Asgari ücret, bir kez daha yoksulluk sınırının kat be kat altında sefalet düzeyinde belirlenmiştir. Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren bu kararla, yerli-yabancı sermaye çevreleri ve işverenlerin istediği gerçekleşmiş, onların ihtiyaçları karşılanmıştır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu dün hükümet ve işveren temsilcilerinin ortak kararıyla 2021 yılında geçerli olacak asgari ücreti, bekar işçi için AGİ dahil net 2.825,90 TL olarak belirlenmiştir. Artış yetersiz ve salgın döneminde beklentileri karşılamaktan uzaktır. Bu karara komisyonda işçi kesimini temsil eden konfederasyonumuz Türk-İş karşı oy kullanmıştır.
Asgari ücret, bir kez daha yoksulluk sınırının kat be kat altında sefalet düzeyinde belirlenmiştir. Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren bu kararla, yerli-yabancı sermaye çevreleri ve işverenlerin istediği gerçekleşmiş, onların ihtiyaçları karşılanmıştır. Amaçları, Türkiye’yi bir ucuz emek cehennemine dönüştürmektir.
Bu niyetlere karşı, üç işçi konfederasyonu asgari ücret konusunda bu yıl ortak bir tavır almış ve birlikte “asgari ücretin insan onuruna yaraşır bir geçimi sağlaması” gerektiği dile getirilmiştir.
Ülkemizde dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2.590 TL, yoksulluk sınırı ise 8.436 TL’dir. Açlık ve yoksulluk sınırının seviyesi bu düzeydeyken, gece-gündüz alınteri dökerek evine ekmek götürmeye çalışan bir işçinin ailesiyle AGİ dahil edilerek belirlenen asgari ücretle geçinmesi mümkün değildir.
Salgın döneminde birçok riskle karşı karşıya kalarak zor koşullarda ailesini geçindirmeye çalışan emekçilerin, asgari ücrette yetersiz artışla alım gücü daha da düşecek ve yoksullaşma derinleşecektir.
Çünkü asgari ücret, ülkemizin bugünkü sosyal ve ekonomik koşullarında işçilerin aileleriyle geçim şartlarını sağlamaktan uzaktır. Belirlenen asgari ücrette işçinin ailesinin ihtiyaçları dikkate alınmamıştır. Asgari ücret bir pazarlık ücreti olamaz.
Asgari ücret belirlenirken, ne Aralık ayı enflasyonu ne de 2021 yılında başta gıda enflasyonu olmak üzere olası fiyat artışları hesaba katılmamıştır. Refah artışından emekçiye pay verilmemiştir.
Üstelik, vergi dilimlerindeki adaletsizlik nedeniyle asgari ücretten gelir vergisi artan oranlarda alınmaya devam edilecektir. Gelir vergisi dilimlerinin açılması, vergi oranlarının düşürülmesi gerekmektedir.
ILO normlarına göre, işçinin insanca yaşaması için yeterli ücrete sahip olması ilkesi gereğince asgari ücret bir kontrol ve önlem ücreti olmalıdır. Fakat ülkemizde böyle olmadığı gibi, ücretlerin genel ortalaması her geçen gün asgari ücrete doğru gerilemektedir. Ücretlilerin neredeyse yarısı asgari ücret ve dolayında gelire sahiptir. Bu nedenle, asgari ücretin düzeyi tüm çalışanları doğrudan ilgilendirmektedir. Ayrıca bu düzey, önümüzdeki dönemde bağıtlanacak sözleşmeleri de etkileyecektir.
Eşitsizliklerin azaltılması ve gelir adaletinin sağlanması için asgari ücret işçinin insanca yaşaması için yeterli düzeye getirilmelidir. Ücretlerin asgari ücrete denk düşen kısmı vergiden muaf tutulmalıdır. İşverenlere sağlanan SGK prim desteği gibi teşviklerin benzeri işçilere de sağlanmalıdır. Salgında bu ve benzeri uygulamalarla, başta asgari ücretliler olmak üzere ücretle çalışanlar desteklenmelidir.
Bu yaklaşım ve ilkelerle belirlenmesi gereken asgari ücretin 2021 yılında geçerli olacak düzeyi ise işçileri sefalete ve açlığa mahkum etmektedir. Salgında üretimin ve hayatın devam etmesini sağlayan milyonlarca çalışana reva görülen bu ücret, hükümetin emekçi halkın değil işverenlerin tarafında olduğunu göstermiştir.
İnsanca yaşanabilecek bir ücret için sendikal örgütlenmenin güçlenmesi ve ortak sendikal mücadelenin yükseltilmesi gerektiği bir kez daha görülmüştür.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur,
Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu Adına
Genel Başkan
Süleyman Akyüz