19 Mayıs 1919; Mustafa Kemal'in Samsun’a ayak basması ile başlayan millî mücadeleyi, başka bir ifade ile Erzurum, Sivas kongreleriyle kararlaştırılan ve 11 Ekim 1922 Mudanya Mütarekesi ile sonuçlanan Türk Kurtuluş Savaşı’nın başladığı tarih olarak kabul edilir. 1. Dünya Savaşı ile Kurtuluş Savaşı iç içe olup biri diğerinin devamı ve sonucudur. Kurtuluş Savaşı’nın amacı, tam bağımsız bir devlet kurmaktır.
19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde dönüm noktalarından biridir. Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs, aynı zamanda “Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaktadır. Atatürk, Millî Mücadele sıralarında ülkeyi ileri götürecek ve köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu görmüştü. Bu nedenle de “gençlik” kavramı Mustafa Kemal için ayrı bir önem taşımaktadır. Mustafa Kemal, gençlerden sık sık bahsederken, yaş sınırı dışında fikri olarak gençliği yani fikirde yeniliği ifade etmiştir.
Ülkemiz, Birinci Dünya Savaşı sonrasında kötüleşen koşullar altında kurtuluş çareleri ararken, Mustafa Kemal'in 16-19 Mayıs 1919 tarihleri arasında İstanbul’dan başlayan yolculuğu kurtuluş savaşı için dönüm noktası sayılır. Samsun’a ayak basışının taşıdığı önem, Atatürk'ün Büyük Nutku’nu 19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkışı ile başlatmasından anlaşılmaktadır.
O dönemde Samsun işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi. Stratejik bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat ve güvenilir bir kapıydı. İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a askerî birlik çıkarmışlardı. Buna tepki olarak Türk Makinalı Tüfek birliğinden Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması dikkatleri bu bölgeye çekti ve İngiliz Yüksek Komiserliği’nin de Türk halkının silâhlandığı konusundaki şikayetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle gönderilmesine karar verildi. Bu kumandan Mustafa Kemal'di. Mustafa Kemal, Padişah ve Hükümet tarafından 30 Nisan 1919’da 9. Ordu müfettişliğine tayin edilir.
Anadolu’ya geçmek için bu görevi fırsat sayan Mustafa Kemal, güvendiği 18 subay ile Bandırma vapuruyla 16 Mayıs 1919’da İstanbul'dan Samsun’a hareket eder. Anadolu’ya giderken kafasında iki düşünce vardır: Bağımsızlık ve özgürlük. Yani düşmanı yurttan atmak, kişisel egemenliğe (padişahlığa) son vermektir. Padişah Mustafa Kemal’in bağımsızlık düşüncesini bilir, hatta destekler. Ancak özgürlük, yani ulusal egemenlik düşüncesini bilmez. Zaten bunu öğrenir öğrenmez Mustafa Kemal’in görevine son verir. Samsun’a vardığı 19 Mayıs 1919 tarihinde, Mustafa Kemal için tarihî görev başlamış olur. 19 Mayıs 1919 Anadolu'nun işgalden kurtarılması için bir dönüm noktasıdır.
Ulusal egemenliğe dayanan bir devlet kurmayı düşünen Mustafa Kemal, kuracağı devletin temel organlarını oluşturacak yeni meclisin toplanması çalışmalarını da başlatır. 20 Nisan 1920’de Ankara’da toplanan meclis TBMM adını alır ve Mustafa Kemal'i başkanlığa seçer. TBMM’nin kurulması ile yeni bir hükümet ortaya çıkmış olur. Meclisin ilk amacı ülkenin kurtarılmasıdır. Meclisin çıkardığı bir yasa ile 16 Mart 1920’den itibaren Osmanlı İmparatorluğu ile yapılan tüm sözleşmeler yapılmamış kabul edilir ve yabancı devletler Ankara ile anlaşmak zorunda bırakılır.
13 Ekim 1923’de Ankara’nın başkent olmasıyla yurt içinde ve dışında saltanat yönetimine dönülemeyeceği yolunda ciddi bir mesaj verilmiş olur. Daha sonra 29 Ekim 1923’de, 1921 tarihli Anayasada yapılan değişikliklerle Cumhuriyet ilân edilir. Buna göre hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğu, idare şeklinin halkın kendi kaderini kendisinin tayin edeceği temeline dayandığı görüşü benimsenir.
Atatürk, “Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Birgün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum” derken Türk gençliğine olan güvenini de anlatmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında yaşanan zorlukları her zaman göz önünde tutarak, 19 Mayısları Mustafa Kemal'in emanetine daima sahip çıkarak kutlamaktayız.