• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

AÇIKLAMA... AÇIKLAMA... AÇIKLAMA...

TÜPRAŞ’TA YHK KARARININ YOL AÇACAĞI TAHRİBATA İZİN VERMEYELİM

Petrol-İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu, Yüksek Hakem Kurulu (YHK) tarafından bağıtlanan Tüpraş Sözleşmesi ile ilgili bir açıklama yayımladı.

09.07.2019

Bilindiği gibi örgütlü bulunduğumuz TÜPRAŞ Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. işletmesi için 01.01.2019-31.12.2020 dönemi için toplu iş sözleşmesi bağıtlanması iradesiyle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı TİS yetki belgesi alınmış ve süreç başlatılmıştır. Kamuoyuna süreç ile ilgili bilgilendirme çeşitli vesilelerle yapılmıştır. Grev yasağı kapsamında bulunan işletme için, 6356 sayılı Kanun gereği, Resmi Arabulucu raporunun tarafımıza tebliğinden sonra Yüksek Hakem Kurulu’na başvurulmuştur. Dosya, Yüksek Hakem Kurulu’ndayken sendikamız toplu iş sözleşmesinin taraflarca bağıtlanması için işveren tarafına görüşmelere devam etme iradesini ortaya koymuştur. Ancak bu toplantılarda uyuşmazlık maddelerinin bir kısmında anlaşma sağlanarak tutanak altına alınmışsa da, işveren müzakerenin başından beri sözleşmenin bağıtlanması için koşul olarak öne sürdüğü maddelerdeki ısrarının devam etmesi nedeniyle toplu iş sözleşmesinin bütününde anlaşmaya varılamamıştır.

Yüksek Hakem Kurulu başvuru tarihimiz olan 27.05.2019 tarihinden başlayarak ön incelemelerini, ilk toplantılarını tamamlamış ve nihai olarak 01.07.2019 tarihinde  2019/222 Esas, 2019/246 Sayılı Kararı ile toplu iş sözleşmesini bağıtlamıştır.

Toplu İş Sözleşmesinde Arabulucuya ve Hakeme Başvurma Yönetmeliği’nin 22. maddesi gereği Yüksek Hakem Kurulu’nun görev süresi “ilk toplantı gününden başlayarak en geç iki ay içinde” şeklinde tanımlamış ise de, bu sürenin tamamı kullanılmayarak “başvuru tarihimizden itibaren” 35 günün sonunda toplu iş sözleşmesi kurulca bağıtlanmıştır.

Sözleşmenin süresi

Müzakereler süresince işverenin önerdiği ve sendikamızın kabul etmediği, sözleşme süresinin 3 yıl olması talebi, kabul edilerek yürürlük süresi 01.01.2019-31.12.2021 olarak belirlenmiştir.

Çalışma düzeni

Müzakereler süresince işverenin önerdiği ve sendikamızın kabul etmediği, vardiyalılar için çalışma süresinin 40 saatten 42 saate çıkarılması ve bu taleple bağlantılı diğer değişiklik önerileri  kabul edilerek “Normal Çalışma” maddesinin ilk cümlesine ek olarak “Ancak, üçlü vardiya ile çalışan personel ortalama 42 saatlik vardiya sistemine göre çalışmalarına devam edeceklerdir.” cümlesi eklenmiştir. Bu cümle eski sözleşmede bulunmamaktadır. YHK’ca Petkim sözleşmesinden kopyala yapıştır yöntemiyle alınmıştır. Sanki TÜPRAŞ’ta aynı çalışma sistemi geçmişten beri varmış gibi ifade edilerek, maddenin vardiyalılar için “42 saatlik vardiya sistemine göre çalışmalarına devam edeceklerdir.” şeklinde düzenlenmesi YHK’nın metin oluştururken özensiz davrandığını ortaya koymaktadır.

Bağıtlanan düzenlemede,  vardiyasız çalışan personelin günde 8, haftada 40 saat üzerinde yaptığı çalışmalar için ayrıca fazla mesai ücreti ödeneceği, üçlü vardiya ile çalışan personelin yaptığı fazla çalışmalar için ise, bu personelin haftada 42 saatin üzerinde çalışması durumunda fazla çalışma ücreti ödeneceği ifadesi yer almıştır. Ancak bu düzenleme ile 3’lü vardiya ile çalışan işçiler için fazla çalışma ücretinin, sözleşmenin 24. maddesine göre mi yoksa 23. maddesine göre mi olacağı tartışma konusu haline gelmiştir.

Madde metnine “Üçlü vardiya ile çalışan personel vardiya sistemi gereğince normal çalışan personele göre, haftada ortalama 2 saat fazla çalışacağından bu çalışmalarına karşılık kendilerine ücretlerine ilaveten ayda 3 yevmiye ödenecektir.” cümlesi ilave edilmiştir.  Vardiyalılar için haftalık çalışma süresinin 40 saatten, 42 saate çıkarılmasının karşılığı olarak düzenlenen 3 yevmiye, her ne kadar  yeni bir hak gibi ifade edilse de geçmişte vardiyalıların çalışma süresi 40 saat iken, bunu tamamlayıcı ilave çalışmanın, bazı işçilere fazla çalışma yaptırılarak tamamlandığı ve bu çalışmanın karşılığının TİS gereği Fazla Çalışma Ücreti düzenlemesine göre ödendiği bilinmelidir. Yani yeni ek hak olarak lanse edilen “3 yevmiye” yeni bir hak değildir.

Ücret zamları

YHK’ca 1 Yıl 1. Altı Ay Ücret Zammı olarak İşçilerin 31.12.2018 tarihi itibariyle almakta oldukları günlük çıplak ücretlerine, 01.01.2019 tarihinden itibaren %6 (yüzde altı) oranında zam yapılması kararlaştırılmıştır.

Takip eden 5 adet altı aylık dönemlerde ise %5 oranında zam yapılacağı, bu oranın geçmiş altı aylık enflasyon oranın altında kalması halinde, bu farkın %5 oranına eklenerek zam yapılacağını düzenlenmiştir.

YHK ücret zammı düzenlemesinde Kamu işyerleri TİS ücret zammı modelini kaynak almıştır. Ancak  bu bakımdan da eksik işlem yapmıştır. Kamu işyerlerinde toplu iş sözleşmesinin sona erdiği son gündeki ücretlerine son altı aylık dönemdeki enflasyon farkı eklenmektedir. Bu yolla yeni yapılacak toplu iş sözleşmesinden önce 2 yıllık dönemdeki enflasyon kayıplarının tamamı giderilmiş olmaktadır. Oysa TÜPRAŞ Sözleşmesi 1. altı aylık dönemi için %6 oranı belirlenerek ve de 31.12.2018 tarihi itibariyle bir enflasyon farkı uygulaması yapılamadığından eksik kalmıştır. %4,19 oranındaki bu eksiklik sadece içinde bulunduğu dönemi kapsamayıp, bu ücret kaybı geleceğe dönük olarak varlığını sürdürecektir.

YHK 1. altı ayda % 6 oranında (enflasyon oranının %4,19 altında) zam vererek 3 yıllık TİS dönemi için enflasyonun dahi altında bir düzenlemeye imza atmıştır.

Diğer düzenlemeler

Yemek, evlenme, defin ve bayram yardımı maddelerinde hak kaybına neden olacak değişiklikler yapılmış, ayrıca bu haklar enflasyonun çok altında arttırılarak kayıplar oluşmuştur. Birleştirilmiş sosyal yardım maddesinde, süresi sona eren sözleşmedeki miktar 1. altı ay için %6,25 oranında artırılarak yıllık enflasyon oranı olan %20,30 oranının çok altında kalınmış ve işçiler açısından maddi hak kaybı yaşanmıştır. Ayrıca madde metninde ifade eksiklikleri bulunmaktadır. Önceki toplu iş sözleşmesinde özel olarak düzenlenmiş bulunan doğum yardımı düzenlemesi tümüyle kaldırılmış, yerine “mevzuat hükümleri uygulanır” cümlesi getirilmiştir. Mevzuata göre doğum yardımını, koşulları taşıyan tüm vatandaşların zaten alması mümkündür. Bu nedenle bu değişiklik yapılmasa dahi yararlanacakları bu hakkın yeni bir hak olarak görülmesi mümkün değildir.

Özel mazeret izinleri maddesine, “amirin onayı” ve acil haller dışında yazılı izin şartı getirilerek, işverenin müzakereler boyunca gündemde tuttuğu 3 maddeden biri olan bu madde mazeret izninin kullanıma dair açıklamalar içermesi bakımından işverenin talebine en uygun hale getirilmiştir.

Görüldüğü üzere YHK tarafından bağıtlanan sözleşme, daha önceki sözleşmelerle elde edilen kazanımları tırpanlamakta ve ciddi hak kayıplarına yol açmaktadır. YHK, TÜPRAŞ’ta bugüne kadar geçerli olan uygulamalara aykırı ve işçilerin aleyhine bir sözleşme bağıtlamıştır. Bu sözleşme ile TÜPRAŞ’ta bugüne kadar tarafların gayretleriyle kurulan çalışma barışında büyük bir tahribat yaratacaktır.

Sözleşmenin içeriği incelendiğinde, yol açılan tahribatın yanı sıra sözleşme tekniği açısından da eksik ve çelişkili düzenlemeler olduğu görülecektir. Sözleşmede eksik bırakılan kısımların tamamlanması, çelişkili ifadelerin düzeltilmesi ve maddi bazı hataların giderilmesi gerekmektedir. TÜPRAŞ’ta YHK tarafından bağıtlanan, birçok eksik ve çelişki içeren bu sözleşmenin arkasına sığınılarak sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülemeyeceği açıktır. İşveren tarafının bu durumu istismar etmeye dönük bir tavır içerisinde olmayacağını umuyor ve TÜPRAŞ yönetimini sorumlu davranmaya çağırıyoruz.

TÜPRAŞ’ta toplu sözleşmenin ruhunu bu kadar tahrip eden uygulamalar bakımından bir kısım maddeyi, uygulanamayacak kadar eksik ve boşlukta bırakan bu kararı bir kanuni sonuç olarak itidalle kabul etmek yerine, önümüzdeki dönem bakımından uygulamada yol açacağı sonuçları da dikkate almak gerekmektedir. Bu durum, TÜPRAŞ’ta çalışma hayatının sürdürülmesi açısından sağduyulu yaklaşımın sonucu olarak bir zorunluluktur. Taraflar, YHK’nın bağıtladığı sözleşmenin işyerinde çalışma ilişkilerinde oluşturacağı tahribatın önlenmesi için birlikte sorumluluk almalıdır.

Bu anlamda, akılda tutulması gereken şey, bu kararıyla TÜPRAŞ sözleşmesine her ne kadar müdahil olduysa da, YHK’nın burada taraf olmadığı gerçeğidir. TÜPRAŞ’ta çalışma ilişkilerini önümüzdeki dönemde belirleyecek ve düzenleyecek asli unsurların işçi ve işveren tarafı olduğunun bilinci ve sorumluluğuyla hareket edilmelidir.

Petrol-İş Sendikası, dün olduğu gibi bugün de, bu gerçeğin gerektirdiği sorumlulukla hareket edecek ve TÜPRAŞ’ta mücadelesini sürdürecektir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur,

Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu