Devletin istatistik enstitüsünün ileri sürdüğü rapor...
Emeklilerin aylığı en fazla bin lira. Milletvekillerininki yeni uygulamayla 12 bin lira... Yetmiyor; emirlerinde araba, şoför, yardımcı, sekreter vb’ler de var. Yeni kurulan bakan yardımcılarına, danışmanlarına en az beşer bin...
Başbakan’ın emrinde özel uçaklar, yepyeni otomobiller... Milletvekillerinin de şoförleri, arabaları...
***
Utanmak diye bir şeyi hiç mi anımsamaz bizim politikacılarımız! Hangi partiden olurlarsa olsunlar bir seçildiler mi parasal bir göreve, gelsin milyonlar, bu arada gizli açık ihalelerle, şikelerle elde edilen servetler...
Basın erleri de neden böyle meraksız, ilgisiz, uzak bu türlü acı gerçeklere? Biri bile çıkmaz, iktidara gelip giden ne kadar bakan, başbakan varsa hesaplarını bir incelesin, nerden kalkıp nereye vardılar, birkaç yıl içinde hangi servetlere sahip oldular diye araştırsın, halkını aydınlatsın!
O da yok, çünkü derebeyi iktidarlar o basındakileri de belirli yollardan kazanmışlardır. Böyle bir araştırma yapmak işlerine gelmez çoğunun. Birkaç dürüst gazeteci çıksa da ortalığı karıştırsa, gizlenmiş servetlerin kaynaklarını araştırsa... Olmaz, olamaz. Demokrasinin işine gelmez. Ama hangi demokrasinin; olmayan, yalnız adıyla geçindiğimiz bir vurgun düzeninin...
Yoksulluk sınırının altında demek, açlıkla iç içe olmak... Karnını doyuramayan vatandaş çoğunluğu demek. Zenginin zengini bir azınlığın kölesi olmak demek...
***
Bu böyle sürüp gider mi? Bunu sordun mu soluğu nerde alırsın?.. Şu bu suçlamalarla... Susmak en iyisi dersin; benim az çok karnım doyuyor ya varsın halkımızın yüzde yirmisi kendi yoksulluğunu yaşasın, sesini çıkarmadan geçinip gittiğine göre...