sendikaları ve ILO Genel Merkezindeki yetkililere kadar konunun taşındığının hatta Fransa Çalışma Bakanı’na intikal ettirildiğinin bilgisini verdi.
Sendikamız Eğitim Uzmanı Erhan Kaplan ise örgütlenme sürecinde çoğunluk tespitinin ve TİS yapma yetkisinin Bakanlık tarafından verildiğini oysa bu süreçte işveren tarafından açılan davalar sebebiyle işçi sendikasının mağdur olduğunu ifade ederek, tespiti yapan Bakanlığın bu noktada asıl muhatap kabul edilmesini ve açılan yetki tespitine itiraz davaları ile tüm sürecin durdurularak işçi tarafının mağdur edilmesinin önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.   

Ardından söz alan Lastik-İş Sendikası Toplu Sözleşme ve Eğitim Dairesi Müdürü Üzeyir Ataman da özellikle örgütlenme aşamasında, sosyal diyaloğun işveren tarafından kasıtlı olarak engellenmesine dair bazı örnekler vererek, hukuk sistemimizdeki yavaşlığın ve bazı boşlukların işverenler tarafından kullanılarak, örgütlenme sürecinin sabote edildiğini, bunun sosyal diyalog geliştirme noktasında samimiyet eksikliğini açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.

Öğleden sonra başlayan üçüncü oturumda işveren sendikaları adına söz alan KİPLAS (Türkiye Kimya Petrol Lastik ve Plastik Sanayi İşverenleri Sendikası) Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kocagül, KİPLAS’ın yıllardır işkolundaki işçi sendikalarıyla geliştirmiş oldukları sosyal diyalog ile birçok toplu iş sözleşmesine imza attıklarını belirterek, önümüzdeki dönemde sosyal diyalog mekanizmasının sadece toplu sözleşmelerle sınırlı kalmaması, çalışma yaşamını ilgilendiren farklı konularda da ortak çalışmalar yapılması hususunda çağrısını iletti.

Günün son oturumunda ise katılımcılara söz verilerek düşüncelerini ifade etmeleri istendi ve taraflara soru sorma imkânı tanındı. Bu oturumda söz alan İSİG Servisi Uzmanımız Ceyhun Gürpınar, İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik’in revizyon çalışmaları için Sendikamızdan görüş istendiğini ve hazırlanan taslakta görüşlerimizin dikkate alınmış olmasının memnuniyet verici olduğunu, konunun bu yönüyle işçi tarafı ve devlet arasındaki kurulan sosyal diyaloğa güzel bir örnek olduğunu ifade ettikten sonra, Sendikamız tarafından geçtiğimiz yıl başlatılan ve bir yıldan uzun bir süre devam eden Fiili Hizmet Süresi Zammı uygulamasının kapsamının genişletilmesi ve patlayıcı imalatı ile petrol rafineri sektörlerinde çalışanların bu uygulamadan yararlanmasını amaçlayan bilimsel çalışmada, sosyal taraflardan biri olan işveren tarafının desteğini gördüklerini ancak aynı desteği devlet kurumlarında göremediklerini bunun da sosyal diyalog için olumsuz bir örnek teşkil ettiğini belirtti. Gürpınar ayrıca, işçi ve işveren arasında kurulan ikili sosyal diyaloğun en temel örneklerinden olan İş Sağlığı ve Güvenliği Kurullarındaki karar alma mekanizmasında işçi aleyhine düzenlemeler olduğunu, ilgili Yönetmelik kurallarına göre, işveren tarafının, işçi tarafını toplantıya dahi çağırmadan kendi başına karar almasının mümkün olduğunu belirtti.

Bu oturumun devamında gündeme gelen emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili konuyla bağlantılı olarak Sendikamızın görüşünü dile getiren Gürpınar, bizim işkolumuzun da içerisinde olduğu, çalışma koşullarının zorlu ve sağlık risklerinin yoğun olduğu  birçok işkolunda 65 yaşına kadar çalışmanın pratikte mümkün olamayacağını, bu uygulamanın işveren tarafınca da doğru bulunmayacağını, önümüzdeki dönemde sabit bir emeklilik yaşından vazgeçilerek, yapılan işe göre farklı ve uygulanabilir emeklilik yaşlarının belirlenmesinin daha uygun olacağını paylaştı. 
Çalıştay, Doç. Dr. Mehmet Onat Öztürk’ün son değerlendirmesi ve kapanış konuşmalarıyla son buldu.