İLO ile İndustriall'ın ortak düzenlediği bir dizi etkinliğin Ankara ayağı olarak yapılan “Sanayi Sektörlerinde Çalışanlar İçin İnsana Yakışır İş: Türkiye İçin Kapasite Geliştirme” başlıklı 2 günlük eğitim toplantısı 19-20 Eylül 2013 tarihlerinde Ankara'da yapıldı. Petrol-İş toplantıya Genel Başkan Mustafa Öztaşkın, Genel Sekreter Ali Ufuk Yaşar ve Eğitim Uzmanı Erhan Kaplan'dan oluşan heyetle katıldı.
Toplantıya, öneminden dolayı İndustriall üyesi Türkiye sendikalarının genel başkanları ve genel sekreterleri davet edilmişti.
İlk gün İLO İşçi Eğitimleri Etkinlik Yöneticisi Evelin Toth'un açış konuşması ile başladı. Ardından, Teksif Genel Başkanı Nazmi Irgat, İndustriall Avrupa Yönlendirme Komitesi üyesi olarak katılımcılarla Türkiye'nin AB üyeliğine dair düşüncelerini paylaştı. Türkiye'de sendikalaşma oranları, gerçek rakamlar, sendikaların iktidarlarla ilişkileri, AB'nin Türkiye'yi ısrarla birlik içine almama tavrı konusunda bir sunum yaptı.
İLO Ankara Ofisinden Ozan Çakmak, ofis çalışmalarından örnekler verdi. Kadın istihdamının arttırılması projesi, tekstil sektörünün sorunları, sosyal diyalog ve işyerlerine uygulanması, Ordu ve benzeri illerde mevsimlik tarım işçilerinin sorunları, İLO ile Çalışma Bakanlığı ilişkileri gündeme geldi. İLO temsilcisinin ardından konuşan Çalışma Bakanlığı yetkilisi de İLO ile ortak yapılan projelerden bahsetti ve yapılan çalışmalar sonucunda, ülkemizde çocuk işçiliği oranının 1990'larda yüzde 12'den, günümüzde yüzde 5'lere düşürüldüğünü belirten ilginç bir istatistiki bilgi verdi.
Evelin Toth, İLO'nun üçlü (işçi, işveren, hükümet) yapısından bahsetti; ancak, katıldığımız bu eğitim çalışmasının sadece işçileri ilgilendirdiğini belirtti. Çalışmaların sendikaları daha güçlü kılmanın bir aracı olarak kullanıldığından bahsetti. Bu türden çalışmaların sendikaların yenilenmesi; stratejik örgütlenme yaklaşımı ve sendikal yapıların yeniden oluşturulması gibi hedefleri olduğunu aktardı.
İndustriall Avrupa Genel Sekreter Yardımcısı Luc Triangle Türkiye'nin AB üyeliği sürecindeki kimi aksaklıklardan ve yanlışlıklardan bahsetti. AB politikacıları, bir yandan Türkiye'nin üyeliğini desteklediklerini iddia ederlerken diğer yandan Türkiye'nin ulaşması gereken politik hedefleri saymaktalar. Ne var ki, bu ülkede insanlar sırf bir sendikaya üye olmak istedikleri için işten atılıyorlar ve buna hiçbir politikacı itiraz etmiyor diye ekledi. Bu çalışma, esas olarak AB üyelik sürecinde işçilerin konumuna dikkat etmek üzere hazırlandı diye bir perspektif sundu. Bunca yıl içinde Türkiye'de üretimin arttığını ama istihdamın yerinde saydığını aktararak bunun bir sorun olduğunu belirtti. Türkiye'nin İndustriall çalışma grupları içinde Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs, Malta ve İtalya ile bir grup olduğunu da ilave bir bilgi olarak ekledi.
İndustriall Küresel Sendika Kadın İşçiler, Beyaz Yakalı İşçiler Direktörü Carol Bruce küresel sendikaların ne kadar önemli olduğu, geçen yılki Bangladeş trajedisinden sonra çok daha iyi anlaşıldı dedi. Dünyanın şu andaki en büyük tekstil ve tekstil ürünleri ihracatçısı olan Bangladeş'te sendikalaşma oranının sadece yüzde 1 olduğunu belirterek, bu durum değişmeden bir iyileştirmeden bahsetmenin mümkün olmadığını söyledi.
İLO Kimya Sanayi Uzmanı Yasuhiko Kamakura, çok ayrıntılı olarak İLO standartlarını aktardı, normlardan, konvansiyonlardan ve sosyal diyalog mekanizmalarından bahsetti. Bu araçların nasıl kullanabileceğini ve yararlanma koşullarını aktardı.
Lastik-İş Eğitim Müdürü Üzeyir Ataman Türkiye'de çalışma ve sendika mevzuatı üzerine bir sunum yaptı. Yasanın getirdikleri, değişenler ve farklı yönler üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Çalışma Bakanlığından gelen iki uzman, Türkiye'de uygulanan çeşitli sosyal diyalog mekanizmalarını aktardılar ve gelen eleştirileri notlar halinde Bakanlığa sunacaklarını belirttiler. Uzmanlar, bu ay içinde toplanacak olan Çalışma Meclisi hakkında bilgiler verdiler. Bu tartışma için Bakanlığın yetkilileri bekleniyordu, ancak, sadece bilgi aktarma yetkisine sahip iki uzmanın gönderildiğini dikkatinize sunalım.
Ertesi gün, bağımsız uzman Dr. Jeff Bridgeford AB endüstriye ilişkileri, modeller ve elde edilen başarılar üzerine bir sunum yaptı. Çeşitli ülke örneklerinden yola çıkarak sendika üyeliklerini masaya yatırdı. Üyeliklerin sayısal olarak azalmasının aynı zamanda sendikaların gücünü zayıflatıp zayıplatmadığı konusunda bir tartışma açtı. Her ülkedeki uygulamanın ve pratiklerin birbirlerine nazaran farklılıklar içerebildiği görüldü. Örnek olarak verilen Fransa'da, işçiler arasında yüzde 6'lar civarında bir sendikalaşma oranı varken, sendikaların çok daha fazla işçiyi harekete geçirebildiğinden bahsedildi. Fransa'da sorunlar karşısında neredeyse bütün işçilerin harekete geçirilebildiği anlatıldı. Üyelik ile toplu sözleşme kapsamında bulunan işçilerin sayısına bakılması durumunda, bunun daha gerçekçi bir mukayese imkanı tanıyacağı belirtildi. Bunun için de sendikalar içindeki üyelerin ne kadarının aktif, ne kadarının pasif üyelerden oluştuğuna dikkat edilmesi gerektiği aktarıldı.
Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aziz Çelik ise Türkiye'de sosyal diyalog ve endüstriyel ilişkilerin düzeyi üzerine bir sunum yaptı. Özellikle Çalışma Meclisi adıyla oluşturulan yapının ne denli demokrasiden uzak ve yüzde 90 civarında işveren ile hükümetten oluştuğuna dikkat çekti. Sosyal diyalog adıyla anılan uygulamaların çoğunlukla işçilerin hoşuna gitmeyecek maddelere bir meşruiyet kazandırmaktan ibaret olduğunu, çözüm bulmak yerine makyajla yetinildiğini, bu mekanizmalarda diyalog içinde bir uzlaşmaya varmanın değil, dayatmanın sözkonusu olduğunu belirten bir sunum yapıldı.
Son konuşma AB Bakanlığına bağlı olarak çalışan AB Uzmanı Hezar Tanrısever tarafından yapıldı ve ülkemizin AB ile ilişkilerinin düzeyi aktarıldı.
Toplantı, ikinci günün akşam sertifikaların dağıtılması ile son buldu. Katılımcılar, büyük oranda, toplantıdan memnuniyetlerini belirttiler.
Bu toplantı, İLO'nun üçlü yapısı gereğince tüm kesimleri bir araya getirebilmeyi başarsaydı, çok daha verimli ve sonuç alıcı hale dönüşebilirdi. Sosyal diyalog mekanizmalarının yasal yaptırımı hükümet tarafından getirilmeli, taraflardan işçiler ile işverenler de olası aksamaları değerlendirebilmeli idiler. Katılımcıların yalnızca işçilerle sınırlı olması, bu toplantının bir görüş alışverişi, karşılıklı etkileşim ve neticede ilerleme sağlanması döngüsünde olamamasını getirdi. Sadece işçi temsilcileri katıldığı için, bilgilendirme ile sınırlı bir toplantı oldu. Bu nedenle toplantının etkisi ve kalıcılığı da sınırlandı. Umarız, daha sonraki toplantılar için bu uyarılar dikkate alınır.
Eğitimler için değerlendirmelerimizi ve önerilerimizi önümüzde günlerde Budapeşte'de yapılacak nihai toplantıda dile getirmeyi düşünüyoruz. Yazılı hale getirilen önerilerin kalıcılığı daha fazla olacaktır.