• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

İş cinayetlerine kurban gidenler için adalet arayışı sürüyor

Tersane işçileri için adalet istediler

Biri oğlunu, diğeri de eşini Tuzla tersanelerinde yitirmiş iki kadın. Acıları hala taze. Galatasaray'dan yetkililere sesleniyorlar: "Adalet istiyoruz."

02.07.2012

"Sapasağlam götürdüler, öldürdüler parça parça önüme koydular." "Vücudunun yüzde 95'i yanarak, kafatası parçalanarak ağır yaralı şekilde GATA'ya kaldırıldı. 5. gün hayatını kaybetti." Bu sözler, iki ayrı kadına ait. Birisi 19 yaşındaki oğlunu, diğeri de eşini Tuzla tersanelerinde kaybetmiş. Her ikisi de adalet mücadelesi veriyor. Bugünkü Vicdan ve Adalet Nöbeti eyleminde konuşan Hanife Demiral ve Ruhiye Levent, iş cinayetlerinde yüksek cezalar verilsin ki, bir daha işçiler ölmesin istiyor. Yakınlarını iş cinayetlerinde yitirenlerin aileleri, 7. kez buluştukları Galatasaray Lisesi önünde, Tuzla tersanelerinde yaşanan iş cinayetlerine dikkat çekti. Eyleme, Tuzla tersanelerinde yaşamını yitiren 19 yaşındaki Sezai Demiral ve 51 yaşındaki İbrahim Levent'in yakınları da katıldı.

ÖLDÜRDÜLER, PARÇA PARÇA ÖNÜME KOYDULAR

Sezai Demiral'ın annesi Hanife Demiral, konuşmakta güçlük çekerken, oğlunu "Sevdiği vardı, askere gidecekti" diye anlattı. Ölümünden bir hafta sonra polislerin gelip oğlunu asker kaçağı olduğu için sorduğunu anlatan Demiral, "İşe gitti sapasağlam götürdüler, öldürdüler parça parça önüme koydular" dedi. Hanife Demiral, taleplerini şöyle dile getirdi: "Ben istiyorum ki kimse ölmesin. Bir de cezalar yüksek verilsin. Oğlum ölmedi, öldürdüler. İş kazası değil, Allah'tan değil bu, öldürdüler. Niye ölsün bu insanlar. Biz bittik, bizim hayatımız bitti, her Allah'ın günü hastanelerde sürünüyüoruz."

Sezai'nin babası da tersane işçisi. 25 yıldır tersanelerde çalışan, emekli olduğu halde maaşı yetmediği için çalışmaya devam eden Hakkı Demiral, iş cinayetlerine karşı mücadele ederken oğlunu iş cinayetinde yitirdi. Limter-İş Sendikası Genel Sekreteri olan Demiral, oğlunun ölümünü şöyle anlattı: "Tuzla tersanelerinde, basınçlı kap üreten bir firmanın çatısında çalışırken, aslında yerde çalıştıracağız diye aldılar işe... Sonra çatıda hiçbir güvenlik önlemi almadan 18 metreden 19 yaşındaki bir genç düşerek yaşamını yitirdi, iş cinayetine kurban gitti. O bölgede başka bir iş yerinde çalışıyordum. Telefon geldi, oğlunuz kaza geçirmiş, Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaşamını yitirdi diye. Ambulans geç gelmiş, özel araçla götürmüşler. Yolda herhangi bir iş yeri hekimi, sağlık personeli yok. Apar topar götürmüşler hastaneye. Götürdüklerinde yaşamını yitirmişti."

YALANLAR İLK GÜNDEN BAŞLADI

Eşini 2006 yılında Dearsan Tersanesi'ndeki bir patlamada kaybeden Ruhiye Levent, "Vücudunun yüzde 95'i yanarak, kafatası parçalanarak ağır yaralı şekilde GATA'ya kaldırıldı. 5. gün hayatını kaybetti" diye anlattı. Patlamanın, taşeron şirket ve tersanenin önlem almadığı için meydana geldiğini belirten Levent, şöyle devam etti: "Elinde kaynak lambasının parladığını söylediler. Gittiğimde tüm vücudu sargılar içinde, komadaydı. Alıştıra alıştıra patlama olduğunu, hatta patlama da değil parlama dediler. Oysa patlama gaz sıkışmasından meydana gelir ve büyük hasar getirir. Yalanlar zaten orada başlamıştı." Sonrasında patronların pirana gibi saldırmaya başladığını, dava açmaması için baskı yaptıklarını belirten Levent, zor durumda olduğu için kan parasını kabul ettiğini söyledi. 16 yıllık tersane işçisi olan eşinin çalışma koşullarının çok ağır olduğunu anlatan Levent, uzun çalışma saatlerine dikkat çekti. Levent, "Pazar, cumartesi bayram, eve 3 gün gelmeden çalıştığı günler oldu. Bir bayramı birlikte geçiremedik, bir pazar sabah kahvaltı edemedik, gezemedik" dedi.

2 YILDIR MAHKEMEYE GETİRİLEMEDİLER

3 çocuk annesi Ruhiye Levent, şunları söyledi: "Bunların gerçekten ceza almasını istiyorum. Kamu davası bile 4 yıl sonra başladı, iki yıldır devam ediyor. Her mahkemede 2 avukat geliyor, sanıklar gelmiyor. Her seferinde hakim 'yaz kızım, şunun şunun zorla getirilmesine', iki yıldır zorla getirilmesine diye tutanak tutuluyor ama zorla getirilen de yok, gelen de yok. İnsan yerine koyup mahkemeye bile gelmiyorlar. Artık bu kanunlar değişsin, gerçek cezalar uygulansın. Daha ne isteyim ki?"

151 İŞÇİ ÖLMÜŞ, BİR TANE TUTUKLANAN YOK

Limter-İş Sendikası Genel Sekreteri Hakkı Demiral, İbrahim Levent'in öldüğü patlamanın hemen ardından tersaneye gittiklerini, eylemler yaptıklarını ancak aileye bir türlü ulaşamadıklarını söyledi. İş cinayetlerinden sonra kan pazarlığı bitene kadar aileye ulaşmalarının zor olduğunu anlatan Demiral, "Kaza olduğu zaman aileyi kuşatıyorlar" dedi.

Tersaneler bölgesinin taşeronluk sistemi üzerine kurulu olduğunu, hiçbir örgütlenmenin olmadığını ve yasaların işlemediğini belirten Demiral, anayasada asıl işin taşerona verilemeyeceği söylendiği halde, Tuzla'da ana işin yüzde 99'unun taşeron tarafından yapıldığını kaydetti. Demiral, şöyle konuştu: "Yasa asıl işvereni gösteriyor ama asıl işvereni nasıl gösterdiğini şöyle anlatıyım: 151 tersane işçisi iş cinayetine kurban gitmiş, hiçbir tane patron tutuklanmamış. Asıl işin sorumlusu ana firmadır diyor ama yasa asıl işverenin tutuklanmasını zorlamıyorsa, bu yasanın varlığı ile yokluğu arasında bir fark var mı?"

"İşçiler artık birer birer değil, 5'er 5'er ölüyor" diyen Demiral, kazaları işçilerin cahilliğine bağlayanlara şöyle yanıt verdi: "Elektrik kablosu açıkta bırakılırsa, mühendis olsa okumuş olsa çarpmayacak mı? Gaz ölçümü yapılmamışsa işe giriş eğitiminin ne faydası var? Kazalar kesinlikle önlenebilir. Patronların cezalandırılması caydırıcı olacaktır. Biz adalet istiyoruz."

'KADERE İNANIRIZ AMA İŞ CİNAYETİNİ KABUL ETMİYORUZ'

Davutpaşa'da kardeşini yitiren Hakkı Güneş de yaptığı konuşmada, Davutpaşa'da 21 kişinin yaşamını yitirdiğini, tek bir kişinin gözaltına alınmadığını söyledi. Güneş, "Biz kadere inanırız, ama sorumsuzluktan meydana gelen iş cinayetlerini kabul etmiyoruz" dedi. Güneş, hiçbir ailenin kendi yanlarına geçmesini istemediklerini söyledi ve ekledi: "Çünkü bu taraf acılı. Ama sizden isteğimiz, sesimizi duyurun." Eylemde aileler adına bir açıklama yapan Sinem Emir, bu hafta yaşamını yitiren işçilerin isimlerini açıklayarak, ailelerine başsağlığı diledi.

Aileler, bir saatlik eylemin ardından önümüzdeki hafta aynı saatte buluşmak üzere alandan ayrıldı.

Kaynak: ETHA