Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin işten çıkardığı Parkomat işçilerinin direnişi 11 Ağustos’tan bu yana sürüyor. İşçiler 15 günlük oturma eyleminin ardından ilk defa bir yürüyüş gerçekleştirdi. Ayrıca direnişleri hakkında açıklamalarda bulunan işçiler direnişlerinin sadece kendileri için olmadığını, tüm taşeron sistemine karşı olduğunu söyledi
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin Parkomat ihalesini tek taraflı fesh etmesi sebebiyle işsiz kalan Parkomat işçileri 15 gündür direnişte. 11 Ağustos’tan bu yana Atatürk Parkında oturma eylemi ile direnişte olan işçiler direnişlerinin 10. Gününde insanlık zinciri oluşturarak Büyükşehir Belediyesi önüne yürüyüş gerçekleştirdiler.
İşçiler yürüyüşlerinin sonunda “vurdumduymaz” olarak nitelendirdikleri Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın ilgisiz tavrını sırasıyla ağızlarını, kulaklarını ve gözlerini kapattıkları “3 maymun” oyunuyla protesto etti.
Direnişlerinde 17 günü geride bırakan Parkomat işçileri adına bir açıklama yapan direnişteki işçilerden biri olan Akif Şenyiğit 11 Ağustos’tan bu yana mücadelelerine ara vermeden devam ettiklerini Büyükşehir Belediyesi ve Başkan Burhanettin Kocamaz’ın hala üç maymunu oynayarak, “Duymuyorum”, “Görmüyorum” ve “Bilmiyorum” tavrını inatla sürdürdüğünü ifade etti.
Kocamaz’ın yerel seçimlerden hemen sonra 400’e yakın taşeron işçinin işten çıkarılmasıyla açıkça işçi düşmanı olduğunu belli ettiğini söyleyen işçiler taşeronlaşma ve işçi kıyımına karşı iradeli tutumumuzu sürdüreceklerini; “Ben yaptım oldu” mantığı ile bir kentin yürütülemeyeceğini, Burhanettin Kocamaz’ın ortaçağda derebeyliğini andıran bir tutum içerisinde olduğunu söyledi.
“Taşeronluk sistemine sadece kendimiz için değil, tüm taşeron işçiler için direniyoruz”
Burhanettin Kocamaz’ın sadece Parkomat işçilerine değil toplamda 400’e yakın işçiyi işten çıkartarak korku kültürü ile itaat ettirmek istediğini belirten Akif Şenyiğit, şunları söyledi:
“Kentin iktidarı değişir farklı bir iktidar gelir. Kendince ideolojik söylemlerini, tavırlarını ve bunları kentin dokusuna yansıtma eğilimleri olur ancak şöyle bir tavır sergileniyor. Korku kültürü ile boyun eğdirmek itaat ettirmek isteniyor.
Bu yalnız işçilere emekçilere uygulanan bir şey değil. 360 arkadaşımız işinden oldular bunlardan 100 tanesi Parkomat işçisi. Sözleşmeleri bitti veya “bunlar çalışmıyordu” gibi söylemlerle tutanaklarla bu insanların iş akitleri sona erdirildi. Maalesef yeterince seslerini duyuramadılar. Bu bizim için emek adına üzücüydü. Ancak hedefin yalnız emekçiler olmadığı açıkça ortada.
Özünde arkadaşlarımızın işlerinin akitlerinin iadesi veya farklı istihdam alanının gösterilmesine yönelik bir eylem başlattık bunu amaçladık ama genelde taşeronluk sistemine karşı ve kentin dokusuna yapılan bir müdahale olarak gördüğümüz için buna karşı da bir duruş sergiliyoruz. Yani direnişimiz sadece bizim için değil, tüm taşeron işçiler için.
Şimdiden kendilerine çok fazla destek geldiğini belirten işçiler sabaha kadar çöp toplayıp onları satarak elde ettiği kazancı direnişe bağışlayan bir kadın arkadaşlarının bile olduğunu söyledi
Aynı işleri olmasa da başka bir işte tekrar işe alınmayı ve mağduriyetlerinin giderilmesini talep ettiklerini söyleyen işçiler “Bu ülkede asgari ücretle çalışan bir insan zaten bir geçim mucizesi geçiriyordur bu ülkede bu anlamda genelde sisteme karşı bir duruş taşeronlaşmaya karşı bir duruş sergiliyoruz. Biz emekten insanlıktan sınıftan yana bir duruş sergiliyoruz. Buda aslında bir örnektir. Örgütsüz sendikasız bir grup olarak yapıyoruz bunu. Bu sadece Parkamotların işe dönüş kavgası değil aslında emeğin kavgası sınıfın kavgası. Bunu bir mevzi olarak görüyoruz biz bu mevzideyiz mevziiye gelen tüm arkadaşlarımızı da bekliyoruz. Bu anlamda tüm Mersin’i, emekten onurdan yana olan herkesi buraya bekliyoruz” diyerek direnişlerine destek beklediklerini ifade etti.
Kaynak: Sendika.Org