Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Petrol-İş Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri Nimetullah Sözen, ICEM İletişim ve Kampanyalar Sorumlusu Dick Blin, sendika, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, Örgütlenme Büro Sorumlusu Ünal Akbulut ve Standard Profil işçilerinin katılımıyla Düzce'de, fabrika önünde yapılan eylemde işveren protesto edildi.
Petrol-İş Sendikası, Türkiye'nin ve Düzce yöresinin gelişme gösteren ve 2000'in üzerinde çalışanıyla önemli şirketlerinden biri olan yabancı sermayeli, otomotiv yan sanayi firması Standard Profil Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.'de çoğunluğu sağlayarak bir yıl önce örgütlenmesine karşın, işveren işkoluna, üstelik de yetkisiz mahkemede itiraz davası açarak süreci uzattı, işçileri hukuk labirentlerinde oyalamaya başladı. Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Düzce'de Standard Profil Fabrikası önünde düzenlenen ve Standard Profiil işçilerinin, Petrol-İş Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri Nimetullah Sözen'in, Uluslararası Kimya, Enerji, Maden ve Genel İşçi Sendikaları Federasyonu ICEM'in İletişim ve Kampanyalar Sorumlusu Dick Blin'in, Düzce'deki sendika ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin, Düzce Örgütlenme Bürosu Sorumlumuz Ünal Akbulut'un da katıldığı kitlesel basın açıklamasında, “Artık Standard Profil işçisinin sabrı kalmadı. Bir yıl yeter. Düzce'deki Standard Profil işçisi sendikalı oldu, toplu sözleşme hakkını kullanmak istiyor” dedi. Öztaşkın'ın açıklamasının tam metni şöyle:
“Sendikamız bundan bir yıl önce Standard Profil Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.'de sürdürdüğü örgütlenme çalışmalarının, toplu sözleşme yetkisi alma aşamasına geldiğini duyurmuştu. Binlerce Standard Profil işçisinin heyecanla beklediği bu müjdeli haberi paylaşırken de şunlara dikkat çekmişti: “Sendikamızın kurulu olduğu 03 nolu işkolunda faaliyet yürüttüğü Çalışma Bakanlığınca onaylanan işyerinde şimdi, sözleşme yetkisi için gerekli sayıda çalışanının üyemiz olduğunu tespit eden bakanlık belgesini bekliyoruz. Bu aşamada Petrol-İş'in ve binlerce Standard Profil işçisinin başlıca beklentisi; toplu sözleşme yetki prosedürü uzatılmadan, kimi uygulamalarda görülebildiği gibi sadece süreci uzatmaya dönük, sonuçsuz yargı labirentlerine girmeden neticeye ulaşılması; işçi ve işveren taraflarının müzakere masasına biran önce oturmasıdır.”
SP işvereni elimizi havada bıraktı
Geçen bir yıl içindeki gelişmeler maalesef bu iyi niyetli temenniye uygun biçimde olmadı. Standard Profil (SP) işvereni, dürüstçe ve barışçıl bir yaklaşımla uzattığımız eli havada bıraktı, sendikamızla diyalog geliştirmek için hiçbir adım atmadı. Yaptığımız uyarıya rağmen, binlerce çalışanının iradesini yok sayarak toplu sözleşme prosedürünü uzatmaya yönelik hukuk suistimaline dayalı adımlar attı. Çalışma Bakanlığı'nın belirlediği işkoluna, elle tutulur hiçbir gerekçe göstermeden itiraz etti. Kauçuktan sızdırmazlık profili üreten bir işletme olarak dahil olduğu işkolu açık olmasına; üstelik geçmişte yıllarca bu işkolundaki sendikamızla toplu sözleşmeler bağıtlamış olmasına karşın, mevcut çalışma mevzuatının yarattığı suistimal imkânını kullandı. Başka bir işkolunda olduğunu iddia ederek mahkemeye gitti. Üstelik yine süreci uzatabilmek için yetkisiz mahkemede dava açma yöntemine başvurdu. Böylece toplu sözleşme yetki prosedürünün durmasını sağladı. İlgili yasaya göre bu tür itirazları değerlendirmekle görevli mahkeme, işletmenin merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemedir. SP'nin merkezi İstanbul'dadır. Davanın orada açılması gerekirken Bursa mahkemesinde açıldı ve bir yılı bulan bir hukuki uğraşın ardından, Yargıtay aşamasını da geçerek ancak şimdi İstanbul'a taşınabildi. Nisan ayı içinde işkoluyla ilgili itiraz mahkemede değerlendirilecek.
İşkoluna itiraz zaman kazanma taktiğidir
“Toplu sözleşme yetki sürecinde işkoluna itiraz ederek zaman kazanma taktiği”ne yol veren mevzuat; yıllardır ilgili kesimlerce kabul edilemez bulunmuştur, ILO normlarına uymamaktadır ve ILO organlarınca eleştirilmektedir. Nitekim Meclis gündeminde olan yeni Toplu İş İlişkileri Kanunu Taslağında da değiştirilmesi öngörülmektedir. Bu taktiğe başvurmak uluslararası düzeyde bir şirkete prestij kaybettirir, sendikal özgürlüklere saygı notunu düşürür. Petrol-İş'in yaptığı başvurunun ardından SP'deki üyeleri kendilerini gizlemediler; anayasal haklarını kullanarak sendikal eğitimler, 1 Mayıs gösterileri ve toplantılarla açık sendikal faaliyet yürüttüler. Ancak 2011 yılında belli aralıklarla işten çıkartmalar oldu. Bunların tarihlerine bakıldığında, sendikamızın bakanlığa yaptığı başvurunun ardından gerçekleştirildikleri ve sendikal örgütlenmede en öne çıkan isimlerin özellikle seçildikleri görülür. Mevcut yasalara göre, sendikal nedenlerle işten çıkartmak suç oluşturduğu için işveren farklı bahaneler kullandı. Yargıya giden işçilerin bir bölümü için mahkemelerden işe iade kararı çıktı. Mahkeme verdiği kararda, işten çıkartmalar için kullanılan “performans yetersizliği” gerekçesini kabul etmedi. SP yönetimi ise mahkeme tarafından işe iade edilenleri kabul etmedi, böylece son bir iyiniyet gösterme fırsatını da kullanmamış oldu.
Bir yıl hukuk labirentlerinde boşa geçirildi
Kısaca, geçen bir yıl mahkeme koridorlarında, hukuk labirentlerinde tam anlamıyla boşa geçirildi. Umutla toplu pazarlık haklarını kullanmayı, sendikal özgürlükleri doyasıya yaşamayı bekleyen Standard Profil işçilerinin morali bozuldu; umutları ve işverenlerine yönelik güvenleri azaldı. Oysa dünya çapında bir işletmeye yakışan, uluslararası çalışma normlarını esas alan, çalışanlarının tercihine ve iradesine saygılı bir tutum almak olmalıydı. Çalışanlarının giderek artan bir bölümünü üyesi yapmış ve yapmakta olan sendikayı tanıması, diyalog kurması beklenirdi ve bunun önünde hiçbir engel yoktu. Sendikamız bu süre içinde uluslararası düzeyde de girişimlerde bulundu ve diyalog kanalları yaratmaya çalıştı. Diğer taraftan zaman zaman üyelerinden gelen yoğun basınca rağmen iş barışını bozacak tutumlardan kaçındı, Standard Profil'in itibarını zedelememek konusunda özen gösterdi.
Gelinen noktada tüm kamuoyu ve işveren bilmelidir ki; Standard Profil işçisinin artık sabrı kalmamıştır. Yıllarca süren çabalarla sendikal örgütlülüğe kavuşan binlerce işçinin uluslararası sözleşmelerle ve anayasayla güvence altına alınmış haklarını kullanmalarının önünde ucuz taktiklerle engel olunması, onları temsil eden sendikanın yok sayılması, işletmeye kredi sağlayan uluslararası kuruluşların standartlarına uyulmaması kabul edilemez. Petrol-İş artık bu konudaki suskunluğunu bozmaya, gerçekleri kamuoyuyla paylaşmaya ve tüm meşru yöntemleri ve kanalları kullanarak üyelerinin haklarını savunmaya kararlıdır.
Standard Profil işvereni bir an önce TİS masasına oturmalı
Petrol-İş bu noktada Düzce halkının da yanında olduğunu görmektedir. Sendikalı Ol! kampanyamıza büyük ilgi gösteren, sendikalılık kültürünü benimsemiş olan Düzceliler bilmektedir ki; Standard Profil işçisi kazanırsa Düzce kazanacaktır. Düzce, refah ve barış getiren sanayinin; huzurlu ve umutlu işçilerin kenti olmak istemektedir. Bu koşullarda Standard Profil işyerinde iş barışının sağlanmasının ve sürmesinin öncelikli şartları: işverenin Petrol-İş ile diyaloğa geçmesi, toplu sözleşme prosedürünü tıkayan işkolu itirazını geri çekmesi, yeni itirazlarla süreci uzatmaması ve bir an önce toplu pazarlık masasına oturmasıdır. Düzce'de ve Bursa'da binlerce Standard Profil işçisinin, ailelerinin ve gelişmeleri izleyen kamuoyunun beklentisi, ısrarı, talebi bu yöndedir.”
Blin: ICEM mücadelinizi destekliyor
Uluslararası Kimya, Enerji, Maden ve Genel İşçi Sendikaları Federasyonu ICEM'in İletişim ve Kampanyalar Sorumlusu Dick Blin de yaptığı konuşmada” Bir yıl çok uzunbir süre. Standard Profil örgütlenmesi için ICEM olarak uluslar arası arenada mücadele ettik. Standard Profil'in müşterileri Opel, Wolksvagen, General Motors gibi dev otomotiv firmalarında kampanyalar düzenledik. Şimdi de FIAT' ta bunu yapacağız. Sizler Petrol-İş'e üye olarak büyük bir iş başardınız. ICEM de sizlerin mücadelesini destekliyor. Bu işyerinde TİS imzalanana kadar mücadeleyi bırakmayacağız. Hep birlikte mücadeleyi sürdüreceğiz” diye konuştu.
Akbulut: SP işvereni çalışanların iradesine saygı göstermeli
Düzce Örgütlenme Bürosu Sorumlumuz Ünal Akbulut da yaptığı konuşmada, Standard Profil'in bu dönemde el değiştirme ve satış sürecinin de yaşandığını, Mayıs-Eylül ayları arasında yaşanan bu sürecin satışla sonuçlanmadığını belirterek şöyle konuştu:
“ Ama sonunda bu satış süreci içinde bile çalışanlar bütün dikkatlerini işletme faaliyetlerine verdiler. Bunun sonucunda 2011 işletme hedeflerini Eylü ayı itibariyle geride bırakmayı başardılar. Bu ifade de bana değil SP'nin CEO'larına ait. Bir yanda işveren hukuk suiistimali ile TİS sürecini iş koluna itiraz ederek geciktirme taktiğine başvuruyor. Ama diğer tarafta üretim hedeflerini daha yıl bitmeden aşan işçiler büyük bir iş ve sınıf ahlakı sergiliyorlar.
Bugün burada iradelerini ortaya koyan (SP) işçileri içerisinde mücadele içinde bedel ödeyen arkadaşlarımız da var. Arkadaşlarımızın iş akdi fesh tarihlerine bakıldığında yetki için Bakanlığa müracaatımızın ardından gerçekleştikleri ve sendikal örgütlenmede öne çıkan arkadaşlarımız oldukları ve özellikle seçildikleri apaçık ortadadır.
SP CEO'ları şunu da bilmelidirler ki Toplu İş İlişkileri Kanun Taslağı yasalaştığında artık iş kolu itirazı ile süreci uzutmaları mümkün olmayacaktır. SP işvereni şunu iyi bilmelidir ki SP işçilerinin Uluslar arası sözleşmler ve anayasal güvence altına alınmış haklarını kullanmalarının önünde ucuz taktiklerle engel olunması, ortak iradeleri olan meşru temsilcileri sendikalarının yok sayılmasına artık sabrı kalmamıştır. Bu koşullarda SP işverenini işçilerin iradesi ve meşru temsilcisi Petrol-İş ile diyaloğa ve toplu pazarlık masasına oturmaya, sektöründe Türkiye'de ilk, Avrupa'da da ilk dört arasında sayılmasına emek veren çalışanlarının iradesine saygı göstermeye çalışıyoruz. Çağrımız; iş barışının sağlanmasının ve sürdürülmesinin de güvencesidir.”