“KKTC’YE YÖNELİK TÜM İZOLASYONLAR KALKMALI VE BİRLEŞİK
BİR KIBRIS’TA İKİ HALKIN EŞİT TEMSİLİ SAĞLANMALIDIR”
Petrol-İş Genişletilmiş Başkanlar Kurulu 22-23 Haziran 2006tarihinde GİRNE’detoplanarak dünyadaki, Kıbrıs’taki ve ülkemizdeki gelişmeleri görüşmüş, son dönem toplu iş sözleşmelerini, örgütlenme faaliyetlerini, gübre sektöründeki durumu, sosyal güvenliği ve sendikaları ilgilendiren yasa ve tasarıları ele almıştır. Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuz, ortaya konan görüş ve önerilerin ne şekilde hayata geçirilebileceği konusunda fikir alışverişinde bulunduktan sonra tüm bu konulara ilişkin yaklaşımlarını aşağıda yer alan Sonuç Bildirgesiile üyelerimize ve kamuoyuna duyurmayı kararlaştırmıştır.
Yüzyıllara dayalı tarihi ve kültürel bağlarımız bulunan Kıbrıs Türk toplumunun verdiği haklı mücadele sendikamız tarafından da yakından izlenmektedir. Kıbrıs Türklerine yönelik olarak Türkiye’de süre giden “ya verip kurtulmak” veya “asla sattırmayız” eksenindeki tartışmaların meseleyi çıkmaza soktuğu bilinmelidir. Rum kesiminin Türk toplumunu yok sayan tutumu da aynı ölçüde çözümsüzlüğü beslemektedir. Petrol-İş sendikası olarak Kıbrıs’ta çözümün Türk ve Rum halklarının ortak kararıyla belirlenmesi gerektiğine, iki halkın eşit şartlarda temsil edilerek gönüllü birliktelikle yaratılmış bağımsız, birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti olması gerektiğine inanmaktayız.
Kıbrıs meselesi konuşulurken, Gümrük Birliği Ek Protokolünü imzalayarak gümrük birliğinin AB’nin yeni üyelerini de kapsayacağını taahhüt eden AKP Hükümetinin, bugün Avrupa Birliği’ne rest çekiyor görünmesinin sadece bir göz boyamadan ibaret olduğunu belirtmek gerekiyor. Ek protokole imza koymanın, AB’ye üye olan tüm ülkeleri, bu arada Kıbrıs Cumhuriyeti’ni de dolaylı olarak tanımak anlamına geldiği bilinmelidir. Kıbrıs Türklerine dönük izolasyonlar bütünüyle kalkmadıkça bu yönde adımlar atılması çözümü ileri bir tarihe erteleyecektir.
Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuz, AB müzakerelerinin dönem dönem duraksayarak da olsa devam edeceğini, bu nedenle emek örgütlerinin bu sürece müdahale edebilecek araçları mutlaka yaratması gerektiğini belirtmiştir. Konfederasyonumuz Türk-İş, bu amaçla bir “Bilim Havuzu” oluşturmalı, emek yanlısı AB uzmanlarını görevlendirmeli ve sürece emeğin hakları açısından katkı koymalıdır. Brüksel’de açılabilecek bir büro aracılığıyla yapılacak diplomatik faaliyetlerle sendikal yasaların İLO ve AB normlarına kavuşması sağlanabilir ve AKP Hükümetinin Avrupa Sosyal Şartının örgütlenme özgürlüğünü, toplu iş sözleşmesi ve grev haklarını içeren 5. ve 6. maddelerine koyduğu çekince teşhir edilebilir.
AKP Hükümeti, tarihimizin gördüğü en İMF’ci parti haline dönüştü. Tüm halkın karşı çıktığı, emek örgütlerinin tepki gösterdiği Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası yasa tasarısı, son olarak Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer’in bazı maddeleri vetosuna rağmen, ikinci kez aynen kabul edilerek yasalaştı. Ne yazık ki emek örgütleri “Sosyal Güvenlik Reformu” cilâsıyla emeklilik koşullarını görülmedik biçimde ağırlaştıran, bütün sağlık hizmetlerini sadece parası olana mahsus hale getiren bu yasaya karşı ortak bir karşı duruş sergileyemediler. Tüm tepkiler cılız kaldı. En başta üst örgütümüz Türk-İş olmak üzere, tüm emek örgütleri özeleştiri vermeli ve durumu değiştirmek için acilen harekete geçmelidir.
Son aylardaki ekonomik gelişmeler giderek daha da kaygı verici hale dönüşüyor. Ekonomimizin bir kriz içinde olduğu, yüksek kur, faiz ve enflasyon dengesine doğru gittiği görülmektedir. Yükselen üretim maliyetleri yatırımcıları tasarruf tedbirlerine zorlayacaktır. Bizler, işçi ücretlerinden yapılacak hiçbir tasarruf tedbirini kabul etmeyeceğimizi, olumsuzlukların faturasının emekçilere kesilmesine müsaade etmeyeceğimizi şimdiden beyan ediyoruz.
Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuz, ekonomik krizle bağlantılı olarak erken seçim ihtimalinin arttığını tespit etmektedir. Muhtemel bir erken seçim sonucunda yine hüsrana uğramamak için işçi sınıfını gücünün siyasal alanın her kademesinde en yüksek oranda temsil edilmesinin de birincil hedeflerden olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle, öncelikle emek örgütleri arasında dayanışma azamiye çıkartılmalı, seçim barajlarının düşürülmesi talebi yükseltilmeli ve sadece emekçilerin haklarını savunan ve işçilere listelerinde yer veren partilere oy verilmesi için kampanyalar başlatılmalıdır.
2821 ve 2822 sayılı yasa tasarıları acilen çıkartılmalı ve sendikalaşmanın önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır. Yasaların hazırlanmasındaki mantık, işçinin sendikasını bütün boyutlarıyla özgürce seçmesini ve sendikaların iç işleyişine hiçbir siyasi müdahale olmamasını kesinlikle temin etmek üzere inşa edilmelidir.
Botaş’ta öncelikle her türlü eşitsizliğe derhal son verilmelidir. AKP hükümetinden adalet isteyen üyelerimizin sesine kulak vermesini ve en kısa zamanda ücretlerdeki dengesizliği gidermesini, iptal edilen kapsam içi ünvanların geri verilmesini ve yemekhanelerin özelleştirilmesinden vazgeçilmesini talep ediyoruz. Sendikamız, bu türden sorunları gidermek için elinden geleni yapacaktır.
Türk-İş’in Hükümetle yaptığı son görüşmede birinci gündem maddesi olarak dile getirdiği gibi, tüm geçici işçilerin ayrımsız ve gecikmeksizin kadroya alınması talebimizi bir kez daha vurguluyor ve sorunun bir an önce çözüme kavuşması için sendikamızın da gerekli her türlü girişimde bulunacağını beyan ediyoruz.
DPT 2006 yılı programında Eti Maden işletmelerinin özerk bir yapıya kavuşturulacağı belirtilmiştir. Şu anda yapılmak istenen özerkleştirmenin borların özelleştirilmesinin alt yapısı olarak uygulanacağı sülfürik asit fabrikasının kiralanma yöntemine gidilerek devredilme çalışmaları ile belli olmuştur. Petrol-İş sendikası olarak böylesi bir kiralanma yöntemine karşı olduğumuzu hatırlatıyor, durdurulması için gerekenleri yapacağımızı belirtiyoruz.
Tüpraş’ta özelleştirme sonrası gelinen aşama tüm kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Sendikamız, daha önce de defalarca belirtildiği gibi, hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edecektir. Sürecin bitmediğini, mücadelenin süreceğini her kesime hatırlatıyoruz.
Ülkemizde son günlerde yeniden bir gerginlik havası yaratılmaya çalışılmaktadır. Şemdinli ile başlayan, Cumhuriyet gazetesine ses bombası atılması ve Danıştay’da bir yargıcımızın katledilmesiyle devam eden bu süreci yaratanları şiddetle kınıyoruz. Çatışma ortamından beslenen, tüm yurttaşlar arasına düşmanlık tohumları ekmeyi amaçlayan demokrasi ve barış düşmanı karanlık çevrelerin yaratmaya çalıştığı bu gerginlik ortamına karşı tüm demokrasi güçlerini sağduyuya ve mücadeleci davranmaya davet ediyoruz. İnanıyoruz ki, bu kez demokrasi güçleri kazanacak.
Petrol-İş Genişletilmiş Başkanlar Kurulu olarak, bugün ülkenin dört bir yanında ve Petrol-İş’in örgütlü olduğu tüm işyerlerinde mücadele yürüten işçi sınıfımızı selamlıyoruz. İşçisiyle işsiziyle, emeklisiyle çalışanıyla tüm emekçilerle birlikte sermayeye karşı ortak mücadele yollarının bulunması için sendikamızın elinden gelen her şeyi yapacağını bir kez daha beyan ediyoruz.
Saygılarımızla kamuoyuna duyurulur.
Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Adına
Mustafa Öztaşkın
Genel Başkan