• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Öküz öldü ortaklık bitti mi?

Sürekli büyüyen bir markanın görünmeyen baş aktörleri onlar... Hepimizin evinde mutlaka onların emeğiyle şekillenmiş bir cam ürünü vardır.

Eda Yıldırım
03.01.2013

O ellerin en yenisi 15 yıl bu fabrikada çalışmış, en eskisi ise 30 yılını devirmiş... Yılları deviren bu emek sayesinde dizi dizi fabrikalar açan Anadolu Cam Sanayii patronunun tavrı ise sürpriz değil. Gece gündüz, hafta içi hafta sonu demeden fabrikayı 1 iken 11 yapan 500’e yakın işçi, Anadolu Cam Sanayi’ye ait Topkapı Fabrikasının üretimini durdurarak Eskişehir’e taşınması gerekçe gösterilerek kapı önüne konuldu. Hazırladıkları pankartla işçiler, “Ey Şişecam! Öküz öldü, ortaklık bitti mi?” diye soruyor. İşçiler, “Genç girdik, saçları ağarttık öyle çıktık. Biz burada büyüdük. Burası da bizim” diye anlattıkları fabrikadan öylece atılmalarını kabul etmiyor. Bu yüzden altı gündür fabrikanın bahçesinde direniş çadırlarını kurarak mücadele veriyorlar. Biz de fabrika önündeki direniş çadırını ziyaret ediyoruz.

BUNCA EMEKTEN SONRA

“Şişecam şaşırma sabrımızı taşırma” sloganları yankılanıyor bahçede...Sadece işçiler değil, eşler ve çocuklar da her daim direniş alanında... Sadece bahçede değil, fabrika  içinde de işçiler var. Tezgahlar toplanmamış. Her an üretime hazır. 21 yıldır cama hayat veren cam işçisi Ali Doğan, “Şarteli kaldırsak hemen üretime başlarız. Çünkü biz üretmek, çalışmak istiyoruz. Ama mevcut haklarımızı kaybetmeden. Yıllarca verdiğimiz emek bir anda çöpe atılmadan” diyerek anlatmaya çalışıyor bu durumu.
Ömürlerinin bu fabrikada heba olduğunu anlatırken öfke doluyor sesine. Çalışmaktan korkmadıklarını, tek isteklerinin mevcut haklarıyla ya Eskişehir’e ya da Anadolucam’a ait olan diğer 11 fabrikadan birine gitmek. “Bu kadar yıl verdiğimiz emekten sonra çok mu şey istiyoruz” diye soruyor Doğan... Üniversitede okuyan çocuğunun da olduğunu ekleyerek, “Ben şimdi onu nasıl okutayım. Kış ortasında işsiz kaldık” diye isyan ediyor.

YANIKLAR NE Kİ?

20 yıldır Şişecam’da çalışan Eşref Oruç da, cam fırınında çalıştığı için kollarında oluşan yara ve yanık izlerini gösteriyor. Ancak Oruç’u yanıklardan ziyade patronun tavrı yaralamış. “Uyurken bir anda slogan atarak kalkıyorum. Bazen kabus görüyorum. Psikolojim bozuldu. Çocuklarım da aynı durumda.” Emekli Şişecam işçisi Gazi Şahin ise, Şişecam’la yarışacak başka bir firma olmadığını söyleyerek katılıyor sohbetimize. “Burada amaç ucuz işçi çalıştırmak. O yüzden ortak düşmanımıza karşı birlikte hareket etmeliyiz” diyor.

KADINLAR DAHA DUYARLI

İşçilerden Fatih Öztürk de, Şişecam’da geçen 15 yılının kendisinden neler götürdüğünü şu sözlerle dile getirmeye çalışıyor: “Sosyal yaşantımız yoktu. Aile gezilerini vardiyalara göre ayarlardır. Zaten bayram ya da hafta sonu izni pek bildiğimiz bir şey değildi.” Ailesinin sürekli yanında olduğunu büyük bir gurur ve aynı zamanda hüzünle anlatıyor Öztürk: “Kadınlar bu konuda daha duyarlı. Eve aksettirmemeye çalışsak da onlar da bu direnişin dışında kalamıyor. O yüzden yanımızdalar.”

BEN NASIL TEDAVİ OLACAĞIM?

Cama hayat verirken maruz kalınan cam tozu, Pnömokonyoz adı verilen ve akciğer hastalığına neden oluyor. Meslek hastalığı olarak kabul edilen Pnömokonyoz solunum yetmezliğine neden olabiliyor. İşten atılan işçilerin arasında bu hastalığa yakalanmış işçiler de var. 27 yıllık Şişecam işçisi Murat Demirci bu işçilerden yalnızca biri... İlaç tedavi gören Demirci isyan ediyor: “İşten atıldım. Sekiz ay sonra sigortam sonlanacak. Bu hastalık yüzünden her hareketi yapamıyorum. Bu yüzden her yerde işe almazlar. Peki ben nasıl tedavi olacağım? Hayatımı verdim buraya. Hepimizi mağdur ettiler.” Demirci’nin derdi bununla bitmiyor. Sürekli bakım isteyen engelli bir çocuğu var. Bu yüzden ailesi ve kendisi için direnmekten başka seçeneğinin olmadığını söylüyor

Kaynak: Evrensel