IndustriALL Küresel Sendika ve onun bütün dünyadaki üyeleri Türkiye'de Soma'da ölen yüzlerce maden işçisinin yasını tutuyor. Haberimiz yazıldığı sırada 205 madenci ölmüştü ve 80'den fazla işçi hastaneye kaldırılmıştı. Yeraltında sıkışıp kalan yüzlerce madenciyi kurtarma çalışmaları sürüyor. Madene hâlâ oksijen pompalanıyor, ama umut azalıyor.
Özel bir şirkete ait madendeki işçiler IndustriALL'a bağlı Maden-İş üyesi. 13 Mayıs Salı günü öğlen sıraları bir elektrik arızası trafo patlamasına yol açınca büyük bir yangın çıktı. Kaza sırasında madende ve civarında 800 kadar işçi bulunuyordu. Yangın nedeniyle madende elektrik kesildi ve işçileri taşıyan kafesler kullanılamaz hale geldi. Bunun üzerine, işçiler yerin 2 km altında ve çıkıştan 4 km uzaklıkta kapana kısıldılar. Kurtarma çalışmaları gece boyunca devam etti. Madencilerden haber alamayan 200'ü aşkın aile maden girişinde ve hastanede bekliyor.
Türkiye'nin maden güvenliği konusunda sicili kötü ve IndustriALL maden işçilerinin ölümünü katliam olarak niteliyor. Bir madende her ölümden kaçınmak mümkündür ve IndustriALL'un 176 nolu ILO Sözleşmesi'nin onaylanması kampanyası Türkiye'de ve başka yerlerde sürecektir. Güvenlik uyarılarını göz ardı etmesi ve bunu işçilerin hayatlarıyla ödemesi nedeniyle eleştirilen hükümete yönelik baskılar artıyor.
Maden-İş Genel Başkanı Nurettin Akçul ve Genel Sekreteri Vedat Ünal'dan alınan bilgilere göre, patlamanın vardiya değişimi sırasında olması, yeraltında kaç madencinin sıkışıp kaldığını bilmeyi daha da zorlaştırıyor. Maden-İş yöneticileri şu bilgiyi verdi: “Maden gerekli ruhsata sahip, işçilerin hepsi sosyal güvenlik kapsamında. Sendikanın şube yetkilileri, bütün işçilerin yeraltında oksijen maskeleri bulunduğunu, ama o maskelerin bu koşullarda onların ne kadar süre hayatta kalmasını sağlayacağını kimsenin bilemeyeceğini belirtiyorlar.”
Kömür madencilerinin, sert kaya ya da metal madenlerindeki kazalara oranla, patlama ya da yangın sonrasında hayatta kalma oranı son derece düşük. Bir kömür madeninde patlama olduktan sonra, yeraltında kalanların sağ çıkarılabilmesi için, kurtarmanın mümkün olduğu kadar hızlı olması gerekiyor. IndustriALL ve olayı izleyen herkes bu olayın kuralın bir istisnası olmasını bekliyor. Karbon monoksit zehirlenmesi yeraltında kısılı kalanlar için en büyük tehdit.
IndustriALL Küresel Sendika Maden-İş'e gönderdiği mektupta şöyle dedi:
“Bu facia son zamanlardaki en korkunç maden faciasıdır ve görünen odur ki hükümetin ve maden şirketlerinin umursamaz tutumu olayı daha da ürkütücü hale getirmektedir. Bu tutum kabul edilemez ve son bulmalıdır. Türkiye'de maden işçilerinin iş güvenliğinin sağlandığı bir ortamda çalışma temel insan hakkından yoksun bırakılması ve işe giderken ölüm beklentisi içinde olması hoş görülemez.
“Ölümcül kazalara uğrayan maden işçilerinin sayısı akıllara durgunluk veriyor ve insanı afallatıyor. Madeni işleten özel şirketi ve hükümeti, hâlâ maden kuyusunda kalan 400 insandan mümkün olduğu kadar çoğunun kurtarılmasını sağlamaya çağırıyoruz.
“Türkiye maden kazaları ve patlamaları bakımından Avrupa'da muhtemelen en kötü güvenlik siciline sahip ülke konumunda, dünyada ise üçüncü sırada. Bir süre önce, 7 Ocak 2013'te, bir başka maden kazasında sekiz maden işçisi hayatını kaybetti. Kardeş örgütünüz Genel Maden-İş'in Genel Başkanı bu olayı doğru bir şekilde 'cinayet' olarak niteledi.
“IndustriALL Küresel Sendika Türk hükümetini, maden işçilerinin hayatını korumak için, ILO'nun 176 nolu, Madenlerde İş Güvenliği ve Sağlığı Sözleşmesi'ni acilen onaylamaya ve uygulamaya çağırıyor. 'Cinayet' durmalıdır. IndustriALL Küresel Sendika, Türk hükümetinin sorumlu davranmasını ve 176 nolu sözleşmeyi onaylamasını sağlamak için yetkisi içindeki her şeyi yapacaktır. Siyasi makamları bir kez daha maden işçilerinin hayatlarını ciddiye almaya ve kârdan önemli görmeye çağırıyoruz.”
IndustriALL Küresel Sendika'nın Genel Sekreter Yardımcısı Kemal Özkan bu konuda şunları vurguladı: “Bu katliamdan hükümet ve işverenler sorumludur. Hükümetler yurttaşlarını koruyamazsa, bu sadece sorumsuzluk değildir; aynı zamanda, her hükümetin en temel görevlerinden birinin ihlalidir. Türkiye büyük ülke olmayı amaçlıyor ve bunu gerçekleştirebilir; ama bunun bedeli işçilerin hayatları olmamalıdır.
Resmi verilere göre, Türkiye'de son 73 yılda 3.000'den fazla işçi maden cinayetlerine kurban gitti. Bu kazanın şimdiye kadarkilerin en kötüsü olması ihtimalini düşünerek içimiz titreyerek izliyoruz. Yeter artık, hükümet hemen harekete geçmelidir; İktidarların tehlike dolu madenlerde bir şey yapmamasının bedelini ülkemin madencileri hayatlarıyla ödemeye devam edemez.”