SALI günkü yazımda acı bir olayı fotoğraflarıyla gündeme getirmiştim. Emekli Sandığı’na ait Gebze Darıca’daki dinlenme tesisleri özelleştirme kapsamında satışa çıkarılmıştı.
SALI günkü yazımda acı bir olayı fotoğraflarıyla gündeme getirmiştim. Emekli Sandığı’na ait Gebze Darıca’daki dinlenme tesisleri özelleştirme kapsamında satışa çıkarılmıştı.
Oysa bu tesislerden şehit aileleri ile kollarını, bacaklarını yitirmiş gaziler yararlanıyordu.Bu tesis Türkiye’de tek ve ilkti.
Burasını bile satmanın utanç verici olduğunu yazdım.
Dün Emekli Sandığı açıklama yaptı:
Tesise yeterli talep yokmuş. Talep azlığı nedeniyle sadece 4 devre hizmet veriliyormuş. 2005 yılında 620’si şehit dul ve yetimi olmak üzere toplam 722 kişi burada kalmış. Yüzde 50 kapasite ile çalışıyormuş. Satış kararı özelleştirme değilmiş, yönetim kurulu kararıyla alınmış. İki ihalede alıcı çıkmamış. Burası satılınca şehit aileleri ile gazilerin, Emekli Sandığı’nın Kuşadası kampından yararlanması mümkünmüş.
Genel Müdür tarafından yapılan açıklamada daha sonra şöyle deniliyor:
‘Sadece fotoğraflara bakarak, halkın vatanseverlik duygularını tahrik ederek kamuoyunun yönlendirilmeye çalışılmasının, anlaşılır bir tarafı yoktur.’
Ben pes ettim!
Hele bu cümleden sonra diyeceğim bir şey kalmadı!
Belki de özür dilemem gerekiyor!
Şimdi özelleştirmenin en büyük aşamasında, önümüzdeki günlerde iki dev kuruluşu, iki altın yumurtlayan tavuğu satacaklar.
Tüpraş ve Erdemir.
Bırakın Türkiye’yi bir yana, her ikisi de dünya devi.
Tüpraş ülkemizin en büyük, dünyanın sayılı petrol kuruluşlarından biri.
Erdemir çelik üretiminde aynı.
Varsayalım herhangi bir siyasetçi veya bürokrat evini, arsasını, otomobilini, işyerini satacak.
Kafasında önceden bir fiyat oluşturmaz mı? Almaya gelenlere ‘En son şu kadara bırakırım’ demez mi?
Kendi kişisel malına mülküne böylesine duyarlı olan bu kişiler, aynı duyarlığı niçin devletin ve milletin malını satarken göstermez?
Burada hükümete birkaç kez sordum:
‘Erdemir ve Tüpraş için olmazsa olmaz fiyatınız nedir?’
Yanıt gelmedi!
Burası Türkiye. Biz nice alımlarda, nice büyük ihalelerde danışıklı dövüşlere, ihale öncesi anlaşmalara tanık olmadık mı?
En kötü olasılığı düşünün!
Ya alıcılar açık artırma öncesinde aralarında anlaşır da bu tesisleri çok daha ucuza kapatmaya kalkışırsa ne olacak?
Ortalıkta dönen rakamların en düşüğü yüz milyonlarca dolar.
Muhammen bedel belli değil. Ortalıkta olmazsa olmaz fiyat yok.
Ukrayna Erdemir kadar olmasa bile çok büyük demir çelik tesislerini özelleştirdi. Fakat iktidar değişince, bu tesislerin çok ucuza gittiği belli oldu ve satış işlemi iptal edildi.
Bundan bir süre önce Tüpraş’ı ne idüğü belirsiz bir Tatar firmasına satan bizdik. Büyük tantanalarla açık artırma yapılmıştı. Bu firma en yüksek fiyatı verip malı aldı!
Sonra anlaşıldı ki o firma hayalidir. Gösterdiği adres düzmecedir ve orada firma değil ev vardır!
Tüpraş gitmişti!Ne var ki Türkiye Cumhuriyeti’nde yurtsever insanlar tükenmemişti. Satış işlemi yargıya intikal etti.
Satış iptal edildi.
Tüpraş ve Erdemir’i biz niçin, hangi nedenle satıyoruz? Yanıt yok! Kimler alacak, yine yabancılar mı? Bilinmiyor. Koskoca Telekom Arapların elinde kaldı. Birkaç milyar dolar için iyi mi oldu?
Birkaç ayı kurtarmak için Tüpraş ve Erdemir’i satmanın anlamı ne?
Bu ikisinden elde edilecek para, Türkiye’nin bir yıllık ek petrol faturasını karşılamaya ancak yetecek. Sonrasında ne yapacağız?
Erdemir Genel Müdürü Fadıl Demirel birkaç gün önce açıkça söyledi:
‘Erdemir ucuza gidecek. Erdemir’i alan kendini kurtaracak.’
Sanmayın ki bu genel müdür geçmiş iktidarlar döneminde atanmıştı. Hayır, göreve bu iktidar tarafından getirildi.
Çekilişe az kaldı!