Turgut Düşova Trakya şubemizin yeni başkanı Trakya Şubemizin 12 Ekim 2008 tarihinde Lüleburgaz Ezgi Hotel'de yapılan 5. Olağan Genel Kurulu'nda Şube Başkanlığına Turgut Düşova, Şube İdari Sekreterliğine Osman Sayın, Şube Mali Sekreterliğine de Behzat Ekmen seçildi.
Turgut Düşova Trakya şubemizin yeni başkanı Trakya Şubemizin 12 Ekim 2008 tarihinde Lüleburgaz Ezgi Hotel'de yapılan 5. Olağan Genel Kurulu'nda Şube Başkanlığına Turgut Düşova, Şube İdari Sekreterliğine Osman Sayın, Şube Mali Sekreterliğine de Behzat Ekmen seçildi. Kurulduğu 1993 yılından bu zamana kadar Trakya Şube Başkanı olan Tekin Akın ise bu genel kurulda aday olmayarak veda etti. Trakya şubemizin genel kurulunda Yönetim Kurulu asil üyeliklerine Yusuf Büyükkol, Arif Oruç, Bayer Çiftçi, Şaban Dündar seçilirken Şube Denetim Kurulu asil üyeliklerine de Tacettin Atasayar, Merih Kabaağaç ve Nuri İlgin seçildi. İsmail Öcalan, Tolga Yılbak ve Ali Cansız da Şube Disiplin Kurulu asil üyeliklerine seçildiler. Trakya Şube Genel Kurulu, Şube Mali Sekreteri Behzat Ekmen'in açış konuşmasıyla başladı, açış konuşmasından sonra saygı duruşu yapıldı. Sendikamız genel merkez yöneticilerinin, şube başkan ve yöneticileri ile genel merkez denetim ve disiplin kurulu üyelerinin de katıldığı genel kurula Lüleburgaz'dan siyasi parti, sendika, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri de geniş katılım gösterdi. CHP Kırklareli Milletvekili Dr. Tansel Barış, Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak, CHP İlçe Başkanı Öner Cevaş, CHP İlçe Sekreteri Zeki Akın, EMEP İlçe Başkanı Aytekin Bulut, Harb-İş Çorlu 5. Şube Başkanı Orhan Yavaşoğlu, Şeker-İş Şube Başkanı Orhan Saltık, Şeker-İş Şube Mali Sekreteri Sezgin Kartal, Eczacıbaşı-Zentiva Personel Müdürü Semih Celep, Eğitim-Sen Temsilcisi Cahit Aras, SES Temsilcisi Yetkin Aydı, Eğt-Sen Temsilcisi Ramazan Özenç Genel Kurulu onurlandıran konuklardı. Sendikamız Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın'ın, İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı Reşat Tüysüz, Kırıkkale Şube Başkanı Recep Sefer, Aliaağa Şube Başkanı Salih Mehmet Aydın ve Adıyaman Şube Başkanı Hasan Basri Yüzer'in divana seçilmelerinden sonra Genel Kurul'da Trakya şubemizin son dört yıllık faaliyetleri, eylem ve etkinlikleriyle ilgili bir slayt gösterisi yapıldı. Trakya Şubesi Yönetim Kurulu adına 5. Olağan Genel Kurul Çalışma Raporuyla ilgili bilgi vermek için kürsüye çıkan Şube İdari Sekreteri Turgut Düşova, “Ülkemizin işçi sınıfı açısından en gelişkin bölgelerinin başında gelen Lüleburgaz'dayız. Herkes biliyor ki, bütün şehir, hatta bütün bölge emeğiyle geçiniyor. Ya bağında bahçesinde, tarlasında, ya da işyerinde, fabrikada, atölyede namusuyla çalışıyor. Alınteri akıtıyor. Çoluğunun çocuğunun rızkı için, onları kurda kuşa yem etmemek için, başı dik yaşasınlar diye gece demeden gündüz demeden çalışanların diyarındayız. Biz de Trakya şubesi olarak bu çalışkan insanların bir parçasıyız; böyle olmaktan da gurur duyuyoruz. Tüm işyerlerimizden üyelerimizle var ettiğimiz şubemiz, inanıyoruz ki yeni dönemde çok daha ileri atılımlar gerçekleştirecek” dedi. Kapitalizm sarsıldı Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın Trakya Şube Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada dünyada yaşanmakta olan küresel mali krize dikkat çekerek,” Herşeyi piyasanın insafına bırakmanın sonucu bir kez daha görüldü. Herşey piyasanın insafına bırakılamaz. Şu anda dünyada büyük bir finansal deprem yaşanmakta, piyasalardan arka arkaya çöküş haberleri gelmektedir. Başta ABD'nin ve İngiltere'nin en büyük, en köklü banka ve finans kuruluşları iflas bayrağını çekmektedir. Hükümetler çöken finans sektörünü kurtarmak için çeşitli paketleri uygulamaya koymaktadırlar. Bu kriz 1929 dünya krizinden sonra kapitalizmin en büyük krizidir” dedi. Krizin dalga dalga bütün dünyaya yayılacağını, ne yazık ki bu krizden etkilenmeyecek kişi, firma, kurum, kuruluş ve ülkenin kalmayacağını belirten Öztaştın, “Bu krizle her ne kadar kapitalizmin sonunun geldiği tartışılsa da bugün için kapitalizmin sonunun geldiğini söyleyemeyiz” diye konuştu. Ama kapitalizmin sarsıldığını ve yıllardır bizlere yutturulan bazı değerlerin çöktüğünün görüldüğünü belirten Öztaşkın, 'Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler' şeklinde formüle edilen serbest piyasanın, devlet ekonomiden çekilsin, piyasa kendi kendini düzenleyebilir tezlerinin, kamu zarar ederse yük olur, özelden bize ne görüşlerinin çöktüğünü söyledi. Öztaşkın, bu krizle birlikte önümüzdeki dönemde olabilecekleri ise şöyle sıraladı: “Kurtarma paketlerinin faturası 2001 krizinde olduğu gibi halkın sırtına yüklenecek. Büyüme azalacak, bütün dünyada yıllarca sürebilecek bir durgunluk olacak, üretim düşecek. Finans kuruluşlarından sonra reel sektör firmaları da peş peşe iflas edecek. Bugüne kadar eşi benzeri görülmemiş işsizlik olabilir. Bunların sonunda yoksullaşma hızlanacak. IMF Raporuna göre Latin Amerika'da açlık sorunu gündeme gelebilir. Afrika'da ise açlık sorunu daha da derinleşecek. 1929 krizinde işsizlik sanayileşmiş ülkelerde kriz öncesine göre 10 kart artmıştı. 1929 krizi 10 yıllık durgunluktan sonra 2. Dünya Savaşı'nı beraberinde getirmişti. Bu kriz, 1929'da olduğu gibi savaş ekonomisiyle aşılmaya kalkılırsa dünyada savaşlar ve çatışmalar artacaktır.” Türkiye ekonomisinin çarklarının ihracata dayalı üretimle dönmesi nedeniyle, dünyadaki durgunluğun Türkiye'yi de çok yakından etkileyeceğini belirten Öztaşkın, “Dış ticaret açığının ve cari açığın bu kadar yüksek olduğu ülkemiz krizden sanıldığından da fazla etkilenecektir” dedi. Öztaşkın şöyle devam etti: “Krizin etkisiyle üretim azalacak, işyerleri üretimine ara verecek veya kapanacak. İşsizlik artacak, işten çıkarmalar yoğunlaşacak, ücretler baskı altına alınacak.” EMEK ÖRGÜTLERİ ORTAK TUTUM TAKINMALI Öztaşkın, krize karşı emek örgütlerinin ortak tutum takınmaları gerektiğini belirterek, “Fatura emekçiye değil, sermayeye kesilmeli” dedi. Öztaşkın şöyle devam etti: “İşçilerin, memurların, tüm emekçilerin bu krizi en az zararla atlatabilmeleri için ortak politikalar üretmeleri gerekir. Bu olmaz ise faturaya bize ödeyeceğiz. Emek Platformu arasındaki problemleri bir tarafa bırakıp bir an önce toplanmalı ve bir an önce bu politikaları hükümetin önüne koymalıdır.” Terör sorunu Aktütün Sınır Karakolu saldırısı, Diyarbakır'da polis aracına saldırı ve İstanbul'da canlı bombanın yakalanması gibi olaylara değinen ve ülkemizin en önemli diğer sorununun da terör sorunu olduğunu söyleyen Öztaşkın, toplumsal bütünlüğümüzün çatırdamakta olduğunu, ayrışma, çatışma kültürünün geliştiğini bildirdi. Adına ister Kürt, ister Güneydoğu ne denirse densin sorunun bölgeleştiğini ve iç dinamiklerle çözülemediğini belirten Öztaşkın, ölen tarafta çok büyük kin ve nefret duygularının geliştiğini söyleyerek şöyle konuştu: “Toplumsal birlikteliğimiz her şeyin önündedir. Terörü kınamakla bu işler olmuyor. Herkes ne yapılacağını düşünmeli. Çoğu kişi bu konuda takiyye yapıyor. Toplumdaki infial ortada. Bu acıyı bu toplum daha ne kadar taşıyabilir? Toplumsal barış tehdit altında. Kimlik bağlamında ayrılıkları körükleyen tanımlamalardan vazgeçelim.” “Sorunu çöz diye havale ettiğiniz ABD, bu bölgede kendi emperyal politikalarının uygulaması içerisinde” diyen Öztaşkın, hepimizin bu soruna ve sorunun çözümüne karşı duyarlı olması gerektiğini söyledi. Sendikaların durumu “Sendikalarda basına yansıyan usulsüzlükler bizleri de rahatsız ediyor. Çürümüşlükten bütün kurumlar nasibini alıyor. Sendikalarda olan usulsüzlükler büyütülerek basına yansıtılıyor. Bizler bu usulsüzlükleri benimsemiyoruz” diyen Öztaşkın şöyle devam etti: “Sendikalar mali anlamda kapalı kutu olmaktan çıkarılmalı ve bağımsız denetçiler tarafından da denetlenecek bir sistem oluşturulmalı. Buna bazı sendikalar karşı çıkıyor ama biz bu konunun da yer aldığı Sendikalar Yasası Taslağı için görüşümüz sorulduğunda buna evet dedik. Hiçbir sendikacı sendikanın mali olanaklarını kendi şahsi çıkarları için kullanmamalı.” Ciddi bir sendikal kriz yaşanıyor Sendikaların ciddi bir kriz yaşadığını, hem üye, hem de toplum nezdinde itibar yitirdiklerini söyleyen Öztaşkın, “Üç işçi konfederasyonunun üye sayısı 600 bin. Oysa 10-11 milyon çalışan var. Bu yapılar sendikaları daha fazla ileri götüremez. 100 sendikayı 600 bin işçi kaldıramaz. Memur sendikalarında da durum aynı. Gücünüz ve etkinliğiniz üye sayısı ile orantılıdır. Sendikal harekette birleşmeler acilen takvime bağlanmalı. Siyasette yönlendirici ve etkileyici tavır ortaya koymalıyız” dedi. Öztaşkın şöyle devam etti: “Sosyal Güvenlik Yasası 1 Ekim'de yürürlüğe girdi. Katkı paylarını ödemeye başladık. Maalesef bu konuda sendikal hareket sınıfta kaldı. Şimdi kıdem tazminatını gündeme getirecekler. Güneydoğu için yeni kalkınma planı tartışılıyor. Burada da bölgesel asgari ücreti gündeme getirecekler. Hak kayıplarını engellemek için mücadele etmeliyiz. Sendikalar iktidarların arka bahçesi olamazlar, kendi bağımsız politikalarını ortaya koymak durumundadırlar.” Toplu iş sözleşmeleri 10 Ocak'ta kamu toplu iş sözleşmeleri için masaya oturulacağını, kamuda ücretlerin reel olarak bu siyasi iktidar döneminde yüzde 35 oranında geriledğini söyleyen Öztaşkın, BOTAŞ, TPAO, Eczacıbaşı İlaç, Jotun, C.F. Maier gibi işyerlerimizdeki sorunların da belli olduğunu ifade etti. TİS'lerde amacın kazanılmış hakları korumak, işverenin esnek çalışma taleplerini kabul etmemek olduğunu belirten Öztaşkın, “ Kasım ayında TPAO ve BOTAŞ'ta temsilcileri toplayacağız. 2009, BOTAŞ'ta özelleştirmenin start verildiği yıl olacak. TPAO'da da özelleştirme veya TPAO'yu etkisizleştirmenin yolu açılmaya çalışılıyor. Bu nedenle Petrol Yasası yeniden gündeme gelebilir” dedi. Özel sektörde de yerli şirketlerin ya satıldığını veya yabancı ortakla faaliyetlerini sürdürdüğüne dikkat çeken Öztaşkın, AB sürecinin bunu daha da hızlandıracağını belirtti. Öztaşkın, Eczacıbaşı İlaç'ın satıldığını, alan firmanın da başkasına sattığını belirterek, “Eczacıbaşı İlaç'ı pazarlama şirketi ile birleştirip sendikamızı yetkisizliğe sürüklemek isteyeceklerdir. Tüm bu gelişmelere karşı mücadeleye hazır olmalıyız” dedi. Öztaşkın, seçimlerin sandıkla başlayıp sandıkla bitmesi gerektiğini belirterek, sandık kapandıktan sonra genel kurulların tartışılmaması gerektiğini bildirdi. Ankara Şube Başkanı, Genel Merkez Genel Mali Sekreteri ve kurulduğundan bu zamana kadar da Trakya Şube Başkanı olarak Petrol-İş Sendikası'na, sendikal harekete önemli katkıları, hizmetleri olan Tekin Akın'ın sağlık sorunları nedeniyle bu kurulda veda ettiğini söyleyen Öztaşkın, “Biz verdiği hizmetler ve önemli katkıları için kendisine teşekkür ediyoruz, yaşamında başarılar, uzun ve sağlıklı bir ömür diliyoruz” dedi. Öztaşkın'ın konuşmasından sonra CHP Kırklareli Milletvekili Dr. Tansel Barış, Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak, EMEP İlçe Başkanı Aytekin Bulut da birer konuşma yaptılar. Delegelerden ise C.F Mair Temsilcisi Ömer Özdemir bir konuşma yaptı. Şube Başkanı Tekin Akın'dan veda mesajı Trakya Şube 5. Genel Kurulu'na sağlık sorunları nedeniyle katılamayan Şube Başkanı Tekin Akın yazılı bir mesaj gönderdi: “Şubemiz 5. Olağan Genel Kurulu'nu oluşturan değerli delegeler ve sevgili arkadaşlarım; 1978 yılında çalışmakta olduğum BOTAŞ Ceyhan Bölge Müdürlüğü işyerinde yapılan seçimle başladığım görevime bugün itibariyle noktayı koyuyorum. Sendikamdaki bu onurlu görevi daha sonra sırasıyla Ankara Şube Yönetim Kurulu üyesi ve Başkanı, Genel Mali Sekreterlik ve kurulduğu 1993 yılından bugüne kadar da Trakya Şube Başkanı olarak yürüttüm. Otuz yıl boyunca verdiğimiz bu onurlu mücadelede yanımda olan tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim. Beni “ Tekin Akın” yapan sendikam Petrol-İş'e de şükranlarımı sunarım. Bugün aranızda olup hepinizle tek tek vedalaşmayı çok isterdim; ancak sağlığım, özellikle de ruh sağlığım buna izin vermedi, bu nedenle beni bağışlayın. Yaptığımız görevin kaçınılmaz olarak yarattığı sıkıntıların yanısıra, bunca yıl beraberce savunuculuğunu yaptığımız değerlere sendikal anlayışa sığmayan tutum ve davranışlar beni çok üzdü, deyim yerindeyse gerçekten “hasta etti!” Bu nedenle maalesef aranızdan ayrılıyorum. En kısa zamanda işyerlerini tek tek ziyaret ederek sizlerle vedalaşacağım. Sizler ve sendikam Petrol-İş ömrümün sonuna kadar yüreğimin en müstesna köşesinde durmaya devam edecek. Verdiğiniz mücadelede elimden geldiğince yanınızda olmayı sürdüreceğim. Bütün çabamıza, 93 gün süren onurlu direnişe rağmen örgütlenmeyi başaramadığımız Sanovel işçileri ile nasıl hala görüşüyorsam, Eczacıbaşı, TPAO, Botaş, Jotun ve CF Maier işçileriyle ve tüm örgütümle de birlikte olmaya devam edeceğim. Gittikçe zorlaşan yaşam koşullarına karşı vereceğiniz mücadelede sizlere kolaylıklar ve başarılar diliyorum. Yaşasın birlik ve dayanışma, yaşasın Petrol-İş! Kalın sağlıcakla. Tekin Akın” Sendikamız Genel Mali Sekreteri İbrahim Doğangül'ün okuduğu mesajın ardından duygulu anlar yaşandı, salonda bulunan delegeler ve üyeler uzun süre ayakta alkışlayarak uğurladılar Tekin Akın'ı. Adayların konuşmaları Daha sonra ise şube yönetimine aday olanların konuşmaları başladı. Şube Mali Sekreter adayı Behzat Ekmen, Şube İdari Sekreter adayları Mehmet Nuhoğlu ve Osman Sayın'ın konuşmalarının ardından Şube Başkanlığına tek aday olarak katılan Turgut Düşova bir konuşma yaptı. Düşova, yaptığı konuşmada, Amerika'nın çöktüğünü, 'kamusal alanı terkedin, herşeyi özelleştirin' diyenlerin şimdi kamulaştırma yaptıklarını söyleyerek, “Bu sistem çöktü, yeni bir dünya mümkün. ABD emperyalizmini reddeden, eşitliği, adaleti savunan bir sistem mümkün. Sorunu çözmek için yeni bir inanç, yeni bir kararlılık gerekir. Sendikalar mücadele alanı olmalı. İnançlı olursak, birlik olursak sorunları çözeriz” dedi. Jotun'da 5.5 ay direndiklerini, bu direnişe Eczacıbaşı, TPAO, BOTAŞ'taki üyelerimizin tam destek verdiklerini söyleyen Düşova, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Aynı işi yaptıkları halde birkaç kilometre uzaklarındaki işçilerin ücretlerinin çok altında, asgari ücret alan Sanovel işçileri sendikamızda örgütlendiler. 4 işçi işten atılınca da 190 üyemiz şalter indirdi. 45 derece sıcak altında 93 gün direndik. Ancak çeşitli nedenlerle burada örgütlenmeyi başaramadık. Tek başına, Petrol-İş'in şubelerinin örgütlenme mücadelesi ile bu iş olmuyor. Örgütlenemediğimiz sürece yok olmaya mahkümuz. Örgütlenmenin önünü mutlaka açmalıyız.” C.F Maier'de de uzun bir örgütlenme mücadelesi verdiklerini, ne yazık ki burada da başarısız olunduğunu belirten Düşova, güçlenerek genel kurulunu tamamlayacak olan Trakya Şubesi'nin 13 Ekim itibariyle yeni bir heyecan, inanç ve kararlılıkla örgütlenme mücadelesini sürdüreceğini söyledi. Eczacıbaşı İlaç'ta kendilerini büyük sıkıntıların beklediğini belirten Düşova, en kısa zamanda uluslararası sendikal dayanışmanın güçlendirilmesi gerektiğini bildirdi. Düşova, 2003 yılından bugüne kadar Petrol-İş'in hiçbir işyerinde işverenlerin esnek çalışma dayatmasını kabul etmediğini, TPAO'da da esnek çalışma ile ilgili işverenin baskısına karşı mücadele ortaya konulması gerektiğini bildirdi. Şube olarak sanat- kültür etkinliklerine de önem verdiklerini, “Kazma” adlı tiyatro oyununu oynadıklarını belirten Düşova, şube olarak satranç ve müzik kursları düzenlediklerini, bölgedeki sendikasız diğer işçilerin, emekçilerin de Petrol-İş'in Trakya Şubesi'ni kendi sendikaları gibi gördüklerini bildirdi. Konuşmaların ardından seçimlere geçildi, oy verme ve sayım işlemlerinden sonra genel kurul sona erdi.