Sendikamız, Maliye Bakanlığı’na yaptığı başvuruda, Tüpraş’ta bulunan yüzde 51 oranındaki kamu payının blok satış yoluyla özelleştirilmesine ilişkin ihale hakkındaki Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, 2.2. 2006 tarihli yürütmenin durdurulması kararları gereğini yerine getirmekten kaçınan Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci ve sorumlulukları saptanacak ÖİB görevlileri hakkında ilgili yasal düzenleme çerçevesinde disiplin sürecinin işletilmesini istedi. 6 Mart tarihinde yapılan başvuru dilekçesinde, Türkiye açısından son derece önemli olan bir idari işlemin, hukuka aykırı bulunarak idare hukuku açısından yasallık ve icrailik niteliğini kaybettiği belirtilerek, ‘Anayasa’nın 138. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesi hükümleri gereği, yürütmenin durdurulması kararının aynen ve geciktirilmeksizin yerine getirilmek durumunda olduğu açıktır’ denildi.
Yapılan işlemler yargı kararını yok sayıyor
“Bu doğrultuda, 8.2.2006 tarihli dilekçe ile idareye (ÖİB) başvurularak karar gereklerinin yerine getirilmesi istenilmiştir” denilen başvuru dilekçesinde şu tespitlerde bulunuldu:
“ÖİB Başkanı Metin Kilci, tarafımıza verdiği 17.2.2006 tarihli yanıtta, kendilerine tebliğ edilmiş bir karar bulunmadığını söylemekle yetinmiştir. Akabinde, kamuoyuna sunulan bilgilerden, yargı kararının açıklandığı 2.2.2006 tarihinden sonra, devir ile birlikte 4046 sayılı yasanın 22.maddesi hükümleri çerçevesinde nakle tabi personel listesinin Devlet Personel Başkanlığına, gereğinin yapılması istemiyle ÖİB tarafından iletildiği, TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesi işlemi çerçevesinde alıcıdan alınan paranın bir kısmının başka işler için kullanıldığı/harcandığı, alıcı firmanın, şirketin kullandığı resmi araçların plakasının değiştirilmesi dahil bir dizi değişikliğe gittiği öğrenilmiştir.
Kararın açıklanmasından sonra yapılan bu işlemler, yargı kararının gerek İdare (ÖİB), gerekse de alıcı şirket tarafından yok sayıldığının açık ifadesidir. Ötesinde, Sendika adına Devlet Personel Başkanlığı'na (DPB) sunulan 24.2.2006 tarihli dilekçe ile, nakil için bildirilen personelin nakil işlemlerinin yapılmasının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun (DİDDK) yürütmenin durdurulmasına dair kararlarının uygulanmaması anlamına geleceği ve bu fiilin suç oluşturacağı, bu nedenle, listenin işlem yapılmaksızın ÖİB' ye iadesi isteminde bulunulmuştur. DPB, ÖİB'ye hitaben yazdığı 22.2.2006 tarihli yazı ile, yargı kararı nedeniyle, nakle tabi personel hakkında, ne yönde işlem yapılması gerektiğini sormuştur. ÖİB Başkanı Metin Kilci, bu yazıya verdiği 28.2.2006 tarihli yanıtta,... bütün sonuçlarıyla birlikte tamamlanmış idari işlemler ile ilgili olarak idari yargı yerlerince yürütmenin durdurulması veya iptal kararı verilmesi halinde, dava konusu işlemden önceki durumun kendiliğinden ve herhangi bir işleme gerek kalmaksızın tesis edilmiş sayılamayacağı, başka bir ifadeyle yürütmenin durdurulması ve iptal kararlarının dava konusu işlem sonucunda ve bu işleme dayalı olarak oluşan işlemleri, sonuçları ya da hak ve yükümlülükleri kendiliğinden ortadan kaldırmayacağı ...ifadeleriyle, nakil işlemlerinin mevzuat hükümleri çerçevesinde yerine getirilmesini iletmiştir. Bu ifade ve sonucu, yargı kararına rağmen nakil işlemlerine devam edilmesi anlamına gelmektedir.”
Kamu görevlilerinin yükümlülükleri
Yargı kararlarını yerine getirmeyen kamu görevlilerinin hukuki statüsü ve yükümlülüklerinin hatırlatıldığı başvuru dilekçesinde, ÖİB Başkan ve diğer yetkililerin devlet memurluğuna yakışmayan fiilleri ve istemleri de belirtilerek şöyle denildi:
“657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun sadakat yükümlülüğüne ilişkin maddelerinde belirtilen, “sadakat” ve “hukuka uygun davranma yükümlülüğü” nü içerir yasal hükümler gözönüne alındığında, ÖİB Başkanı Metin Kilci ve saptanacak diğer yetkililerin, yargı kararını yok sayarak ve karar sonrası hukuka aykırı bulunan idare işlemlerine dayalı yeni işlemlerin yapılmasına izin vererek suç işledikleri sonucuna ulaşılmaktadır. Kaldı ki, ÖİB Başkanı Metin Kilci, Balıkesir Seka ile ilgili yargı kararının uygulanmaması nedeniyle hakkında yapılan şikayet üzerine, idarenizce verilen “soruşturma izni verilmemesine dair” kararı kaldıran Danıştay 1.Dairesinin 2005/1026 E. 2005/1404 K. sayılı kararıyla da, “...yargı kararlarının icaplarına göre otuz gün içinde işlem tesis edilmediği ..” tespitine maruz kalarak, hakkında hazırlık soruşturması açılmasına karar verilmiş bir yöneticidir. Bu durum, anılan kişinin, disiplin soruşturması sonucunda cezalandırılması zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Ötesinde, Anayasa hükümlerini yoksayan bu kamu görevlisinin, bir idari kurumun “Başkan” lığını yürütmesinin de hukuken mümkün olmadığı açıktır. Kendisini vareden hukuk sisteminin özünü oluşturan temel ilkeleri gözardı etme niteliğinde davranışları alışkanlık haline getiren bu kişinin, kanımızca, kamu görevi yürütmesi de mümkün değildir. Bu hususlar gözetilerek, anılan kişi ve yargı kararının uygulanmaması fiiline iştirak eden diğer kamu görevlilerinin, yapılacak soruşturma sonucunda disiplin kuruluna sevki ile gerekli disiplin cezası ile cezalandırılmaları için gereğini dilerim.”
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
MERKEZ YÖNETİM KURULU adına
MUSTAFA ÖZTAŞKIN
GENEL BAŞKAN