Bir sevinç... Bir coşku... Bir neşe... Devlet en değerli malını elden çıkardı. Gazeteler ve TV'ler dün "bayram sevinci" manşetleriyle haberi "TÜPRAŞ'a Koç gibi fiyat..." diye duyurdular.
Bir sevinç... Bir coşku... Bir neşe... Devlet en değerli malını elden çıkardı. Gazeteler ve TV'ler dün "bayram sevinci" manşetleriyle haberi "TÜPRAŞ'a Koç gibi fiyat..." diye duyurdular.
Helal olsun Koç'a! Diye yazılar yazıldı.
Yağcılık tavan yaptı. Borsa coştu.
Koç'un yöneticileri ve sahipleri içlerinden; "Ortadoğu bölgesinde rafineri sıkıntısı çekilirken elinde 4 rafinerisi olan, yılda yaklaşık 12 milyar dolar ciro yapan, Türkiye'nin en kârlı, en verimli, en çok vergi veren kuruluşunu satın aldık... Yine de bize bravo çekiyorlar. Ne kadar iyi insanımız var" demişlerdir.
Önerim var: Bayram ilan edelim!
23 Nisan gibi... 19 Mayıs gibi...
Bu da "TÜPRAŞ'ın özel ellere geçiş milli bayramı" olsun!
Çünkü dönemeçtir.
TÜPRAŞ'ın satılması ve büyük çoğunluğuyla bizim milli sermayenin eline geçmiş olması Ankara'da 80 yıllık devletçiliğin "ekonomiden artık tamamen çekildiğinin" nişanıdır. 80 yıl önce; "Ankara... Ankara... Güzel Ankara... Senden yardım umar her düşen dara..." şiirleriyle kurulan devlet bugün, "Ankara... Ankara... Güzel Ankara... Sattı TÜPRAŞ'ı... Kurtuldu bahtı kara..." noktasında geldi.
Bahtı kara: Talihsiz demek..
Kısmetsiz insan... İşi ters giden...
Yıllardır halkın "kısmetsiz, talihsiz, işleri kötü ve muasır medeniyet düzeyine çıkamamış olması" hep devletin ekonomide eli bulunmasına bağlanmıştı.
Güzel de bu satışın altından bir de "Gece zengini yaratma hikâyesi" çıkıverdi. Bu yılın mart ayı sonunda TÜPRAŞ'ın yüzde 14.76'sına denk gelen hisse senetleri Global Menkul Değerler adlı bir aracı kurumun 6 müşterisine satıldı.
Yabancı fonlardı.
İsimleri şunlardı:
Global Securities, Nordic Pasific, Singapore Investment, Viclov Holding Ltd., Baer Emerging, Diversifed Emerging. Bu 6 fonun arkasında da bir Musevi iş adamı Sami Ofer'in bulunduğu yazıldı. Alıcılar TÜPRAŞ'ın yüzde 14.76'lık hissesine 446 milyon dolar vermişlerdi. Bir ay sonra da TÜPRAŞ'ın yıllık kârından paylarına düşen 58 milyon dolar temettüyü (kâr payı) almışlardı. Ve dün Koç'un TÜPRAŞ'ın yüzde 51'lik hisesine 4 milyar 140 milyon dolar vermesiyle bu fonların elinde tuttuğu TÜPRAŞ hisselerinin değeri 1 milyar 200 bin dolara çıktı. Hisseler devlette kalsaydı, yaklaşık 800 milyon dolar devletin kasasına girecekti.
Şimdi kritik soru şu:
Hisseler, yabancılara nasıl satıldı? Geceyarısı mı satıldı? İhalesiz mi satıldı?
Niçin ihalesiz satıldı? Satıştan hangi bakan haberliydi? Hangi bakan, "Satın TÜPRAŞ'ın yüzde 14.76 hissesini altı yabancı fona" diye olur verdi? Başbakan bu "olur"dan haberli miydi?
Ankara... Ankara... Güzel Ankara... Bir cevap ver de görelim Ankara...
Yarın: Ankara'nın yüce divanlık yolsuzluk üretimi de bitecek mi?