Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, sendikamızda örgütlendikleri için tazminatsız işten çıkarılan ve fabrika önünde direnişe geçen, Silivri, Çantaköy mekviinde faaliyet gösteren Sanovel İlaç Sanayi işçilerine destek ziyaretinde bulundu.
Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, sendikamızda örgütlendikleri için tazminatsız işten çıkarılan ve fabrika önünde direnişe geçen, Silivri, Çantaköy mekviinde faaliyet gösteren Sanovel İlaç Sanayi işçilerine destek ziyaretinde bulundu.
Sanovel İlaç işvereni, 190 işçiyi, Petrol-İş Sendikası'nda örgütlenmelerinden dolayı 6 Haziran tarihinde tazminatsız olarak işten çıkarmıştı. Sanovel işvereni, 4 Nisan'da da örgütlenmeye öncülük eden 5 işçiyi işten çıkarmıştı. Çeşitli siyasi parti lideri, sendika başkan ve yöneticilerinin Sonavel işçilerine destek ziyaretlerinden sonra Türk-İş Başkanı Salih Kılıç, Sanovel işçilerine dün akşam destek ziyareti yaptı. Kılıç'ın destek ziyareti sırasında Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın da işçilerle birlikte oldu.
Kılıç: Amaç bağcıyı dövmek değil üzüm yemek
Kılıç, Sanovel işçilerine hitaben yaptığı konuşmada, Sanovel İlaç Fabrikasında örgütlenmekte, sendikalı olmaktaki amacın bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olduğunu belirterek işvereni, Sonavel işçilerinin örgütlenme özgürlüğüne saygı göstermeye davet etti. Türk-İş Konfederasyonu olarak maddi ve manevi yönden sonuna kadar Sanovel işçisinin yanında olacaklarını vurgulayan Kılıç şöyle konuştu:
“İşçi kardeşlerim, sizin kendi kişisel özelliklerinizle beraber, üye olmak istediğiniz Petrol-İş Sendikamız da kimliği ile duruşu ile Türk-İş'in bünyesinde sendikal hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi, güçlendirilmesi ve üyesinin haklarının alınması konusunda örnek sendikalarımızdan biridir. Sizlerin 22 gündür burada verdiğiniz mücadele örnek bir mücadeledir. Sizi bu mücadelenizden dolayı kutluyorum. Bu mücadelenizde mutlaka başarılı olacaksınız. Bilin ki Konfederasyon olarak maddi ve manevi sonunu kadar yanınızdayız. Bağcıyı dövmek için değil, üzüm yemek için biz bu mücadeleleri veriyoruz. Ne ideolojik bir saplantımız, ne de bir önyargımız var. İşverenleri her şeyden evvel burada çalışan insanların demokratik, özgür iradelerinin belirleyicisi olan sendika seçme özgürlüğüne saygı göstermeye devam ediyorum.”
Her türlü diyaloğa açığız
Konfederasyon olarak, işçilerin işyerlerinde sağlıklı, güvenli bir ortamda çalışmasını ve haklarını kullanmasını temel felsefe olarak benimsediklerini söyleyen Kılıç, bu konularda mücadeleci olduklarını ancak uzlaşma ve diyaloğa da açık olduklarını ifade ederek şunları söyledi:
“Bu nedenle işverenlere şunu hatırlatmakta yarar görüyorum. Biz, iş yeri varsa işçi var diyoruz, işçi varsa üretim vardır, işçinin daha iyi koşullarda çalışma ve yaşama hakkı vardır. Bunlar da iş barışıyla olur. Eğer o işyerinde barış varsa sağlıklı bir çalışma ortamının olacağına inanıyoruz. Bizler her türlü diyaloğa açığız. Ama hak ve özgürlüklerden taviz vererek değil. İşverenlerle mutlaka el sıkışabiliriz. Makulde birleşebiliriz. Bu sorunun çözümü için ortak akılda buluşabiliriz. Biz bu sorumluluğumuzu yerine getiririz. Ama işverenler de hem işçiye karşı, hem de ülkeye karşı sorumluluğunu yerine getirmelidir. Biz Konfederasyon olarak, sendikanızla beraber sonuna kadar yanınızdayız. Biz kararlıyız. Hepinizin gözlerinden öpüyor, başarılar diliyorum.”
Öztaşkın: Tek şartımız sendika hakkının tanınmasıdır
Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın da Kılıç'ın ziyareti sırasında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Biz 22 gündür burada bir onur mücadelesi veriyoruz. 22 gündür burada büyük bir kararlılıkla, büyük bir disiplin içinde direnişimizi sürdürüyoruz. Bu eylemi kırmak için işveren çeşitli yöntemler kullandı. Buraya işçi getirmeye çalıştı ama başarılı olamadı. Bunun dışında bir takım yerel güçlerle üzerimize baskılar yaptırıyor. Güvenlik güçleriyle üzerimize baskılar yaptırılmaya çalışılıyor. Bu eylem kırılmaya çalışılıyor. Ama bu arkadaşlarımız kararlıdırlar. Bu iş çözülünceye kadar, burada sendika hakkı kabul edilinceye kadar bu eylemlerini sürdürecekler. Biz sendikalı çalışmak, sendika hakkına saygı gösterilmesini, sendikanın kabulünü istedik. Tabii ki sendika hakkı kabul edilirse, işveren ile oturup makul şartlarda bu arkadaşlarımızın çalışma şartlarını ve yaşam koşullarını belirleyecek bir anlaşmayı yapmak istedik. Ama işveren kesinlikle buna yanaşmadı ve sendikanın kendisine bir maliyet getireceğini düşündü.
Biz herşeye hazırlıklıyız. Biz yola çıktığımız zaman o yolda başarılı olmak için ne gerekiyorsa sonuna kadar yaparız. İşveren bu fabrikayı çalıştırmak istiyorsa kapıları açsın, içeriye girelim ve çalışalım. Tek bir şartımız var, o da işverenin sendikayı tanıması, sendika hakkını tanımasıdır. “
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
PETROL-İŞ SENDİKASI
MERKEZ YÖNETİM KURULU