Merinos Kültür Merkezi'nde yapılan toplantıya katılan 500’ü aşkın işçi toplantının sonuna kadar bekleyerek sendikaların alacağı her türlü mücadele kararının arkasında duracakları mesajını verdi.
Türk-İş'e bağlı 10 sendikanın oluşturduğu Sendikal Güç Birliği Platformu'nun illerde yapmış olduğu toplantıların dördüncüsü Bursa’da gerçekleştirildi.
Petrol-İş, Tek-gıda İş, Kristal-İş, Tümtis, Tez-Koop-İş, Belediye-İş, TGS, Deri-İş, Basın-İş, Hava-İş genel başkanlarının da katıldığı toplantıya işçilerin coşkusu damgasını vurdu. Merinos Kültür Merkezi'nde yapılan toplantıya katılan 500’ü aşkın işçi toplantının sonuna kadar bekleyerek sendikaların alacağı her türlü mücadele kararının arkasında duracakları mesajını verdiler.
Platform adına ilk konuşmayı yapan Tümtis genel başkanı Kenan Öztürk; Türk-İş'teki sendikal anlayışın yıllardır bir tıkanma yaşandığını söyleyerek, "İşçi sınıfı olarak bedeller ödeyerek kazandığımız birçok hakkımızı kaybettik ve kaybetmeye devam ediyoruz" diye konuştu. Her yıl binlerce işçinin anayasal haklarını kullanıp sendikalara üye oldukları için işten atıldıklarını hatırlatan Öztürk, bu saldırılara karşı birlikte duramadıkları için de sürekli olarak yenildiklerini söyledi.
"Konfederasyonumuz Türk-İş tüm bu saldırılar yaşanırken çoğunlukla izleyici durumda kaldı ve iyi bir sınav vermedi" diyen ve bu nedenle bir araya geldiklerini söyleyen Kenan Öztürk, artık "Bu saldırılara dur demek ve mücadeleyi büyütmek için bir araya geldiklerini, ortak hareket edeceklerini" vurguladı.
Açılış konuşmasından sonra salondaki işçilere söz verildi. Gelişmeler hakkında düşüncelerini paylaşan işçiler, ayrıca divanda bulunan genel başkanlara da sorular yönelttiler. Kristal-İş üyesi Şenol Karakoç, son günlerde iktidar tarafından yediden yetmişe tüm halka yönelik saldırıların olduğunu söyleyerek "Buna karşı daha fazla mücadele etmemiz gerekir" dedi. Karakoç genel başkanlara da seslenerek "Biz işçiler her türlü fedakârlığa hazırız" diyerek mücadele çağrısı yaptı. Bir başka Kristal-İş üyesi olan Sezer Çelebi, Anayasa tartışmalarının işçileri de çok ilgilendirdiğini söyleyerek bu güç birliğinin anayasa yapım sürecindeki tavrının ne olacağını sordu.
Sorulara yanıt veren Belediye-İş Genel Başkanı Nihat Yurdakul, "Biz güç birliği platformu olarak yeni anayasanın mecliste gurubu olan partilerin bir uzlaşması ile çıkmasını istemiyoruz" dedi. Yurdakul, "Bu çalışmanın meclis dışında kalan siyasi partilerin, sendikaların, odaların, üniversitelerin tüm halk kesimlerinin katılacağı bir çalışmaya dönüştürülmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi. Yurdakul, Türk-İş'in bugüne kadar hep kendini siyasetler üstü bir sendika olarak tanıttığını, oysa öyle olmadığını herkesin gördüğünü, bunun ipe un serme olduğunu söyleyerek, "Siz siyaset yapmayın sadece bizim dediklerimize oy verin, söylemini artık kabul etmeyeceğiz" dedi.
"Türk-İş mücadele etmiyorsa biz varız"
Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, "Bu toplantılarla Türk-İş'in temellerini yeniden ve işçilerle atıyoruz" dedi. Önce sendika merkezleri olarak bir araya geldiklerini söyleyen Öztaşkın şimdi ise işçilerle bu tartışmaları sürdürmeye devam ettiklerini söyledi. Sorunlara sınıfsal temelde yaklaştıklarını söyleyen Öztaşkın, kıdem tazminatlarının gündeme gelmesinin hükümetin Türk-İş'i ciddiye almadığını gösterdiğini söyledi. Öztaşkın'ın, "Eğer kıdem tazminatları gündeme geldiğinde Türk-İş daha önce almış olduğu kararı uygulamazsa biz on sendika saldırılara karşı mücadele edeceğiz" ifadesi, işçiler tarafından coşkuyla atılan sloganlarla karşılık buldu.
Öztaşkın, "Bu çalışmaları başlatırken herkesi kapsaması gerektiğini söyledik ve çağrımızı bir kez daha bu oluşumun dışında kalan Türk-İş'e bağlı diğer sendikalara yapıyoruz. Gelin haklarımızı birlikte savunalım" diyerek kongre sonucu ne olursa olsun yakaladıkları bu birlikteliği büyüterek devam ettireceklerini söyledi.
"Tüm işçiler Türk-İş Genel Kurulu'nu izlemelidir"
Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin, sendikalar olarak sadece kendi üyelerinin sorunlarını çözmeye çalıştıklarını, bu ülkede çiftçilerin, işsiz olanların, yoksul halkların sorunlarına duyarsız kaldıklarını söyleyerek bu nedenle de daha da küçüldüklerini belirtti. Ayçin, "Artık işçiler her sıkışıldığında gelip Ankara’da mitinglerle gazının alınmasını istemiyor, işçiler haklarını koruyacak bir mücadelede ısrar ediyor" diyerek bunun için bir araya geldiklerini vurguladı.
Ayçin Tük-İş'in işçi hareketini baltalayıcı politikalarına da sesiz kalmayacaklarını, sendikaların sistem içinde kalarak varlıklarını sürdürme imkânı kalmadığını söylerek "Artık tüm işçi sınıfı olarak ayağa kalkma zamanımız gelmiştir" dedi ve "Tüm üyelerimiz Ankara’da yapılacak olan genel kurula katılmalıdır" diye konuştu.
Türk Metal üyesi olduğunu söyleyen Murat isimli işçi, oluşturulan güçbirliğinden çok memnun olduklarını söyledi ve Türk Metal'in bu birliğe katılmamasını eleştirdi. Sendikasının hükümetle bu derece yakın olmasını da anlayamadığını söyleyen işçi, "Biz işçiler olarak bu güçbirliğinden yanayız" dedi.
Tek gıda İş üyesi Ali Dağ, oluşturulan güçbirliğinin işyerlerinden başlayarak örgütlenmesi gerektiğini söyleyerek, işçilerin sendikal bürokrasiye karşı tepkilerinden dolayı bu yeni oluşuma bile güvensiz olduklarını söyledi. Ali Dağ, "Temsilci seçimlerinden başlayalım; artık bu oluşumda olan sendikaların tümü işyerlerinde temsilci seçimlerini yapmalıdır, o zaman işçi arkadaşlarımız bir şeylerin değişmeye başladığına inanacaklar ve bu birliğe katılacaklar" diye konuştu.
"Saldırılara karşı birlikte olacağız"
Deri-İş Genel Başkanı Musa Selvi, işçilerin sorularına verdiği cevapta, "Biz sendikalar en başta özelleştirmeler yaşandığında iyi bir sınav vermedik. Hangi işkolunda özelleştirme yaşandıysa o işkolunda bulunan sendikayı yalnız bıraktık ve özeleştirmeleri durduramadık" dedi. Son zamanlarda kendi işkolunda yaşanan sendikal örgütlenmelere de değinen Selvi, artık aynı hataları yapmayacaklarını söyleyerek "İşçi havzalarında birlikte örgütlenme çalışmalarını sürdüreceğiz nerede bir sendikalaşma varsa biz orada olacağız ve saldırılara karşı birlikte olacağız" dedi.
TGS Başkanı Ercan İpekçi, medya emekçilerinin yaşadığı sorunlara değinerek "Bizler emeğimizin haklarını savunmak hem de ifade özgürlüğü için mücadele eden bir sendikayız ve bu nedenle baskılarla yüz yüzeyiz" dedi. İpekçi, "Bu mücadeleyi sürdürürken yanımızda olan Evrensel, Hayat televizyonu, Birgün, Cumhuriyet, Aydınlık gibi basın organlarını sahiplenmeliyiz" diye konuşmasını bitirdi.