11 Temmuz Salı sabahından itibaren işyerine kapanan ve işbaşı yapmayan sendikamız üyesi Petkim işçileri Çarşamba günü de eylemlerine devam ettiler. Bu nedenle işyerinde ciddi sıkıntılar baş göstermeye başladı, üretim ve satışta aksamalar meydana geliyor.Çarşamba günü de Petkim giriş kapısında toplanan işçilere bir konuşma yapan Aliağa Şube Başkanı İbrahim Doğangül daha önceki görüşlerini tekrarlayarak şunları söyledi:“İşbaşına gelir gelmez Petkim’in satışı için kolları sıvayan hükümet, iki kez yaptığı ihalede de başarılı olamayınca, önce politikasını, ardından da şirket yöneticilerini değiştirdi. Osman İlter’in Yönetim Kurulu Başkanlığı, Kenan Yavuz’un Genel Müdürlüğü ile birlikte Petkim’in % 34.5 hissesini “halka arz” yöntemiyle (çoğunu yabancılara) sattı. Ardından yeni yönetim, Petkim’i sözde “düzeltmek” adına işe girişti; bu amaçla kurumu, “özel şirket gibi” yönetmek için her yolu denemeye başladı. İki yılı (2003-2004) özelleştirme girişimleri nedeniyle huzursuz geçiren işçiler, son iki yılı da yeni yönetimin yapmaya çalıştığı uygulamalar nedeniyle sıkıntı içinde geçirdi. Ve bugün huzursuzluk had safhada.Genel Müdür Kenan Yavuz, liyakatten uzak ve belli bir zihniyetin mensubu olma ölçütlerine göre belirlenen ekibi ile, kural tanımayan, sendikal örgütlülüğü içine sindiremeyen bir anlayışla iki yıldır yönetmeye çalışıyor Petkim’i. Üretim, yatırım, sektörün ve dolayısıyla ülkenin petrokimya alanındaki makro hedefleri gibi konularla uğraşmak yerine ‘mikro’ işlerle uğraşıyor. Buna karşı çıkan işçileri ve sendikayı da hedef alıyor. Ölümcül hastalıklara yakalanan ve bu nedenle uzun süreli raporlar alan işçilerin nasıl rapor aldığını bizzat “yerinde incelemek” üzere üşenmeden işini gücünü bırakarak hastaneleri dolaşıyor. İşçilerin, kanser ve kalp krizi nedeniyle artan ölümleri araştırma ve işyeri sağlık biriminin geliştirilmesi yönündeki talebini ise hiç dikkate almıyor.İzinler, fazla mesai ücretleri vb konularda Toplu İş Sözleşmesi hükümlerini hiçe sayıyor. Emeklilik adı altında işten çıkardığı işçilerin yerine ya düşük ücretli kadrolu işçi, ya da taşeron işçisi alıyor. Böylece bir yandan işçilerin kendi içindeki birliğini bozup sendikayı güçsüzleştirmeye, öte yandan da -yaklaşan seçimleri de düşünerek- işsizliği bir türlü çözemeyen hükümete ‘yardımcı olmaya’ çalışıyor. Kısacası Petkim kötü yönetiliyor! Tıpkı ülkemiz gibi! Şirket yöneticileri bunları yaparak işçilerin huzurunu bozarken, Ankara’daki hükümet yetkilileri ise Petkim’i (diğer bütün yerli sanayi ve üreticilerle birlikte) yok olmaya doğru sürükleyen IMF politikalarında ısrar ediyor. Oysa Petkim’in yatırıma, büyümeye, haksız ve acımasız neo-liberal politikalardan beslenen ithalat lobicilerine karşı korunmaya ihtiyacı var. Başta Petkim’in müşterisi olan sanayicilerimiz olmak üzere herkese bir kez daha sesleniyoruz: Sanıldığının aksine bu sorun Petkim işçisinin değil, bu ülkede yaşayan herkesin sorunudur.Petkim işçileri hem kendi haklarını hem de Petkim’in ve ülkenin geleceğini düşünüyor; bu yaklaşım ve anlayışın şirketin yönetimine de hakim olmasını istiyor! Kimsenin şüphesi olmasın, bunun için elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”Bu açıklamanın ardından Doğangül, eylemle ilgili olarak da şunları söyledi; “Biz burada bu sorunlarla yaşarken, Sayın Genel Müdür yıllık izinde. Yerine vekil bıraktığı insanlar da doğal olarak yetkisiz, inisiyatifsiz! Dün yapılan görüşmelere gerekirse bugün de devam edeceğiz. Dünkü görüşmelerde işyerindeki yanlış uygulamalara son verme konusunda belli bir noktaya gelindi; ancak işten çıkarmalar ve düşük ücretli işçi çalıştırma konusunda bir ilerleme sağlanamadı. Bu konuda da olumlu bir gelişme sağlanıncaya kadar da eylemlerimiz devam edecek!”