• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Kurtul Altuğ/Aydınlık Gazetesi

Demiryolları da özelleşiyor

02.07.2012

Hükümet sözcüsü, Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’ın Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamalar arasında biri vardı ki onu önemsememek olası değil.

1839’da ilan edilen Tanzimat fermanında reformların denetlenmesi yabancı devletlere bırakılmıştır. 1856 Paris antlaşmasıyla, reformlar antlaşma metnine alınarak yabancıların içişlerimize müdahalesi daha sağlam bir teminata bağlanacaktır. Tanzimat hareketi hukuk alanında bile Batılılaşma değil Batı’nın sömürgesi olma hareketidir.

İngiliz Büyükelçisi Lord Startford’un perde arkasından yönettiği Tanzimat reformlarından Türkiye’de yararlananlar Paşaların yanı sıra, Batı kapitalizminin yerli komisyonculuğu rolünü yüklenen Rum ve Ermeni aracılar olmuştur.

İşte Başbakan yardımcısının açıklamaları arasında demiryollarının özelleştirileceğine dair Ulaştırma Bakanı’nın bir yasa teklifi hazırladığı haberi bu nedenle 1878’de Osmanlı Maliyesi’ni yönetecek milletlerarası bir mali komisyon kurulmasını kabul etmesini ve demiryollarımızın emperyalist devletler tarafından nasıl parçalanıp yok edildiğini anımsattı.

Demiryolları ve güç bölgeleri

Hiç kuşku yok ki demiryolları kapalı ve durgun tarımı, tüm ekonomiyi canlandırmak ve ticari faaliyetleri geliştirmek bakımından önemlidir. Demiryolları ülkede asayişi sağlamak ve savaşta yararlanmak için de önemlidir. Demiryolları ne zaman yabancı şirketlerin eline geçmişse hep tehlikeli sonuçlar doğurmuştur. Emperyalist ülkeler, Düyun-Umumiye aracılığı ile (İMF gibi) demiryolları imtiyazları yağması ile Türkiye’de de bazı bölgeleri kendi nüfuzlarına almak istiyorlardı. Almanya’nın dayatmasına karşılık, İngiltere tehditler savuruyor Abdülhamit ise Almanya’yı idareye çalışıyordu. Rumeli demiryolları inşaatı Baron Hirsch’e verilivermişti. Hirsch bankerdi ve muazzam kârlar sağlamıştı.

Pazarlıktan özelleştirmeye

Bir devletin demiryolları bir defa pazara çıkmaya görsün. O dönemde bu marifet, Osmanlı sarayıyla Büyükelçiler arasında yapılan bir pazarlıktı şimdi özelleştirme adı altında yapılacağa benziyor. Bir ülkenin ordusu ve aydınları hapishanede tutukluyken savaş naraları atmak ve Atatürk’ün ordusunu yıllarca görevden alıkoymak bakın nelere mal oluyor? Önce yabancı bankalarla girdiler, sonra TSK’yı dermansız bıraktılar şimdi ise savaş kazanmış şanlı ordu nasıl “zanlı ordu” haline geldi. Oysa ölümünden sadece 12 gün önce Gazi Mustafa Kemal Ordusu’na veda mesajını şöyle vermişti:

“Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan her zaman zaferle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk Ordusu.

Memleketini en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felaket ve musibetlerden ve düşman istilasından nasıl kurtarmışsan; Cumhuriyet’in bugünkü feyizli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtaları ile mücehhez olduğun halde, vazifeni yapacağına hiç şüphem yoktur.

Cumhuriyetin 15. yılını mütemadiyen artan büyük bir refah ve kudret içinde idrak eden büyük Türk milletinin huzurunda kahraman Ordu, sana kalbi şükranlarımı beyan ve ifade ederken büyük ulusumuzun iftihar hislerine de tercüman oluyorum.

Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini dahili ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an ifaya hazır ve amade olduğuna, benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır. Büyük ulusumuzun Ordu’ya bahşettiği en son sistem fabrikalar ve silahlarla bir kat daha kuvvetlenerek büyük bir feragat-i nefis ve istikrar-ı hayat ile her türlü vazifeyi ifaye müheyya olduğunuza eminim.

Bu kanaatle kara-deniz-hava ordularımızın kahraman ve tecrübeli subay ve eratını selamlar ve takdirlerimi bütün ulus muvacehesinde beyan ederim.”

Gazi Paşa bir vasiyet gibi bu sözleri Türk Ordusu’na yazdı. Cumhuriyet’in 15. yılında bu mesajı okuyamadı. Ve o gün 10 Kasım 1938’de Anadolu Ajansı Atatürk’ün müdavi hekimlerinin raporlarını yayınladı.

Bence bu veda her yurtsever Türk subayın yanında taşıyacağı bir tarihi bağımsızlık belgesidir.