• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

TÜMTİS ANKARA ŞUBE YÖNETİCİLERİ SERBEST BIRAKILSIN!

04.02.2008TÜMTİS ANKARA ŞUBE YÖNETİCİLERİ SERBEST BIRAKILSIN!Tümtis Ankara Şube Başkanı Nurettin KILIÇDOĞAN ve Şube Yöneticileri ile ilgili Tümtis Genel Merkezi tarafından 4 Şubat 2008 Tarihinde Kızılay Güvenpark’ta basın açıklaması yapılmıştır. Serbest bırakılmalarına dair toplanan imzalar Adalet Bakanlığına bırakılmıştır.
04.02.2008

04.02.2008TÜMTİS ANKARA ŞUBE YÖNETİCİLERİ SERBEST BIRAKILSIN!Tümtis Ankara Şube Başkanı Nurettin KILIÇDOĞAN ve Şube Yöneticileri ile ilgili Tümtis Genel Merkezi tarafından 4 Şubat 2008 Tarihinde Kızılay Güvenpark’ta basın açıklaması yapılmıştır. Serbest bırakılmalarına dair toplanan imzalar Adalet Bakanlığına bırakılmıştır. Basın açıklamasına Şube Başkanımız Mustafa ÖZGEN, İdari Sekreterimiz Cengiz YAVUZ, Mali Sekreterimiz Enver ÖZTEKİN ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz katılmışlardır.Petrol-İş Sendikası Ankara ŞubesiTümtis Genel Sekreteri Gürel Yılmaz'ın yaptığı basın açıklaması metniANKARA ŞUBE YÖNETİCİLERİMİZ SERBEST BIRAKILSIN !Şube BaşkanımızNurettin Kılıçdoğan, Şube Sekreterimiz HüseyinBabayiğit, Şube Mali Sekreterimiz Halil Keten, Yönetim Kurulu Üyelerimiz; Binali Güney, SelahattinDemir, Erkan Aydoğan ve Atilla Yılmaz, işverenlerin asılsız suçlamaları nedeniyle 20 Kasım 2007 tarihinde, adresi, işi sabit olmayan mekansız kişiler yada yasadışı çete vari örgüt adamları muamelesine tabi tutularak, gece yarıları evleri basılarak, talan edilerek polis tarafından gözaltına alınmışlar ve tutuklanmışlardır. Yöneticilerimizin tutukluluk halleri halen devam etmektedir. Şube yöneticilerimiz hakkında işverenlerce yapılan asılsız şikayetlerle sendikamızın örgütlenme çalışmasının engellenmesi, sendikal örgütlülüğümüzün dağıtılması ve örgütümüzün işlevsiz kılınması amaçlanmıştır. Açıktır ki sendikal örgütlülüğümüzün dağıtılması her türlü haktan yoksun, kayıt dışı çalıştırılan binlerce işçinin köle koşullarından kurtulamaması, insanca çalışma ve insan onuruna yaraşır yaşam koşullarına kavuşmaması anlamına gelmektedir. İşverenler, hiçbir kaydı, sigorta ve sosyal güvencesi olmadan, asgari ücret karşılığı günde 14-15 saat çalışan işçiler istemektedir. İşte yöneticilerimizin, işçileri örgütlemeleri, işverenlerin düşmanlıklarını kazanmalarının nedeni olmuştur. İşverenler, sendikamıza üye olduğu için yüzlerce işçiyi işten çıkarmıştır. İşten çıkarılan üyelerimiz ve yöneticilerimiz, işveren ve adamlarının silahlı, bıçaklı, sopalı saldırılarının hedefi olmuştur. İşverenlerin ve adamlarının saldırılarına uğrayan yönetici ve üyelerimiz, örgütlenme çalışmaları nedeniyle ayrıca yüzlerce asılsız suçlamanın da muhatabı olmuştur. Bu güne kadar bu haksız ve dayanaksız şikayetleri ile amaçlarına ulaşamayan işverenler, bu kez yöneticilerimizi yasa dışı çete kurmakla, işverenlere baskı yapmakla suçlayarak, tutuklanmalarını sağlamış ve kısmen amaçlarına ulaşmışlardır.Bugün yöneticilerimizin tutuklanmalarına gerekçe gösterilen suçlamalar daha önce yargılanmaları yapılmış, takipsizlik yada beraat kararları ile sonuçlanmış iddialardır. Buna karşın aynı iddialar nedeniyle yöneticilerimiz tekrar gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Tutuklanan yöneticilerimiz haklarında bu güne kadar dava açılmamış olması, adil yargılama hakkının açık bir ihlalidir. Bu nedenle yöneticilerimizin en kısa zamanda hakim önüne çıkarılmalarını ve serbest bırakılmalarını istiyoruz.Şube yöneticilerimize yapılan polisiye uygulamaların ve baskınların; “Demokratik Anayasa” tartışmalarının yapıldığı, “Avrupa Birliği Standartlarına Uyum” iddialarının ortaya atıldığı koşullarda gerçekleşmesi, bu iddiaların boş sözlerden ibaret olduğunun göstergesidir. Grevci Haber-iş üyelerine yönelik saldırı ve tutuklamalar, işkolu ayrımı olmaksızın her örgütlenme girişimine karşı yaşanan işten atmalar, grev yasaklamalar, işleri ve işyerleri için direnen işçilere gaz bombalı, panzerli, joplu müdahaleler ve yöneticilerimizin tutuklanması, sendikal örgütlenme hakkına karşı başlatılan saldırıların giderek artacağının göstergesidir.Bu saldırılar ile örgütlü-örgütsüz tüm işçilere ve ülkemiz sendikal hareketine gözdağı verilmek, 12 Eylül’ü anımsatan uygulamalar ile sendikalar işlevsiz hale getirilmek, hukuksuz bir biçimde sendika hakkı gasp edilmek istenmektedir. Bu nedenle; demokrasiyi, insan haklarını ve adaleti savunmak için tutuklanan yöneticilerimizin hakim karşısına çıkarılmalarını istemek ve dayanışmayı yükseltmek emekten, emekçiden yana her kurum ve kişinin görevidir. Başta sendikamız ve TÜRK_İŞ ile uluslar arası sendikal kuruluşların ve demokratik kurumların tüm girişim ve tepkilerine rağmen yöneticilerimiz hakim karşısına çıkarılmamışlardır, tutukluluk halleri devam etmektedir. Aradan geçen 77 güne rağmen halen iddianame düzenlenmemiştir, mahkemeye çıkarılacakları tarih henüz belirlenmemiştir. Gizlilik kararı nedeni ile dosyanın incelenmesine de izin verilmemekte, savunma hakkı çiğnenmektedir. TÜRK-İŞ’ in 22. Olağan Genel Kurulu’nda başlatılan “tutuklamaların protesto edilmesi ve bir an önce serbest bırakılmalarını” talep eden imza kampanyası, daha sonra sendikaların ve kitle örgütlerinin katılımı ile örgütlü bulunduğumuz tüm bölgelerde devam etmiştir. İşte bugün, toplanan bu imzalar, Demokratik Kitle Örgütlerinin, Sendikaların ve üyelerimizin katılımı ile Adalet Bakanlığı’na teslim edilecektir.Haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tutuklanan yöneticilerimizin bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz., İmza vererek ve bu açıklamamıza fiilen katılarak sendikamıza destek ve dayanışmada bulunan tüm Sendikalara Demokratik Kitle Örgütlerine teşekkür ediyoruzSaygılarımızla, Gürel YILMAZ Genel Sekreter