Türkiye’nin emeğiyle geçinen tüm insanları, kadın ve erkek emekçiler.
1 Mayıs 2006’yı yepyeni umutlarla karşılıyoruz. Aydınlık günlerimizi karartmak isteyenlere inat, gelecek emekçilerin olacak.
Ortadoğu’da Irak halkları sözde 25 yıldan önce bitmeyeceği iddia edilen askeri işgalin etkilerini kırmaya, adım adım ABD’yi geriletmeye başladılar. Amerika, bütünüyle geri çekilmenin mi yoksa savaşı komşularımıza da yaymanın mı kendi çıkarını daha uygun olup olmadığını hesap ediyor şimdilerde.
Latin Amerika’da emekçiler iktidara alıştılar. Neredeyse her ay yeni bir ülkede halkın içinden çıkan sade insanların cumhurbaşkanlığı köşküne oturduğunu duyuyoruz. Ezilenler ve yoksullar Brezilya’da, Şili’de, Venezüella’da, Bolivya’da yeni bir dünyanın mümkün olabileceğini kanıtladılar.
Yıllar sonra ilk kez Fransa’da işçiler, emekçiler, öğrenciler bir arada eylemler yaptılar. Ortak taleplerle alanlara çıktılar, işverenlerin dikensiz gül bahçesi taleplerini bir köşeye fırlatıp attılar. Emekçiler özgüvenlerini giderek kazanıyorlar. Sosyal hakları yok edilmiş bir Avrupa istemediklerini gösteriyorlar.
Ülkemizde ise karanlık güçlerle emek güçlerinin mücadelesi hızlanarak sürüyor. Bir yandan sosyal yıkımlardan başka hiçbir şey getirmeyen özelleştirme harekâtı sürüyor, diğer yandan Genel Sağlık Sigortası ile gelecek kuşaklara bile şimdiden garantilenmiş sefalet koşulları dayatılıyor.
Bir yandan Avrupa Birliği uyum yasaları ile demokratikleşme öyküleri anlatılıyor, diğer yandan kimi güçler bastırır bastırmaz tüm özgürlükleri geri alacak düzenlemelere evet deniyor. Bu arada, ABD’nin ülkemizi sokmak istediği cenderenin de koşulları oluşturuluyor.
Toplumda, savaştan, sıkıyönetimlerden, acılardan, karanlıklardan, işçilerin, emekçilerin, memurların, köylülerin ezilmesinden başka yol yokmuş duygusu yaratılmaya çalışılıyor. İMF’nin her dediğini emir kabul etmemizi, NATO’yu sorgulamaktan vazgeçmemizi, ülkemizin “düvel-i muazzamanın” sömürgesi olmasına hiç itiraz etmememizi, tarımın, küçük ve orta ölçekli sanayinin çökertilmesine sessiz kalmamızı, TÜPRAŞ, TELEKOM, THY, ERDEMİR gibi dev kuruluşlarımızın elimizden koparılıp alınmasını ve birilerinin özel mülkü olmasını alkışlamamızı, toplumsal afete dönüşen işsizliği boynumuzu bükerek kabullenmemizi bekliyorlar.
HAYIR! BİZE DAYATILAN BU KADERİ REDDEDİYORUZ!
Bu ülkenin alınteri ile geçinen insanları her şeyin en iyisine layıktır. Çalışkan emekçimiz, çalışkan memurumuz, çalışkan köylümüz, çalışkan esnafımız bu kaderi kabul etmeyecek. Bu ülkenin bir avuç sermayedar elinde talan edilmesine izin vermeyecek. Halkların birbirine düşmesine seyirci kalmayacak. Demokrasi dışı bütün güçleri, elindeki silaha güvenerek kabadayılık taslayanları bertaraf etmeyi başaracak.
Daha fazla demokrasi istiyoruz. Bütün özgürlükleri talep ediyoruz.
Fikrinden dolayı, yazdıklarından dolayı, konuştuklarından dolayı, miting yaptığı için, gösteri yaptığı için, demokratik tepkisini gösterdiği için, hiç kimsenin yargılanmadığı bir ülkeyi özlüyoruz.
Barışın olmadığı yerde, insanca yaşam olmayacağını biliyoruz, insanca yaşamın olmadığı yerde ise demokrasinin boy vermeyeceğini biliyoruz.
Toplumsal barış ve insanca yaşam için daha fazla demokrasi talebinde bulunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
YAŞASIN 1 MAYIS
YAŞASIN İŞÇİ SINIFININ ULUSLARARASI BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ!
TOPLUMSAL BARIŞ, İNSANCA YAŞAM, DAHA FAZLA DEMOKRASİ İÇİN İLERİ!
Merkez Yönetim Kurulu adına
Mustafa Öztaşkın
Genel Başkan