• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

DİSK: 'Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı geri çekilsin'

DİSK, yüz binlerce çalışanı ilgilendiren Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısını protesto etmeye devam ediyor. Tasarı alt komisyonda görüşülürken ILO binasını işgal eden DİSK üyeleri, Taksim’de eylem yaptı

23.03.2012

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Meclis Genel Kurulu'na sevk edilen Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı'nın geri çekilmesi için eylem yaptı.

Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen DİSK üyeleri, “ILO görüşmeleri uygulansın. Özgürlükçü sendika yasası istiyoruz” ve “Sendikal barajlar kalksın, sendika hakkımız engellenemez” pankartları ile Taksim Meydanı’na yürüdü.

Yürüyüşte DİSK’in yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra konfederasyona bağlı sendikaların başkanları ile CHP İstanbul Milletvekili ve DİSK’in eski Genel Başkanı Süleyman Çelebi’de yer aldı.

‘Sendikalı örgütlü sayısı yüzde 6-7’lere düştü’
Taksim Meydanı’nda basına açıklama yapan DİSK Genel Başkan Yardımcısı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, görüşülecek olan tasarının 12 Eylül yasalarının devamı olduğunu savundu. 12 Eylül öncesi sendikalı-örgütlü işçi oranının yüzde 20’lerden yüzde 6-7’lere düştüğüne dikkat çeken Ali Rıza Küçükosmanoğlu, TİSK Başkanı Halit Narin’in “Yirmi yıl biz ağladık onlar güldü, şimdi gülme sırası bizde” sözünü hatırlattı: “Halit Narin 12 Eylül’ün sermaye sınıfı açısından ne anlama geldiğini anlatmıştı. Süreç ortada. Şu an sendikalı örgütlü işçi sayısı oranı yüzde 6-7’dir.İşçilerin ulusal gelirden aldıkları pay da yüzde 34’lerden yüzde 11-12’lere düşmüş durumdadır. Görüldüğü gibi gülen sermaye sınıfı olmuştur” dedi.

12 sendika toplu iş sözleşme hakkını kaybedecek
DİSK Genel Başkan Yardımcısı, yapılan değişiklikler sonucunda DİSK’i bağlı 3, Türk-İş’e bağlı 7, Hak-İş’e bağlı 2 ve toplamda 12 sendikanın toplu iş sözleşmesi yapma hakkını kaybedeceğini açıkladı: “Bu hangi hukuk. Hangi adalet anlayışında vardır? Kazanılmış hakların korunması genel bir hukuk kuralıdır. Bu kurala dahi uyulmamaktadır. Bu olsa olsa AKP’nin ‘ileri demokrasi’ anlayışının gerektirdiği despotik, totaliter, faşizan hukuk anlayışıdır” şeklinde konuştu.

‘Bütün aşamalardaki metinler birbirlerinden farklı’
Ali Rıza Küçükosmanoğlu, yasa tasarısının hazırlanma sürecini de eleştirdi. DİSK’in çekildiği Üçlü Danışma Kurulu’nda üzerinde anlaşılan metin ile Çalışma Bakanlığı’nın Başbakanlığa sundu tasarının birbirinden ayrı metinler olduğunu ve Başbakanlığın meclise sunduğu metin ile meclis alt ve üst komisyonlarından geçen metinlerin birbirlerinden farklı olduğuna dikkat çekti.

Türk-İş’e eleştiri
Küçükosmanoğlu, “Toplu İş İlişkileri Yasası”na ortak olan Türk-İş yönetimini ise “Türk-İş yönetimi nasıl 12 Eylül’e bakan vererek ortak olmuşsa bu sürecin de ortağı olmuştur” sözleri ile eleştirdi.

Tasarıyı yasalaştırmak isteyen hükümetin asıl amacının, “Tarihin en büyük saldırısının ikinci ayağını yani ‘Ulusal İstihdam Stratejisi Belgesi’ni mecliste onaylatmak” olduğunu açıkladı.

“Sendikal mücadele tarihi yasalarla değil yasaklara karşı mücadele ile inşa edilmiştir” diyen Küçükosmanoğlu, örgütlü güçlerini ve mücadele azimlerini barajlara sığdırmak isteyenlerin o barajlar altında kalacaklarını ifade etti.

Çelebi: ‘Sendikalara kilit vurma yasası’
CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi ise “Türkiye’de demokrasi oyunu”nun oynandığını söyledi. Çelebi şöyle devam etti: Sendikalar yasası ile ilgili reform yapmak, değiştirmek adına 12 Eylül yasalarının cümlelerini değiştirip değiştirip ortaya koyarak sanki bir değişiklik yapılıyor diyerek topluma sunuluyor. Adını değiştirdiler her şeyden önce! Sendikalar yasası deme yaklaşımından kaçtılar. Adını “Toplu İş İlişkileri Yasası” yaptılar. Sendika sözcüğü ortadan kalksın. Sendikal yaklaşım artık kafalardan silinsin diye.”

Süleyman Çelebi AKP iktidarının 10 yıllık süreci boyunca sendikalı işçi sayısının düştüğünü savundu. Yasalaştırılmak istenen tasarıyı “Sendikalara kilit vurma yasası” olarak değerlendiren Çelebi, “Sendikalı işçi sayı 1 milyon 370 bin idi. Özelleştirmeler, diğer baskılar ve uygulamalar sonucu bugün Türkiye’deki aktif sendikalı işçi sayısı 577 bin. İşte iş cinayetleri, işte kazaları, işte büyümeler bu cılız kalan sendikal yapının sonucudur. Buradan tüm sendikal yapılara çağrıda bulunuyorum. Artık oyunu bıraksınlar. İşçilerinin ayaklarına kurşun sıkmayı bıraksınlar ve sürece dahil olsunlar. Bugün kendilerini kurtarabilirler, geçiştirebilirler ama 5 yıl sonra ülkede sendikal yapı kalmaz” şeklinde konuştu.

Kaynak: www.emekdunyasi.net