• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Coşkun Canıvar/Evrensel Gazetesi

İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI TARIM İŞÇİSİNE ÖLÜM SAÇIYOR

08.07.2014

Türkiye’de 6 milyonun üzerindeki tarım işçisinin yaklaşık yarısını mevsimlik tarım işçileri oluşturmaktadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre sayıları 300 bin civarında olan gezici mevsimlik tarım işçileri fiilen kayıt dışılar ve çocuklar ile birlikte en az bir milyonluk bir nüfusu kapsamaktalar. Mevsimlik tarım işçileri ulaşımdan barınmaya, uzun çalışma sürelerinden ücretlendirmeye, temel sağlık hizmetlerinden sosyal güvenceye, çocukların eğitim sorunundan çocuk işçiliğe, meslek hastalıklarından etnik ve kültürel ayrımcılığa kadar birçok hayati konuda ciddi sorunlarla iç içe yaşamaktadırlar.
Birçok ülkede tarımda görülen ölümlü iş kazaları diğer sektörlere göre iki kat fazladır. ILO verilerine göre dünyada her yıl 335 bin ölümlü iş kazasının 170 bini tarım sektöründe görülmektedir. Türkiye’de her yıl yüzlerce tarım işçisi ulaşım esnasında hayatını kaybetmektedir. Ulaşımın yanı sıra boğulma, elektrik çarpması, hidrojen sülfid zehirlenmesi, tarım faaliyeti esnasında traktör devrilmesi gibi diğer nedenler de iş cinayetlerinde önemli rol oynamaktadır.

KADIN İŞÇİLERİN YARISI DÜŞÜK YAPIYOR
Tarımda kullanılan kimyasallar (pestisitler) ciddi mesleki maruziyetlerin başında gelmektedir. Pestisitler deri, solunum veya sindirim yolu ile vücuda girerek akut veya kronik olarak etki gösterebilmektedir. Tarım işçileri kimyasalları uygularken veya ürün toplama esnasında maruz kalmaktadırlar. Pestisitlerin kronik etkileri de ciddi hastalıklara neden olmaktadır. Bu kimyasalların sinir sistemi ve endokrin sistem üzerine toksik etkiler, göz problemleri, karaciğer hasarı, kalp damar hastalıklarında artış ve kanserojen etkileri de bilinmektedir. Türkiye’de yapılmış bir saha çalışmasında, mevsimlik tarım işçisi kadınların yüzde 47’si en az bir kez düşük, yüzde 20’si en az bir kez ölü doğum yaptığı saptanmıştır. Tarım işçilerinin çalışmaya bağlı, solunum sistemi hastalıkları, kas-iskelet sistemi hastalıkları, cilt hastalıkları ve psikososyal sorunlar ciddi oranlarda görülmektedir. Psikososyal sorunlar mevsimlik tarım işçilerinin neredeyse tamamını etkileyen ciddi sağlık sorunları arasındadır. Etnik ve kültürel ötekileştirme, işçilerin göç bölgesinde yerleşim yerine dahi inmesini yasaklayan polisiye önlemlerle uygulanan sosyal izolasyon, işsizlik durumunda doğrudan açlıkla karşı karşıya kalma, güvencesizliğin ve yoksulluğun oluşturduğu stres, çok uzun çalışma sürelerinin yarattığı bitkinlik gibi daha çoğaltılabilecek birçok etken mevsimlik tarım işçilerinde depresyon ve anksiyete gibi intihara kadar varabilen ciddi psikiyatrik rahatsızlıklara neden olmaktadır.

TEMİZ SU, ELEKTRİK, TUVALET YOK
Mevsimlik tarım işçileri temiz su, elektrik, çöp ve atık giderme, tuvalet ve kanalizasyon sistemlerinden yoksun ilkel barınma koşullarında yaşamak zorunda kalmaktadırlar. Devlet kurumları, bu barınma alanlarına hizmet götürme alanları olarak görmemekte, “suç merkezleri” olarak görüp, polis ve jandarma baskısının hedefi haline getirmektedirler. Barınma alanları, yerleşim merkezlerinin uzağında tutulmakta, dere kenarı, bataklık gibi yerlerde kurulmakta, işçi aileleri çalıştıkları bölgenin yerleşim merkezinden sağlayabilecekleri hizmet ve sosyalleşme olanaklarından dışlanmaktadırlar. Ailelerin yüzde 80’i tek göz çadırda yaşamaktadır ve aynı yerde uyumaktadır. Çalışma alanlarında temiz içme-kullanma suyuna erişim yüzde 33'tür. Üreme sağlığı hizmetleri, gebelik ve sonrası anne ve bebek izlemleri, aşılama gibi en temel sağlık hizmetlerine büyük oranda ulaşamamaktadırlar. Kadınların yaklaşık yüzde 57'si 18 yaşını tamamlamadan önce evlenmiş ve gebe kalmıştır. Her dört kadından biri doğum öncesi hiç bakım almamış ve sağlık kuruluşunda doğum yapmamıştır. Mevsimlik tarım işçilerinde Türkiye geneline göre anne ölümleri 6 kat, bebek ölümleri ise 5 kat daha fazladır.

EN ÇOK KADINLAR VE ÇOCUKLAR ETKİLENİYOR
Mevsimlik tarım, kadın ve çocuk emeğinin en yaygın ve en kötü koşullarda kullanıldığı alandır.
Mevsimlik tarım işçiliğinin bu acımasız koşullarından en fazla çocuklar ve kadınlar etkilenmektedir. Her yıl bölge bölge gezen işçilerin yüzde 40’ı çocuk işçidir. Kadın tarım işçileri işteki uzun ve yorucu olan çalışma saatlerinin üstüne ev işlerini de yapmak zorunda kalmaktadırlar. Ortalama 3 ila 5 saat ev işleri ve bakım hizmetleri de düşünüldüğünde kadınların günlük çalışma süresi 17 saate yaklaşmaktadır. Ayrıca kadınlar, göç yollarında ve gittikleri bölgelerde taciz, tecavüz ve kadın cinayetlerine sıkça maruz kalmaktadırlar.

KÜRT OLDUKLARI İÇİN DIŞLANIYORLAR
Mevsimlik işçiler toplumsal dışlamayı hayatlarının her anında hissetmektedirler.
Türkiye’de mevsimlik tarım işçilerinin çok önemli bir bölümünü Kürt halkı oluşturmaktadır. 1990’lı yıllar sonrasında 4 milyona yakın Kürt göçe zorlanarak veya göç etmek zorunda kalarak geçim kaynaklarından koparılmıştır. Hayatta kalmak için bir kısmı büyük kentlere yerleşirken büyük çoğunluğu da başta tarım olmak üzere mevsimlik işlerde çalışmak zorunda kalmışlardır. Ayrıca kapitalizmin topraksızlaştırma politikaları sonucu doğu illerinde topraksız ve az topraklı köylülüğün giderek artması mevsimlik işçiliği arttıran unsurlardandır. Kürt işçiler çalıştıkları bölgelerde Kürtçe konuştukları için toplumsal hayattan dışlanmakta, devletin güvenlik kurumları ve yerli halk tarafından potansiyel suçlu muamelesi görmekte ve kimi zaman ırkçı linç girişimlerinin hedefi olmaktadırlar. Toplumsal ötekileştirmenin sosyal yaşamdan sağlığa kadar tüm unsurlar üzerindeki olumsuz etkileri düşünüldüğünde bu konu mevsimlik tarım işçilerinin hayatını en fazla zorlaştıran etmenlerin başında gelmektedir.

UCUZ EMEK GÜCÜ
Tarımsal üretimin doğal yöntemlerden uzaklaştırılarak, hormonları, genetiği değiştirilmiş tohumları, yapay gübreleri kullanarak seracılık gibi yöntemlerle her mevsimde her ürünü üretmeyi amaçlayan kapitalist tarım politikaları için kuşkusuz en önemli gereksinim ucuz emek gücüdür. Topraksızlaştırma ve zorunlu göç ile evsizleştirme politikaları, milyonlarca insanı her koşulda çok düşük ücretlerle, günde 14-15 saate varan sürelerde ve hiçbir sosyal güvence olmadan çalışmaya mecbur bırakarak tarım endüstrisi için ucuz emek gücünü sağlamaktadır.

Kaynak: Evrensel Gazetesi