Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu Bileşenleri 13 Kasım 2014 saat:12.00'de Aliağa Demokrasi Meydanın'da Karaman'ın Ermenek ilçesinde yaşanan maden faciası ve son zamanlarda üst üste yaşanan iş cinayetleriyle ilgili basın açıklaması yaptı. Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu Bileşenleri adına basın açıklamasını dönem sözcüsü olarak Petrol-iş Sendikası Aliağa Şube Başkanı Ahmet OKTAY yaptı.
Basın Açıklamasının tam metni aşağıda yer almaktadır;
Değerli Emek Dostları ve Basın Emekçileri,
Gün geçmiyor ki, ülkemizde yaşanan toplu iş cinayetlerine bir yenisi eklenmesin. Bu yaşanan toplu iş cinayetlerine son olarak Karaman Ermenek’te yaşanan maden faciası ve Isparta Yalvaç’ta yaşanan midibüs kazası eklenmiştir. Isparta Yalvaç’ta mevsimlik işçileri taşıyan midibüsün devrilmesi sonucu 18, İstanbul’da yaşanan asansör faciası sonucu ise 10 işçi kardeşimiz yaşamını yitirmiştir. Ne yazıktır ki, yaşanan bu iş cinayetleri sonucunda bu yılın ilk 9 ayında 1414, şuana kadarda 1500 emekçi kardeşimiz yaşamını yitirmiştir. Bu sonuçlarla ölümlü iş kazasında Dünya üçüncülüğünden, Dünya birinciliğine yükselmiş bulunmaktayız.
Yaşanan bu iş cinayetlerinin birinci derece sorumlusu tabii ki devleti yönetenlerdir. Yaşanan iş cinayetlerinin en büyük faktörü denetimsizliktir. Ülkemizde Son 10 yılda işyeri denetimleri % 70 azalmıştır. Rakamlara bakacak olursak 2005 yılında 27.000 (yirmiyedibin) denetim yapılırken, 2013’te bu rakam 8.000’lere (sekizbin) gerilemiştir. Türkiye’de denetim elamanı sayısı da son derece yetersizdir.12 milyon işçinin çalıştığı ülkede iş sağlığı ve güvenliği denetimi yapabilecek müfettiş sayısı sadece 266,müfettiş yardımcısı da maalesef ki 315 kişidir. Müfettiş sayısının yetersizliği nedeniyle denetimlere yetişemeyen hükümet, bu işi iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarına havale etmiştir. Yasaya göre işyerleri, tehlike sınıfına göre iş güvenliği uzmanı çalıştırmak zorunda. Bu uzmanlar, işyerlerini iş güvenliği açısından denetliyor. Ancak yasadaki bu hükümler, uygulamada karşılık bulmuyor. Çünkü sisteme göre iş güvenliği uzmanı, maaşını denetlediği patrondan alıyor. Mevzuata göre uzman, işletmede hayati tehlike arz eden bir durum gördüğünde önce patronu uyaracak. Sorun giderilmezse patronunu Bakanlığa şikâyet edecek. Ancak pratikte hiçbir uzmanın, çalıştığı işyerini devlete şikâyet etme lüksü yok! Bu tablo nedeniyle kâğıt üstünde denetim mekanizması varmış gibi gözükse de uygulamada yok. Denetimlerin bu derece azalması, kayıt dışı istihdamın artması, taşeronlaşmanın meşrulaştırılması ve yapılan özelleştirmeler iş cinayetlerinin bu noktaya gelmesinin en büyük etkenidir.
Değerli Dostlarım,
Soma faciasından sonra devletin yetkili Bakan’ı “bu tür madenleri kapatmak istiyoruz, fakat 50 kişi kapıma dayanıyor” diyor. Bizde diyoruz ki, gereken cevabı veremiyorsan yazıklar olsun. Soruyoruz kendisine yaratmış olduğunuz bu yandaş sermaye ile daha kaç emekçinin canını yitirmesine göz yumacaksınız? Soma’da 301 işçinin katili yandaş patrona nasıl olurda Amasya’daki ihaleyi verirsiniz? Rahat yaşam ortamı elde etmeniz için yaptırmış olduğunuz AK SARAY ‘a harcadığınız paralarla kaç tane yaşam odası yapılırdı?
Uzmanların ifade ettiğine göre, bir maden ocağında güvenli üretim yapabilmenin maliyeti ton başına 1 dolardır. Üretilen bir ton kömürden 1 doları işçinin can güvenliği için esirgeyen sermaye anlayışını ve onlara göz yuman iktidar anlayışını şiddetle kınıyoruz.
Değerli Dostlarım,
Bizlerde bu devleti yönetenlere sesleniyoruz! Gelin örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırın. Gelin işyerlerindeki denetim konusunda sendikaların yetkilerini artırın. Hatta işyeri denetimlerinin maliyetini sendikalar karşılamak suretiyle sendikaların yetkisine bırakın.
Değerli Dostlar,
Son olarak Ermenek’te yaşanan iş cinayeti sonrasında yerin 350 metre altında mahsur kalan 18 madencimizden ikisinin cansız bedenine ulaşıldı. Kalan 16 madencimizin de bir an önce çıkartılıp ailelerine teslim edilmesini ve bu emekçi katillerinden gerekli hesabın sorulmasını talep ediyoruz. Aksi halde tavrımızın daha sert olacağını da belirtmek isteriz.
Bu duygularla hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, başta yakınları olmak üzere tüm ulusumuzun başı sağolsun dileklerimizi iletiriz.