Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, borsa'da grev yasağını değerlendirdiği konuşmasında sendikalarla adeta dalga geçercesine "Grev yasağı istemeyen başka sektöre gitsin" dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bugün yaptığı bir açıklamayla, Yeni Sermaye Piyasası Kurulu Kanunu kapsamında yapılan bir düzenlemeyle grev hakları elinden alınan Borsa çalışanlarına ve burada örgütlü olan Tezkoop-İş Sendikası'na adeta meyda okudu: Grev hakkını önemseyenler buna uygun sektör seçmelidir. Ali Babacan, daha önce de sivil havacılıkta grev yasağını "Çok doğru bir adım atılmıştır, TBMM gereğini yapmıştır" diye savunmuştu.
'GREV YASAĞI İSTEMEYEN BAŞKA SEKTÖRE GİTSİN'
TBMM Genel Kurulu'ndan geçen Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) yasa taslağıyla borsa çalışanlarının grev hakkının gasp edilmesiyle ilgili konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan "grev yasağı istemeyen başka sektöre gitsin" dedi.
BABACAN SİVİL HAVACILIKTA GREV YASAĞININ KALDIRILDIĞINI UNUTMUŞ!
Grev yasağının Avrupa Birliği'nde de birçok önemli sektörde uygulandığını iddia eden Babacan sivil havacılıkta grev yasağının ekim ayında yasalaşan "Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"yla birlikte yeniden kaldırıldığını unutarak şöyle konuştu: "Borsada, bankalarda, Türk Hava Yollarında çalışmak isteyenlerin bir bakıma baştan bu şirketlere girerken burada bir grev uygulamasının olmadığını bilerek girmeleri lazım. Eğer grev uygulaması konusuna çok önem veriyorlarsa, o zaman grev uygulamasının olabildiği bir yerde çalışmayı da kuşkusuz tercih edebilirler."
BORSA'DA GREV HAKKI YENİ SPK KANUNUYLA KALDIRILDI
Sendikalı olan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası çalışanlarının grev hakları, SPK yasasının 137. Maddesinin 2. Fıkrası ile ellerinden alınmıştı. Buna göre, borsalar, merkezi takas kuruluşları, merkez saklama kuruluşları ve merkezi kayıt kuruluşu tarafından yürütülen hizmetlerde grev yapılamayacak.
Grev hakkını önemseyenlerin buna uygun sektör seçmesi gerektiğini söyleyen Babacan, hangi sektörlerde bu hakkın kullanılabildiği ve kullanılabileceği hakkında bilgi vermedi.
BABACAN DAHA ÖNCE DE HAVADA GREV YASAĞINI SAVUNMUŞTU
Ali Babacan'ın grev korkusunu dile getirdiği ilk açıklama bu değildi. Daha önce de Sivil Havacılık'ta grev yasağı düzenlemesinin getirilmesinin hemen ardından Türkiye Bankalar Birliği’nin 55. Olağan Genel Kurul Toplantısı sonrasında konuyla ilgili açıklamalar yapan Babacan, grevin bütün toplumun çıkarına karşı olduğunu ve ekonomiye zarar verdiğini iddia etmiş ve yasak için "Çok doğru bir adım atılmıştır. TBMM bunun gereğini yapmıştır" demişti.
EKONOMİYE ZARAR VERMEYEN GREV OLUR MU?
Grev yasakçılığını savunmasını tüm toplumun çıkarlarını savunma iddiasıyla gerekçelendirmeye çalışan Babacan, grev yapmanın doğasında zaten patronlar ve ekonomi üzerinde baskı yaratmak olduğunu unutmuşcasına konuşmuş ve şöyle devam etmişti: "Aksi halde tek bir işletme, tek bir şirket, tek bir grev olayı yüzünden Türkiye ekonomisine kalıcı zarar verici boyuta işlerin gelmesine asla müsaade etmeyiz. 74 milyonluk ülke burası. 74 milyonun çıkarı söz konusu. 74 milyonun refahını, 74 milyonun gelirini etkileyecek derecede, ekonomide etkisi olacak sektörlerde, kimse kusura bakmayacak, grev yasağı olacak. Bu aslında havacılık sektörüne özel değil. Bankacılık sektöründe de bugün grev yasağı vardır. Bugün Bankalar Birliğinde olduğu için söylüyorum. Bugün geçerli mevzuatımızda grev yasağı vardır. Çünkü öyle sektörler vardır ki, o sektörün durması binlerce sektörü, yüz binlerce işletmeyi durdurur. Yani herhangi bir kuruluşunuzdaki bir tıkanma tüm ekonomiye zarar verebilir. Dolayısıyla biz bunlara izin veremeyiz. Bu sadece Türkiye’de değil, Avrupa Birliğinde de vardır bu uygulama."
GELİŞMİŞ ÜLKELERDE DE GREV YASAKLARI VARMIŞ!
"Herhangi bir bankanın çalışanlarının greve gittiğini düşünün, Türkiye'de herhangi bir bankanın bir gün kepenk kapattığını, bütün finansal sistemi etkiler. Dolayısıyla bu işleri aklı başında, rasyonel değerlendirmemiz lazım. Bunu yapan tek ülke Türkiye değildir. Gelişmiş ülkelerde de sektör bazında yasaklanmış grev yasakları vardır."
BU PERVASIZ AÇIKLAMALAR KARŞISINDA GÖZLER SENDİKALARDA
Ali Babacan'ın bu açıklaması hükümetin işçilere ve sendikalara karşı ne kadar rahat davrandığının bir göstergesi olarak ele alınırken, sendikaların bu açıklama karşısındaki tutumları merak ediliyor.