Tüpraş İzmit, Aliağa, Kırıkkale ve Batman Rafinerileri'nde toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanmasından dolayı eş zamanlı olarak protesto eylemleri yapıldı.
Ocak 2017’de başlayan Tüpraş Yönetimi ile Sendikamız arasında devam eden toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanmasından dolayı 20 Nisan Perşembe günü Tüpraş İzmit, Aliağa, Kırıkkale ve Batman Rafinerileri'nde eş zamanlı olarak protesto eylemleri yapıldı. Öğleye kadar devam eden eylemlerde basın açıklamaları şube yöneticilerimiz tarafından okundu ve üyelerimize sözleşme süreci ile ilgili bilgi verildi.
Tüpraş İzmit, Aliağa, Kırıkkale ve Batman Rafinerilerinde okunan basın açıklamasının tam metni aşağıda yer almaktadır:
TÜPRAŞ'TA İŞÇİNİN SESİNE KULAK VERİN:
TEMEL KAZANIMLARIMIZDAN ASLA VAZGEÇMEYİZ!
Ülkemizin tek rafinerisi ve en büyük işletmesi olan TÜPRAŞ, stratejik bir sektörde sürdürdüğü üretim ve ürettiği yüksek katmadeğer ile Türkiye'nin gözbebeği sanayi tesislerinin başında gelmektedir.
TÜPRAŞ'ın ülke ekonomisine yıllardır yaptığı bu katkıların devamlılığı, bu işletmede sağlanan çalışma barışı ve kalifiye işgücünün örgütlülüğü ile mümkün olmuştur. TÜPRAŞ işçisi, her türlü fedakarlığı yaparak çalıştığı bu işletmede yüksek riskleri göze alarak üretmekten ve ülkemize katmadeğer sağlamaktan her zaman gurur duymuştur.
TÜPRAŞ'ta kurulduğu günden bu yana tesis edilmiş olan çalışma barışı, işçi ve işveren tarafının karşılıklı iyi niyeti ile sağlamlaşmış ve özelleştirmeden sonra da TÜPRAŞ'ta faaliyetlerin ve yatırımların en büyük güvencesi haline gelmiştir.
TÜPRAŞ işçisi ve Petrol-İş, bu işletmeye daima sahip çıkmış, sorumlu davranmış ve çalışma barışına azami özeni hep göstermiştir.
Sürmekte olan toplu sözleşme sürecinde aynı hassasiyeti TÜPRAŞ işvereninden bekliyoruz!
Bilindiği gibi, TÜPRAŞ işvereninin sözleşme yürürlük süresi, çalışma sistemi, vardiya düzeni ve özel mazeret izinleri gibi konularda ısrarcı olması nedeniyle sözleşme süreci tıkanmıştır. İşveren, TİS yürürlük süresinin 3 yıla çıkarılmasını, yılda 8 işgününe kadar verilen ücretli mazeret izinlerinin kaldırılmasını istemektedir. Vardiyalılar için haftalık çalışma süresinin 40 saatten 42 saate çıkarılması talep edilmektedir.
Önceki haftalarda bu teklife karşı farklı günlerde düzenlediğimiz eylemlerle tepkimizi göstermiş ve işverene uyarılarda bulunmuştuk.
Ancak işveren, işçinin sesine kulak tıkamış ve 18 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşen resmi arabulucu toplantısında da aynı uzlaşmaz tavrını sürdürmüştür.
İdari maddelerde işverenin yaklaşımı, toplu iş sözleşmesi müzakeresini tıkamıştır. Ücret ve ücrete bağlı diğer ödemelerle ilgili maddeler bu nedenle henüz görüşme konusu dahi olmamıştır.
İşveren sözleşme yürürlük süresinin 3 yıla çıkarılması konusu başta olmak üzere bu değişikliklere gerekçe olarak bağlı bulundukları Koç Topluluğu'nun stratejik plan ve hedeflerini göstermektedir.
Bu ısrarlara karşı TÜPRAŞ işçisinin tavrı bellidir. Yıllardır sürdürdüğümüz mücadelemizle elde ettiğimiz kazanımlarımızı pazarlık konusu yaptırmayız. Haklarımızı ve kazanımlarımızı korumakta kararlıyız.
Petrol-İş, sözleşme stratejisini bu temel kazanımların korunduğu bir zeminde kurmaktadır. Bunlara dönük dayatmaları asla kabul etmeyiz. Sendikamız, işkolumuzda ve özellikle rafinaj-petrokimya sektöründe sözleşmelerde 2 yıllık yürürlük süresi esasından vazgeçmeyecektir.
Petrol-İş üyesi işçiler, çalıştıkları işyerine sahip çıkar, üretir ve ürettiğinden de adil bir pay almayı, insan onuruna yakışır bir ücret elde etmeyi talep eder.
İşverenin, işçinin bu hassasiyetlerini çarpıtmasını ve ülkemizin en çok katmadeğer üreten kuruluşu olan TÜPRAŞ'ta, çalışma düzeni ve barışını herhangi bir haklı gerekçesi olmayan tekliflerle bozmaya çalışmasını anlamamız mümkün değildir.
TÜPRAŞ işçisi ve Petrol-İş olarak, işverenin sözleşme sürecindeki uzlaşmaz ve dayatmacı tutumunu bu sabah İzmit, Kırıkkale, Aliağa ve Batman Rafinerileri'nde eş zamanlı olarak protesto ediyoruz.
Buradan işverene bir kez daha sesleniyor, uyarılarımızı dikkate almaya çağırıyoruz.
Ülkemizde işçi sınıfının hak mücadelesi üzerinde demoklesin kılıcı gibi duran Yüksek Hakem Kurulu (YHK) prosedürünün, grev yasaklı TÜPRAŞ işyerinde bir tehdit unsuru olarak kullanılmasını asla kabul etmeyeceğiz.
İşverenin bu prosedürden medet umarak böylesi bir tavır geliştirdiğini düşünmek dahi istemiyoruz. Çünkü grev silahı yasalarla elinden alınmış olan TÜPRAŞ işçisi, hak ve kazanımlarını sonuna kadar koruyacak ve bu amaçla sonuna kadar da direnecektir.
TÜPRAŞ'ta işverenin böylesi yanlış bir tutum içerisinde olması ve ilgili değişikliklerde ısrar etmesi, en başta iş barışını zedeleyecek ve işverene hiçbir yarar sağlamayacaktır.
TÜPRAŞ işçisinin mesajı nettir:
Dayatmaları kabul etmiyoruz! 40 yıla yaklaşan mücadelemiz ile elde ettiğimiz kazanımları bırakmayız. Mücadelemizden asla vazgeçmeyiz!
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Kamuoyuna saygıyla duyurulur,
Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu