Hakları ödenmeden işten çıkarıldıkları için oturma eylemi yapan Roseteks işçileri hakkında "tehdit ve şantaj" gibi suçlamalarla soruşturma açıldı; polis ifade için tebligat yapmadan doğrudan kapılarına dayandı.
Kıdem tazminatları ve maaşları ödenmeden işten çıkarılan Roseteks işçileri şimdi de polis baskınıyla karşı karşıya.
Oturma eylemi yapan işçiler hakkında, "tehdit, şantaj, çalışma hürriyetinden alıkoyma, 2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet" suçlamalarıyla soruşturma açıldı.
İşçilerin avukatları, bugün savcılığa yaptıkları başvuruda, müvekkillerine hiçbir tebligat yapılmadan zorla karakola götürülmelerinin kanuna uygun olmadığını belirtti.
Ayrıca, soruşturmanın Savcı Hasan Özberk'ten alınması, soruşturmayı başka bir savcının yürütmesi talep edildi.
Pazartesi günü evi polislerce basılan ve ifade vermeye götürülen işçilerden Yasemin Coşar, bugün de savcılıktan yetkililerin geldiğini, yine ifadeye çağrıldığını söyledi.
8 Mart'ta diğer 300 işçi gibi işten çıkarılan Coşar, bianet'e yaptığı açıklamada, "Bizi yıldırmaya, korkutarak vazgeçirmeye çalışıyorlar. Ailemizi tedirgin ediyorlar" dedi.
Roseteks Giyim A.Ş.'den 8 Mart'ta çıkarılan 300 işçiden 30'u, şirketin sahipleri Nedim Aşkın ve Bülent Temuroğlu'nun işlettiği Levent'teki Köşebaşı Restaurant'ın önünde dört haftadır 19.30-21.30 saatleri arasında oturma eylemi yapıyorlardı.
İki haftadır da restoranın Nişantaşı şubesi önünde 17.00-18.30 saatlerinde eylemdeydiler.
Polis, işçilerden Coşar'ın kapısını iki gün önce çaldı ve karakola gelerek ifade vermesi gerektiğini, aksi halde kendisini zorla götüreceğini söyledi. İşçilerden Ali Yağcı da dün polis tarafından ifadeye götürüldü.
Coşar, "Pazar sabah kapıyı iki sivil polis çaldı, karakola gelip ifade vermem gerektiğini söylediler. Neden diye sorduğumda, 'Siz ne için olduğunu bilirsiniz' dediler. Hayatımda böyle bir şeyle ilk kez karşılaştım, kapımıza ilk kez polis geldi" dedi.
Karakolda kendisine imzalatılmak istenen dilekçede, "tehdit, şantaj, çalışma hürriyetinden alıkoyma, 2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet" suçlamaları bulunduğunu gördü.
Bu suçlamaları kabul etmediğini söyleyen Coşar, "Yasadışı bir şey yapmadık. Zaten öyle olsaydı tüm eylemlerimizde bulunan polis bize o anda müdahale ederdi" diye konuştu.
Bu sabah da savcılıktan gelen görevliler, tekrar ifadeyi vermesi gerektiğini söyleyerek Coşar'ı tekrar karakola çağırdı.
İşçilerden Yağcı da bu sabah polis zoruyla ifadeye götürüldü, aynı dilekçeyi imzalaması istendi.
Avukat Şükriye Erden, 21 işçi hakkında şikayet olduğunu açıkladı. Erdem, savcılığın İlçe Emniyet Müdürlükleri'ne ifadelerin alınması için talepte bulunduğunu, işçilerin mahalle karakollarına ifadeye çağrıldıklarını söyledi.
Erden, bugün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği itiraz dilekçesinde de bu işlemin Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) 145. maddesine aykırı olduğunu yazdı.
"Müvekkillerimize savcılığa ifade vermeleri gerektiğine dair bir tebligat yollanmalı, çağrılma nedeni açıkça belirtilmeliydi. Bu işlem yapılmadığı gibi, bir de evlerine polis yollanıyor. İşçiler, savcılığın belirlediği gün ve saatte ifade vermek için hazırdır. Evlerinden polisçe zorla alınmalarına son verilmeli."
Savcı Özberk'in de soruşturmayı "tarafsız ve adil yürütmediği" ileri sürülerek, dosyanın kendisinden alınması talep edildi.
Avukat Erden, "Kıdem tazminatı başta olmak üzere hiçbir hakkı verilmeyen işçilerin oturma eylemi 'gasp, şantaj ve tehdit', ifade özgürlüklerini kullanmaları da 'izinsiz gösteri' olarak nitelendi" dedi.
Roseteks işçileri, bu haft sonu da Nişantaşı ve Levent'teki eylemlerine devam edecek.