• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

TPAO özelleştirilemez

Petrol sektöründe dünyada devlet şirketleri yükselirken TPAO özelleştirilemez. Asıl yapılması gereken petrol sektöründe entegre bir yapının kurulması, TPAO'nun BOTAŞ ile birleştirilmesidir.

24.09.2010

Dünyada halihazırda toplam rezervlerin yüzde 80'inden çoğu ulusal petrol şirketleri tarafından kontrol edilmektedir. Dünyanın en büyük ilk 20 petrol şirketinin hisselerinin üçte ikisinden fazla bir bölümü yine kamuya ait ulusal petrol şirketlerinin elinde bulunmaktadır.  Ülkemizde ise daha önce TPAO'nun bünyesinde bulunan POAŞ, TÜPRAŞ, İGSAŞ ve PETKİM özelleştirilmiştir. Özelleştirme politikaları nedeniyle entegre yapısı parçalanan kamu petrol şirketi TPAO, dünyada entegre yapısını koruyup güçlendirerek faaliyet gösteren petrol şirketleri karşısında zayıf bırakılmıştır TPAO'ya bağlı olan BOTAŞ ise ayrı bir şirket haline getirilmiş, kurumsal yapısı zayıflatılmıştır.

Buna rağmen TPAO, Türkiye'nin en büyük şirketler listesinde 30. sırada yer almakta ve yıllardır kâr ederek devlete tek kuruş yük oluşturmamaktadır. 2009 yılında TPAO, 2 milyar 26 milyon dolar satış geliri, 389 milyon dolar net kâr elde etmiştir. TPAO'nun Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın iddia ettiği gibi, Hazine ve Maliye'ye herhangi bir yükü bulunmamakta, aksine büyük bir katkısı olmaktadır.  Son derece stratejik olan petrol sektöründe faaliyet gösteren TPAO'nun varolan yapısı ve faaliyetlerinin titiz bir planlama ile güçlendirilmesi ve yeniden entegre bir yapıya kavuşturulması gerekirken, özelleştirilmesinden bahsedilmesi büyük bir talihsizliktir.

//////////////////////////

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO)   yüzde 49'luk hissesinin 2011 yılında halka arz edileceği ve bu doğrultuda şirketin teşkilat kanununda ve yürürlükteki 6326 Sayılı Petrol Kanunu'nda değişiklik yapılacağı yönünde açıklamalar yaptı. Bakan Yıldız, ülkemizin en önemli kamu kuruluşlarından biri olan TPAO'nun özelleştirilmesi anlamına gelecek bu uygulamanın gerekçesini ise Hazine ve Maliye'ye yük olmayan, kendi ayakları üzerinde durabilen bir enerji sektörü yaratma hedefi olarak gösterdi.

AKP hükümeti referandum sonrası emeğe saldırı politikalarına kaldığı yerden devam edeceğini  ortaya koydu. Hükümet, özel istihdam büroları, bölgesel asgari ücret ve çalışma hayatının esnekleştirilmesi başlıklarında bir dizi düzenlemeyi TBMM gündemine getireceğini açıkladı. Hükümetin benzer şekilde, daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik anlamına gelen özelleştirme politikalarına hız vereceği de anlaşılıyor. TPAO'nun halka arz yoluyla özelleştirileceğinin açıklanması bu tercihin en önemli göstergesidir. Yani Türkiye, petrol şirketini özelleştirmek istemektedir. Oysa dünyada petrol sektöründeki gelişmeler, paylaşım savaşlarının nedeni olurken, petrolün, aynı zamanda dünya ekonomisi ile uluslararası siyaseti de belirleyen önemli bir unsur olduğu bilinmektedir. Irak işgali bu gerçeğin acı bir kanıtıdır. Dünya devletlerinin tümü, petrol sektörlerini güçlendirmek amacıyla, çoğunlukla kamu eliyle kurdukları petrol şirketlerini arama, sondaj, ham petrol üretimi, boru hatları ile taşıma, rafinaj, petrokimya, kimya, dağıtım, pazarlama, faaliyetlerini de içerecek biçimde dikey entegre bir yapıda oluşturmuşlardır. Petrol sektöründe dünyada devlet şirketlerinin yükselişi devam etmektedir. Dünyada halihazırda toplam rezervlerin yüzde 80'inden çoğu ulusal petrol şirketleri tarafından kontrol edilmektedir. Dünyanın en büyük ilk 20 petrol şirketinin hisselerinin üçte ikisinden fazla bir bölümü yine kamuya ait ulusal petrol şirketlerinin elinde bulunmaktadır.

TPAO zayıf bırakıldı

Ülkemizde ise özelleştirme politikaları nedeniyle entegre yapısı parçalanan kamu petrol şirketi TPAO, dünyada entegre yapısını koruyup güçlendirerek faaliyet gösteren petrol şirketleri karşısında zayıf bırakılmıştır. Daha önce TPAO'nun bünyesinde bulunan POAŞ, TÜPRAŞ, İGSAŞ ve PETKİM özelleştirilmiştir. TPAO'ya bağlı olan BOTAŞ ise ayrı bir şirket haline getirilmiş, kurumsal yapısı zayıflatılmıştır. Buna rağmen TPAO, Türkiye'nin en büyük şirketler listesinde 30. sırada yer almakta ve yıllardır kâr ederek devlete tek kuruş yük oluşturmamaktadır. 2009 yılında TPAO, 2 milyar 26 milyon dolar satış geliri, 389 milyon dolar net kâr elde etmiştir. Aynı yıl şirket 336,2 milyon dolarlık yatırım yapmış, devlete vergi olarak ise 96,7 milyon dolar ödemiştir.

Görüldüğü gibi, TPAO'nun Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın iddia ettiği gibi, Hazine ve Maliye'ye herhangi bir yükü bulunmamakta, aksine büyük bir katkısı olmaktadır.  Son derece stratejik olan petrol sektöründe faaliyet gösteren TPAO'nun varolan yapısı ve faaliyetlerinin titiz bir planlama ile güçlendirilmesi ve yeniden entegre bir yapıya kavuşturulması gerekirken, özelleştirilmesinden bahsedilmesi büyük bir talihsizliktir.

TPAO'nun halka arz yoluyla özelleştirilmesi için önce Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Kanunu Tasarısı hazırlanmakta, buna bağlı olarak faaliyetlerini düzenleyen Ana Statüsü'nde değişiklik yapılmak istenmektedir. Buna göre, bir iktisadi Devlet Teşekkülü olan TPAO'nun, yeni hazırlanan TPAO Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tâbi anonim şirket haline getirilmesi öngörülmektedir.  Söz konusu değişikliklerle birlikte, 6326 Sayılı Petrol Kanunu'nda da değişiklik yapılması gündeme gelecektir. Bu kanunda yapılacak değişiklikler ve şirketin piyasaya açılması ise TPAO'nun faaliyetlerini yürütürken kamu yararını artırmak doğrultusunda kullandığı ayrıcalıkları ortadan kaldıracaktır. Yabancı petrol tekellerinin hem TPAO'nun yüzde 49'luk hissesine sahip olmak isteyecekleri hem de Türkiye'de ayrıcalıkları alınarak zayıflatılmış TPAO'yu rekabet dışına itecekleri açıktır.

Türkiye, bindiği dalı kesiyor

Petrol sektöründe yerli ve yabancı sermayenin inisiyatifi artacak, devlet kontrolünü yitirmeye başlayacaktır. Hükümetin TPAO'nun halka arzı yönündeki niyeti ve bu işlemin sunulan gerekçesi, sık sık dillendirilen “Türkiye olarak bir bölge ve dünya gücü oluyoruz” söylemiyle de çelişmektedir. Bölgede savaşların nedeni olan petrolün yerli ve yabancı sermayeye devredilmesi girişimi, Türkiye'nin bindiği dalı kesmesinden başka anlama gelmeyecektir. Petrol-İş Sendikası, Türkiye'nin en değerli varlıklarından biri olan ve 1954 yılından bu yana kamu elinde ülkemiz zenginliklerini ekonomik değere dönüştüren TPAO'nun özelleştirme girişimlerine karşı duracaktır.  Bununla birlikte, TPAO'nun statüsünde yapılması gereken asıl değişiklik, bu şirketin kuruluşu sırasında gözetilen entegre yapısının yeniden sağlanması yönünde olmalıdır. Petrol sektöründe kamuda entegre bir yapıya kavuşturulması için TPAO'nun öncelikle BOTAŞ ile birleştirilmesi, rafinaj ve akaryakıt dağıtım sektöründe ise yeni yatırımlar yapması gündeme alınmalıdır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Petrol-İş Sendikası

Genel Başkanı

Mustafa Öztaşkın