11 Mayıs Cuma günü, İstanbul'da Yatırım Danışma Konseyi toplandı. Bu toplantıya Başbakan Erdoğan başkanlık etti. 17 çokuluslu şirketin üst düzey yöneticisinin (CEO) katıldığı toplantıda, bu dev tekellerin Türkiye'deki yatırımları ve beklentileriyle ilgili konular tartışıldı. IMF Başkanı Lagarde ile Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Indrawati de toplantıda hazır bulundu.
Toplantı medyaya, uluslararası kredi dere celendirme kuruluşlarının Türkiye'nin kredi notunu düşürmesine karşı Başbakan Erdoğan'ın gösterdiği tepki biçiminde yansıdı. Erdoğan, CEOTarın önünde "Kusura bakmayın, bu kuruluşların değerlendirmelerinde art niyet ararız" dedi.
Aslında Yatınm Danışma Konseyi, Yatınm Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) bünyesinde yer alan bir organ. Bu konsey, yılda bir Başbakan'ın başkanlığında topla nan ve çokuluslu şirketlerin CEO'lanndan oluşan sınırlı sayıya sahip bir platform. Konsey, "yatırım ortamını iyileştirme çalışmalanna uluslararası bakış açısını kazandırmayı" amaçlıyor.
Esas örgüt; Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK). Bu kurul ilk, kez Kemal Derviş'in ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı olduğu Ecevit Hükümetince 2001 yılında oluşturuldu. 2002 yılında AKPTi Abdullah Gül un Başbakanlığı sırasında da yeniden yapılandırıldı, son şeklini de Ocak 2012'de aldı.
YOİKK, Ekonomi Bakanının başkanlığında ekonomi ile ilgili kamu kurumlarıyla birlikte TOBB, TÜSİAD, TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) ve YASED (Yabancı Sermaye Demeği) gibi sermaye kuruluşlanndan oluşuyor.
YOİKK'e bağlı 10 teknik komite var. Bunlardan biri de İstihdam Komitesi. Bu komitenin amacı, "işveren üzerindeki yükleri azaltmak, işgücü piyasasının esnekliğini arttırmak". Nitekim Ulusal İstihdam Strateji bağlamında esneklikle ilgili bir yasa çalışmasının hazırlanmasında işveren örgütü TİSK, referans olarak bu kurulu işaret etti.
YOİKK, 4857 sayılı İş Kanunu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun hazırlanmasında da etkili oldu. Bu kurul, küresel sermayenin talepleri doğrultusunda hem istihdam, çalışma hayatı hem de vergi, dış ticaret, yabancı sermayenin teşviki gibi konularda yasa taslaklan hazırlayıp Bakanlar Kuruluna rapor veriyor, sonra da bu raporlar yasalaşıyor.
Aslında bu yasama sürecinden halkın pek haberi yok. Bu konuda çalışma yapan Prof. Dr. Yasemin Özdek'in ifadesiyle YOİKK, Türkiye'nin "derin parlamentosu" gibi çalışıyor (Bakı nız: Şirket Egemenliği Çağı, Nota Bene Yayınlan, 2011). Böylece yasama yetkisi fiilen yerli ve yabancı sermaye sınıfına devrediliyor. Nitekim Dünya Bankası da, 2005 tarihli raporunda YOİKK'in bu katkısına değiniyor.
Başbakan Erdoğan, bir soru üzerine "Başkanlık sistemi gelirse yabancı sermayenin yatırımlanyla ilgili daha süratli karar alınz, Türkiye'yi uçururuz" dememiş miydi? Nereye doğru, emperyalizmin iyice kucağına doğru...