Türk-İş yönetimine karşı mücadeleci sendikacılık anlayışı etrafından bir araya gelen 10 sendikanın oluşturduğu Sendikal Güç Birliği Platformu, 3. toplantısını İzmir’de gerçekleştirdi. Türk-İş’in yönetimini değiştirmekten başlayarak, diğer mücadeleci sendikalarla birlikte uzun soluklu bir mücadele hattı örülmesi gerektiği toplantıda öne çıktı.
Türk-İş yönetimine karşı mücadeleci sendikacılık anlayışı etrafından bir araya gelen 10 sendikanın oluşturduğu Sendikal Güç Birliği Platformu, 3. toplantısını İzmir’de gerçekleştirdi. Tepekule Kongre ve Sergi Merkezinde yapılan ve bine yakın işçi ve sendika yöneticisinin katıldığı toplantı, coşkulu geçerken, Türk-İş’in yönetimini değiştirmekten başlayarak, diğer mücadeleci sendikalarla birlikte uzun soluklu bir mücadele hattı örülmesi gerektiği toplantıda öne çıktı. Kürt sorunu ve anayasa yapımı gibi konularda sendikaların görüşlerini belirtmesi ve müdahale etmesi gerektiğinin altının çizildiği toplantıda kıdem tazminatı hakkının gasbedilmesine karşı iş bırakılması gerektiği ifade edildi. 8-11 Aralık tarihleri arasında yapılacak Türk-İş Genel Kuruluna kalabalık bir şekilde katılınması ve işçilerin takipçisi olması gerektiği vurgulandı. İşçiler ve işçi temsilcileri, örgütlenme konusunda 10 sendikanın ortak çalışmalar yürütmesi ve sanayi havzalarına örgütlenme bürosu açması gerektiğini dile getirdiler. Toplantıya 10 sendika içinde olmamasına rağmen Haber-İş, Selüloz-İş, Demiryol-İş, Genel-İş gibi sendikaların üyeleri de katıldı.
KONGRE BİRLİKTELİĞİ DEĞİL
Toplantının açılış konuşmasını yapan Belediye-İş Genel Başkanı Nihat Yurdakul, söz konusu birlikteliğin 8-11 Aralıkta yapılacak Türk-İş kongresi ile bitecek bir hareket olmadığını belirtti. Yurdakul, “Türk-İş emeğe saldıranlara biat etmektedir ve bu 10 sendika buna karşıdır. Bizler mücadele ve emeğin haklarını korumak ve ilerletmek için yüzünü sınıfa dönmeye ve işçilerle mücadele etmeye inanıyoruz ve Türk-İş’ten bunu bekliyoruz” dedi. Açılış konuşmasının ardından salondakiler söz alarak görüşlerini belirttiler ve genel başkanlara sorularını yönelttiler. Genel Başkanlar da ara ara söz alarak sorulara cevap verdiler.
DEMOKRASİYİ HAKİM KILMAK İÇİN
Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel yaptığı konuşmada, ülkemizde gerçek demokrasiyi hakim kılmak için mücadele edecek sendikal önderliğe ihtiyaç bulunduğunu ifade etti. “Büyük bir işçi yığınının AKP’ye oy verdiği, sendikaların yandaşlık yaptığı, yapmayanın büyük baskılar altında kaldığı bir dönemdeyiz. AKP’nin Belediye-İş’e, sendikamıza, Hava-İş’e, Orman-İş’e yaptıkları ortada. Bunları üyelerimize anlatmak gibi bir derdimiz de var. Sendikasına sahip çıkan işçilerin başına gelenleri biliyoruz. Üretimden gelen gücümüz olmasına karşılık bunu kullanamıyoruz. Bunun gibi pek çok soruna karşı birlik ve mücadele hattı geliştirmeliyiz” dedi.
TOPLUMSAL BARIŞI SAVUNUYORUZ
Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın da, dayanışma duygusunun unutturulmaya çalışıldığını ifade ederek, “Yeterince birbirimize sahip çıkamıyoruz. Sınıf dayanışmasının gerçekleştirilmesine seviniyorum. Konfederasyon ayrımı gözetmeksizin bütün işçi ve emekçilerin çıkarları için mücadele etmek hedefimizdir. Kendisini emekle ilişkilendiren bütün siyasi parti ve oluşumlarla da dayanışma içinde olacağız. Öncelikle bu hareketin doğru anlaşılması için Türk-İş’le sınırlı tuttuk. Ülkemizin demokratikleşmesini, toplumsal barışı, Kürt sorunun demokratik barışçıl yöntemlerle çözümünü savunuyoruz. Sendika içi demokrasiyi savunuyoruz. Bizim işimiz kişilerle değil anlayışlarını değiştirmek için yola çıktık. Önümüzde Türk-İş Genel Kurulu var. Öncelikli hedefimiz Türk-İş Genel Kuruludur. Alternatif listemizi oluşturacağız. Türk-İş’in en büyük korkusu yüzümüzü tabana dönmemizdir” diye konuştu.
devamı için: