Oyak Grubu'nun Tüpraş'ı almadaki kararlılığını ortaya koyduğu Antalya toplantısını izleyen Vahap Munyar köşesinden sormuş:
Oyak Grubu'nun Tüpraş'ı almadaki kararlılığını ortaya koyduğu Antalya toplantısını izleyen Vahap Munyar köşesinden sormuş:
Bu kadar meydan okudunuz alamazsanız ne yapacaksınız. Munyar'ın sorusu özelinde Oyak grubuna yönelik olabilir.
Ben bu soruyu daha genelleştiriyorum. Bu yıl Türkiye'nin en büyük dört şirketi satışa çıktı. Bunlardan biri Turkcell idi. Yerli grubun elinde kalması son anda ve karışık bir formulle sağlandı. Türk Telekom'un ihalesini yabancı grup kazandı. Pazartesi ise Türkiye'nin en büyük sanayi şirketi olan Tüpraş'ın açık artırmayla satışı yapılacak.
26 Eylül'de de Türkiye'nin en büyük altıncı sanayi kuruluşu olan Erdemir'e nihai teklifler alınacak.
Türk Telekom'dan sonra Tüpraş ve Erdemir de yabancılara giderse ne olurun yanıtından önce satışın nasıl yapıldığı önemli.
Satışların amacı
Bu şirketler Türkiye açısından önemli sayılacak üretim gücüne sahip. Hatta askeri kullanım amaçlı üretimleri var. Ama ister yerliler için olsun ister yabancılar için, bu özelleştirmeler "şarta bağlı satış"
şeklinde yapılmıyor. Şirketlerin gelecekleri planlanmış ve bu planın uygulanması taahhüt edilmiş değil. Alıcı üretimi artırmayabilir, hatta istese de büyütemeyebilir. Tüpraş ve Erdemir'in ürettiklerini elbette ithal etmek mümkün. Ancak Türkiye'nin kronik bir dış ticaret açığı olduğu da ortada. Bu açıdan bakınca satış yöntemi riski var. Fakat aşamadan sonra yapılabilecek bir şey de yok. İhale sürecinin finaline gelinmiş. İlk kez bu ölçekte şirketler satılıyor. Ama satışta geçmiş yöntemler kullanılmış.
Bu şirketlerin satışındaki tek amaç kamu kesimine en yüksek geliri sağlamak. En çok parayı kim verirse şirketler onun olacak. Ankara yabancı alıcıları özellikle istiyor gibi görünüyor. Çünkü Türkiye'ye bu yolla döviz de girecek. Cari açık için ayrıca önlem alınmasına gerek kalmayacak.
Yerlilerin kaderi
Amaç en yüksek parasal geliri elde etmekse, geçmişteki özelleştirmelerin en büyük aktörü Uzan'dı, sonuç ne oldu diye bakmak lazım. Kamu kesimi kârlı çıkabildi mi? Hayır.
Telekom'dan sonra bu iki şirket de yabancıya giderse Türkiye'de yerli sermayenin kaderi döner. Girişimciliği kırılır. Cumhuriyet döneminde yaratılabilen ve bölgesel marka haline getirilebilen bu şirketlerle global oyuncu olma fırsatı yakalanmışken, bu kaçar. Sanayide bir dünya markası yaratmak için daha uzun yıllar bekleriz. Reel şirketlerde şu anda yüzde 26 düzeyinde olan yabancılaşma oranı daha hızlanır. Sanayide cesareti kırılan yerlilere, TOBB Başkanı Rıfat Hısarcıklıoğlu'nun belirttiği gibi, global şirketlerin "taşeronluğunu yapmak" kalır.
Dünya ligi fırsatı kaçar
Şu anda Türkiye'nin marka anlamında dünya liginde oynayan hiçbir oyuncusu yok. Türkiye'yi global oyuncu yapacak dört ayaktan belki tek tek hiç biri ürünleriyle stratejik önemde değil. Ama sadece Türkiye'yi ve Türk özel sektörünü dünya ligine çıkarma fırsatı yaratması başlı başına bir startejik önem olarak kabul edilebilir.
İşte aynı yılda satışa çıkarılan ve Türkiye'yi global oyuncu yapacak dört şirketin önemi burada.
Eğer yerliler ihaleyi kaybederlerse aynı zamanda global oyuncu olma fırsatını da kaybedecekler.
Sonuç
"Fırsata hakim olan, hayata hakim olur"
Essenbach