Merkez Yönetim Kurulumuz, 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü
dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Uluslararası sendikal örgütler tarafından “İş Kazalarında Hayatını Kaybeden İşçileri Anma Günü” olarak kabul edilen 28 Nisan tarihi; Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 2003 yılında “Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü” olarak kabul edilmiştir. O tarihten itibaren her yıl, farklı bir tema çerçevesinde, İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) bilincini artırmaya yönelik çeşitli etkinlikler yapılmaktadır. Bu yıl ILO, Covid-19 salgını bağlamında; “Krizleri öngörün, hazırlıklı olun ve müdahale edin. Dayanıklı İSG sistemlerine şimdi yatırım yapın.” temasını belirlemiştir.
Dünyada her gün 7.500 kişi güvensiz ve sağlıksız çalışma koşulları sebebiyle hayatını kaybediyor. Ülkemiz ise her 100 bin çalışan başına görülen ölümlü iş kazalarında dünyada dokuzuncu, Avrupa’da birinci sırada geliyor. Ülkemizde görülen ölümlü iş kazası oranı, Avrupa ortalamasının yaklaşık beş katıdır.
Bu ağır tabloya, günümüzde bir de Covid-19 salgını sebebiyle hayatını kaybedenler eklenmiştir. Dünyanın her yerinde ve elbette ülkemizde, salgın sebebiyle çeşitli boyutlarda karantina ve kapanma uygulamaları olmuştur, olmaktadır. Ancak bu uygulamalarda toplumun geri kalan kesiminin aksine; başta sağlık çalışanları olmak üzere, enerji, petrokimya, kargo, gıda ve üretim yapan sektörlerin tamamı hiç durmamış hatta bazıları eskisinden daha yoğun bir tempoyla çalışmaya devam etmişlerdir. Bu süreçte çok sayıda emekçi gerek çalışma ortamlarında gerekse işe gidip gelirken kullandıkları servis veya toplu taşıma araçlarında salgına yakalanmış ve hayatını kaybetmiştir. Alınan koruyucu tedbirler, yaptıkları üretimle hayatın devamını sağlayan işçilerin, Covid-19 sebebiyle hayatını kaybetmesini önleyememiştir.
Daha fazla işçinin ölmemesi için, kapanma uygulamalarında evlerinde kalamayan, kalabalık ortamlarda işe gitmek ve çalışmak zorunda olan emekçiler, yaş sırasından bağımsız olarak, bir an evvel aşılanmalıdır.
Ayrıca; toplumun menfaatleri için fedakârlık yapan başta sağlık emekçileri olmak üzere tüm çalışanlar açısından Covid-19, meslek hastalığı veya iş kazası olarak kabul edilmelidir. Çalışırken kaybolan hayatları geri getirmek mümkün olmasa da geride kalanların hakları gözetilmeli ve onlar daha fazla mağdur edilmemelidir. Mevcut mevzuatımızdaki iş kazası ve meslek hastalığı tanımları, Covid-19’un iş kazası veya meslek hastalığı olarak kabul edilmesine engel değildir. “İlliyet bağı” gibi somut olarak ispatlanması neredeyse imkânsız olan argümanlar da bu duruma engel teşkil etmemelidir.
İSG yönetim sistemlerinde modern yaklaşım, kazalara ve hastalıklara karşı öngörülü olmayı, risk değerlendirmesi yapıp, tedbirleri önceden planlamayı gerektirmektedir. Covid-19 bize; böylesine küresel bir salgın için öngöremediğimiz, ulusal ve uluslararası ölçekte yapılması gereken birçok düzenlemenin olduğunu göstermiştir. Bu salgın elbet bir gün bitecektir. Şimdi, salgın sonrasında ortaya çıkan yeni çalışma biçimlerinden kaynaklı risklerle mücadele etmek ve dünyayı sarabilecek yeni salgınlara karşı hazırlıklı olmak için plan yapmaya başlama vaktidir.
Salgınla birlikte yaşanan kapanmalar, işsizliği görülür ölçüde artırmış, yoksulluğu körüklemiştir. İşten çıkarmaları azaltmak için Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Desteği gibi uygulamalar hayata geçirilmiş ancak bunlar doğan mağduriyetleri karşılama noktasında son derece yetersiz kalmıştır. İnsanların gelirlerinin düşmesi, yüksek enflasyonla birleşince, geçinmek neredeyse imkânsız hale gelmiştir.
Salgın koşullarında sayıları artan uzaktan, evden veya kısmi sürelerle çalışma gibi uygulamalar ise yarına dair çok farklı İSG risklerini beraberinde getirmektedir. Çalışma saatlerinin belirsizliği ve aile-iş ortamının birbiri içine geçtiği yeni durum, özellikle psikososyal riskler açısından tehdit oluşturmaktadır. Bu riskler şimdiden öngörülüp, gerekli düzenlemeler geç kalınmadan yapılmalıdır.
28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü vesilesiyle, çalışırken hayatını kaybeden tüm emekçileri minnetle anıyor ve her birine Allah’tan rahmet diliyoruz. Ayrıca şunu çok iyi biliyoruz ki; onların hatıralarını yâd etmenin en doğru yolu, bundan sonra olacak iş kazası ve meslek hastalıklarını önlemek için daha fazla çalışmaktır…
Kamuoyuna saygıyla duyurulur…
Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu adına
Süleyman AKYÜZ
Genel Başkan