• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Erkan AYDOĞANOĞLU / EVRENSEL GAZETESİ

Yasal cendere

21.10.2012

Sendikalar ve Toplu İş İlişkileri Yasası tüm itirazlara ve karşı çıkışlara rağmen TBMM’de görüşülüyor ve maddeler teker teker geçiyor. Düzenlemelerden doğrudan etkilenecek olan sendikaların önemli bir bölümünün kimi zaman uzlaşarak, kimi zaman ise sessiz ve tepkisiz kalarak destek verdiği düzenlemeler, sendikalar ve sendikal hareket açısından tam bir yasal cendere haline gelmiş durumda. 

Yıllardır “sosyal diyalog”, “uzlaşma”, “işbirliği” vb. gibi kavramları dilinden düşürmeyenlerin, kendilerini bir sınıf örgütünün temsilcileri olarak görmek yerine “sosyal taraf” olarak tarif edenlerin 12 Eylül döneminin yasalarından bile geri düzenlemeler getiren bu yasanın çıkmasında AKP hükümetinden çok daha fazla katkısı olduğunu söylersek kesinlikle abartmış olmayız.

12 Eylül sonrasında uygulanmaya başlanan ve 30 yıllık geçmişi olan 2821 sayılı Sendikalar Yasası ve 2822 Sayılı Toplu Sözleşme Grev ve Lokavt Yasasının yerine gelen “yeni” yasa, 12 Eylül zihniyetini bile gölgede bırakacak düzenlemeleri ile sendikal örgütlenmenin önüne şimdiden yeni engeller çıkarmış durumda.

Mecliste yapılan görüşmeler sırasında sendikalaşabilir durumdaki işçilerin büyük bölümünü ilgilendiren ve sendikal örgütlenmenin en önemli güvencesi sayılan sendikal tazminat hakkı kaldırıldı.

KOBİ olarak bilinen küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyük bölümünde çalışan işçiler, artık sendikalaştıkları için işten atıldıklarında, sendikal tazminat talep edemeyecekler. Üstelik daha önce üzerinde uzlaşıldığı açıklanan ve sendikal nedenlerle işten atılan işçilerin işe iadesi ile ilgili düzenleme de, sendikal tazminat ile birlikte yasa metninden çıkarıldı. Hükümetle ve patron örgütleri ile uzlaşıp, gizli protokole imza atan sendikacılar, Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan da oldular…

AKP’nin 10 yıllık iktidarı döneminde emekçilere ve sendikal haklara yönelik tutumunu göz önünde bulundurursak, sendikal yasalarla ilgili en küçük bir iyimserliğin bile söz konusu olamayacağı zaten ortadaydı.

Kapitalizmde hemen her koşulda egemen sınıfın lehine yapılan yasaların ardındaki temel gerçek göz önüne alındığında, Sendikalar ve Toplu İş İlişkileri Yasası en iyimser tahminleri bile alt üst etti. Yıllardır papağan gibi “sosyal diyalog” söylemlerini kullanan sendikacıların, yaşanan gelişmelerden sonra işçi sınıfına ihanetin bedelini mutlaka ödemeleri, yaptıklarının yanlarına kar kalmaması gerekiyor.

Tüm yasalar gibi sendikal yasaların da yapılış amacı ve hedefleri bir bütün olarak ortaya konulurken, yapılan değişikliklerin sendikal örgütlenmeyi kolaylaştırmak bir yana daha da zorlaştırdığı, özellikle baraj sistemi nedeniyle zaten sayıları iki elin parmaklarını geçmeyen mücadeleci sendikaların “bertaraf” edilmek istendiği açıkça görülüyor.
Sendikaları sisteme daha da bağımlı hale getiren, sermaye saldırılarını meşrulaştırmaya zorlayan bir düzenleme, sendikaları patronların çıkarlarına hizmet etmekten başka hiçbir işe yaramayan kurumlar haline getirmesi kaçınılmaz.

Sendikalar ve Toplu İş İlişkileri Yasası bu haliyle sendikaların merkezi ve bürokratik yapısını daha da güçlendirerek, sermaye ve devletle olan “işbirliği”ni daha da ileri boyuta götürecek. Tıpkı faşist rejimlerde olduğu gibi…

***
Geçtiğimiz hafta “Turuncu Sendika Yasası” başlıklı yazımızda adı geçen Öz Orman-İş Sendikası’nın Genel Başkanı Settar Aslan, aynı gün telefonla arayarak yazıda sendikaları ile ilgili olarak geçen “mahkeme kararı ile yetkili olmadığına hükmedilen” ifadesinin doğru olmadığını açıkladı. Bir işyeri ile ilgili işkolu tespit davası üzerinden verilen yargı kararının, bazı basın organları tarafından sanki Öz Orman-İş’in kanuna aykırı kurulduğu ve toplusözleşme yapma yetkisinin olmadığı şeklinde yansıtıldığını, 30 bine yakın üyeleri olduğunu ve toplusözleşmeler yaptıklarını, bu tür haberler üzerinden sendikalarının yıpratılmak istendiğini belirtti.

Sendikaların her yönden cendereye alındığı bir dönemde, herhangi bir haksızlığa meydan vermemek için böylesi bir düzeltmeyi Evrensel okurlarının dikkatine sunuyorum.

Kaynak: Evrensel Gazetesi