Ankara Şubemizin 10.Temsilciler Kurulu toplantısı 23 Şubat Cuma günü Ankara Şubemizde yapıldı.
Ankara Şube Başkanımız Şuayip Gül yaptığı açıklamanın tamamı aşağıda yer almaktadır:
Temsilciler Kurulumuzun değerli üyeleri,
Ülkemiz tarihinin en ağır ekonomik ve siyasal sıkıntılarını yaşamaktadır. Açlık, işsizlik, yokluk yoksulluk ve çocuk istismarı büyük boyutlara ulaşmış, üretim düşmüş, birçok işyeri kapanma durumuna gelmiştir.
Ülkemizin bekasına ve milletimizin güvenliğine yönelik Suriye’nin kuzeyi Afrin’den gelen tehditlerin bertaraf edilmesi, güney sınırlarımızda bir terör devleti kurulmasına mani olmak ve bu bölgede yaşayan masum Suriye halkının güvenliğe kavuşabilmeleri için, ordumuz kapsamlı bir sınır ötesi operasyon başlamış ve 37 ‘inci gününü doldurmuştur.
Bu operasyonlarda şehit düşen Mehmetçiklerimize Allahtan rahmet yakınlarına başsağlığı ve yaralı askerlerimize acil şifalar diliyoruz.
Ortadoğu'yu dizayn etmeye çalışan emperyalist güçler, sonuca ulaşamamış ve aralarındaki rekabetten dolayı tıkanmıştır. Söz konusu tıkanma başta Suriye ve Irak olmak üzere bölge ülkelerinde siyasi kaosa yol açmaktadır. Suudi Arabistan'da aralarında prenslerin de yer aldığı birçok bakan ve yöneticinin görevden alınması ve tutuklanması bu durumla ilgilidir.
Bu kaotik durumdan ne yazık ki, ülkemiz Türkiye de etkilenmektedir. Türkiye bir siyasi krize sürüklenmeye çalışılmakta ve emperyalist güçlerin istediği zaman istediği gibi yönlendireceği bir Cumhuriyete dönüştürülmek istenmektedir.
Ülkemizin giderek demokrasiden uzaklaşması, hak arama koşullarının ortadan kaldırılmış olması, kuvvetler ayrılığının bitirilmesi ve despotik bir yönetim biçimine hızla ilerlenmesi, emperyalistlerin ülkemizle ilgili bu emellerine son derece uygun bir zemin hazırlamaktadır.
Ülkemizde her türlü yolsuzluk ve şaibenin bağımsız ve tarafsız yargı tarafından soruşturulabildiği, demokratik işleyişin tesis edilebildiği, hak ve hukukun hakim kılındığı bir ortamda mümkün olacaktır.
Oysa OHAL koşulları buna engel olmakta ve başta emekçilerin olmak üzere her türlü hak mücadelesinin önüne ket vurmaktadır. OHAL bir an önce kaldırılmalıdır.
İşverenler ve hükümet OHAL'i fırsat bilerek, elbirliğiyle, emeğin kazanımlarını tırpanlamaya çalışmaktadır. Bu uygulamalar, bazen örgütlü işyerlerinde sendikanın gücünü kırmaya çalışmak bazen de işçinin sözleşmeden gelen haklarını gasp etmek şeklinde olmaktadır.
Örgütsüz işyerlerinde ise sömürü alabildiğine artırılırken sendikalaşma girişimleri de engellenmektedir. Pakpen'de bugün yaşadığımız sıkıntıların nedeni budur.
Değerli Temsilciler:
Bu koşullarda hükümet tarafından, kamuda çalışan taşeron işçilerin kadroya alınması ile ilgili bir KHK yayımlanmıştır. Ancak dağ fare doğurmuş, yüz binlerce taşeron işçisinin umutları boşa düşürülmüştür.
Söz konusu düzenlemenin, bir kanun ile TBMM'ye getirilmesinden kaçınılmış, konunun tarafları ve kamuoyunca tartışılması istenmemiştir.
OHAL döneminde bir KHK ile geçirildiği için düzenlemeye itiraz edilerek Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapılması yolu baştan kapatılmıştır.
Düzenleme, 5018 Sayılı Kanun dışında kalan özel bütçeli kuruluşlarda taşeron işçisi olarak çalışanları kapsamamaktadır. Ülkemizin en önemli kamu kuruluşları olan KİT'lerde çalışan taşeron işçiler kadro dışı bırakılmıştır.
Düzenlemeye bu haliyle onay verilmesi çok yanlıştır. Kamuda ikinci sınıf çalışan kesimi oluşturulmasına göz yumulması kabul edilemez. Sendikalar, bu düzenlemenin bütünüyle yeniden ele alınmasını istemeli, teşekkür yerine mücadele etmelidir.
Yapılması gereken, öncelikle kamuda taşerona ayrımsız ve koşulsuz kadro verilmesi olmalıdır. Arkasından, insan onuruna aykırı bir istihdam biçimi olan taşeron sisteminin tamamen ortadan kaldırılması için adımlar atılmalıdır.
2018 yılında geçerli olacak asgari ücret AGİ dahil 1.603 TL olarak belirlenmiştir. Bu artış asgari ücretin geçinilebilir bir ücret seviyesine çıkmasına yetmez.
Nitekim devletin resmi kuruluşu TÜİK, bir kişinin asgari geçim tutarını 1.893 TL olarak belirlemiş ve Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na bu rakamı sunmuştu. Belirlenen asgari ücret, TÜİK’in belirlediği asgari rakamın da altındadır.
Ancak asgari ücretin belirlenmesinde, işçinin ailesi de hesaba katılmak zorundadır. Bu durumda Türk-İş’in 4 kişilik aile için hesapladığı açlık ve yoksulluk seviyesi, asgari ücretin hangi düzeyde olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Asgari ücret, insanca yaşanabilir bir seviyeye çıkarılmalıdır.
Türkiye'de özel sektörde çalışanların yaklaşık %40'ının sosyal güvenlik primi asgari ücret üzerinden yatmaktadır. Ayrıca, ücret düzeyi düşünüldüğünde, özel sektörde çalışanların %60'ının asgari ücret seviyesinde gelir grubuna girmektedir. Asgari ücretlilerin sayısının 5 milyonu aştığı tahmin edilmektedir. Dolayısıyla, asgari ücrette yapılacak düzenleme büyük bir nüfus kesimini ilgilendirmektedir.
Bunun yanında, asgari ücretin düzeyi sadece bu ücreti alan emekçileri değil, tüm çalışanları bağlamaktadır. Asgari ücret tüm çalışanların ücret seviyelerinin belirlenmesinde bir baz oluşturmaktadır.
Asgari ücretin, insan onuruna yakışır bir düzeye çıkarılması ve sefalet ücreti niteliğinden kurtarılması gerekmektedir.
Değerli Temsilciler,
Türkiye Petrolleri'nde saha hizmetlerinin TPIC'e devredilmesi süreci, Resmi Gazete’de yayımlanan 2017/10472 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca başka bir aşamaya geçmiş ve ilgili hizmetlerde kullanılacak varlık ve teçhizatlar TPIC'e devredilmiştir.
Petrol-İş olarak bu devre karşı çıktığımızı ve bu devirde ısrar edildiği takdirde üyelerimizin hak kaybı yaşamaması adına kararlı bir tavır geliştireceğimizi gerek eylemliliklerimizle gerek de yaptığımız girişimlerle gösterdik.
Türkiye Petrolleri'nde temel talebimiz iş güvencesidir. Çalışan üyelerimizi bir taşeron’da çalışmayı reddediyoruz.
Örgütlü olduğumuz BOTAŞ işyerinde, Türkiye Varlık Fonu'na devrin ardından yeniden yapılandırma çalışmalarının hızlandığı anlaşılmaktadır.
Ülkemize büyük bir gelir sağlayan BOTAŞ'ın parçalanması, ülke menfaatlerine aykırılık oluşturacaktır. Kamu işyerlerinde yeniden yapılandırma çalışmalarının, bu kuruluşlarda özel sektör mantığının hakim kılınması amacıyla gerçekleştirildiğini biliyoruz.
Aynı süreçte, bu kuruluşlarda kapsam dışı personelin güvencelerinin kaldırılmak istenmesi de şaşırtıcı değildir.
MKEK Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası'nda devam eden sorunların aşılması noktasında Şubemiz çeşitli girişimlerde bulunmayı sürdürmektedir. Fabrikada modernizasyon ve yatırım ihtiyacı tarafımızdan da dile getirilmektedir.
Üretimin artması ve fabrikanın olağan çalışmasına dönmesi, sadece biz çalışanlar için değil ülkemiz için de son derece önemli olacaktır. İzlenecek politika ve uygulamalarla, üyelerimizin maddi ve sosyal haklarının güvenceye alınmasını, işçi sağlığı ve iş güvenliği, Koruyucu yönergenin uygulanması Prim sorunlarının giderilmesini ve çalışma barışının gereklerinin yerine getirilmesini istiyoruz. Bu işyerinde İş kazası geçiren arkadaşlara geçmiş olsun dileklerini iletiyoruz.
Değerli Temsilciler,
Pak-pen'de ekonomik sıkıntılar nedeniyle ortaya çıkan sorunların aşılması noktasında Petrol-iş Sendikası ve üyelerimiz gereken fedakarlığı yapmıştır.
Petrol-iş Sendikası olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığına önümüzdeki dönem 2017-2018 yılı için yetki isteyerek TİS Sürecini başlattık, ama işveren yetkiye ihtiraz etti, Petrol-iş Sendikası olarak böyle bir tavrı doğru bulmuyoruz. Bu davranış işçinin TİS Hakkını ihlal etmek demektir.
İşveren sendika ve işçi karşıtı tavrını bırakmalı, işçiyi tehdit etmekten vazgeçmelidir!
Yetki ihtirazını biran önce mahkemeden çekerek, İşyerinde normal çalışma koşullarına dönülmesi yönündeki umutla bekliyoruz. Aksi halde, Pak-pen işçisi her türlü meşru ve yasal hakkını kullanarak işverenin bu haksız tutumuna karşı tepkisini göstertmiş ve Göstermeye devam edecektir.
Örgütlü olduğumuz özel sektör işyerlerinden Mehmetçik Vakfı'nda önümüzdeki dönemde yeni sözleşme süreci başlayacaktır. Bu sözleşme süreçlerinin işyerlerinde yaşanan sorunların aşılmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz ve Alpla'la işyerinde ise çalışma hayatında olduğu gibi küçük sorunlar var sorunları gidermeye çalışıyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle, Temsilciler Kurulumuzun verimli geçmesini temenni ediyorum.
Şuayip Gül
Ankara Şube Başkanı