Türkiye sendikaları yıllardır yürüttükleri mücadelelerde işverenlerin ve onların borazanı olma misyonuna soyunan bazı medya kuruluşlarının çok çeşitli saldırı, yalan ve demagojileriyle karşılaştılar. Maalesef mesailerinin bir kısmını da bunları bertaraf etmek için harcamak durumunda kaldılar. Bu durumu sınıf mücadelesinin sevimsiz ama zorunlu bir cephesi olarak kabullendiler. Ama son günlerde Desa işvereninin Samanyolu televizyonunu kullanarak ortaya attığı, bilegeldiğimiz türden uydurma ve yalanları da aşan, son derece ucuz ve zavallı iddiaları, akıl ve vicdan sahibi her yurttaşı üzecek niteliktedir.
Samanyolu'nun haberine göre Ergenekon örgütüyle bağlantılı sendikalar işçilerin işsiz kalmasına neden olacak eylemler yaparak krizi derinleştirecek, böylece de hükümeti zor durumda bırakacaklarmış. Desa'da aylardır sendikalaşma talebiyle yaşanan direniş de bu türden bir eylemmiş. Bir tarafta onlarca işçinin aylardır ödedikleri çok ağır bedeller olmasa çok gülünç ve beceriksizce kurgulanmış bulunabileceğimiz bu iddiaların ne yazık ki Türkiye kamuoyunun karmakarışık hale getirilmiş bilincinde yer bulabileceğinden endişe ettiğimiz için şiddetle reddetmek ve kınamak ihtiyacını duyuyoruz. Biz, masa başında üretilerek servis edildiği açık olan bu haberin ortaya çıkmasının; Deri-İş sendikamızın anayasal ve yasal hakların elde edilmesi yönünde, aylardır özveriyle ve geniş bir uluslararası destekle sürdürdüğü haklı ve meşru mücadelesinin işvereni iyice köşeye sıkıştırmış olmasının getirdiği ucuz bir son numara denemesi olduğunu düşünüyoruz. Uluslararası sendikal hareketin yarattığı basıncın bu haklı mücadeleyi zafere ulaştırmak üzere olduğunun bir göstergesi sayıyoruz.
Öte yandan görevi kamuoyunu doğru biçimde bilgilendirmek olan bir medya kuruluşunun bu türden düzmece, kaynağı belirsiz haberlerle ve tek yanlı iddialarla ortaya koyduğu habercilik anlayışını utanç verici bulduğumuzu belirtmek istiyoruz. Biz Petrol-İş Sendikası olarak, Türkiye'nin demokratikleşmesi, kirli ilişkilerin ortaya çıkması için bir fırsat olarak değerlendirilmesi gereken bir davanın emek hareketine yönelik kirli bir komploya alet edilmesi, bir televizyon kanalının işçilerin en temel haklarını tanımamak için direnen işverenin halkla ilişkiler bürosu gibi davranarak sendika düşmanlığına soyunması ve tüm sendikal hareketi zan altında bırakacak uydurma haberler yapmasıyla ortaya çıkan tablonun, sermaye ve medya ilişkilerinin eriştiği boyutun ve etik kirlenmenin derinliğinin anlaşılması açısından dikkatle incelenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Basın kuruluşlarını Samanyolu televizyonunun bu etik dışı tutumunu mahkum etmeye, sendikal kamuoyunu uyanık olmaya ve Desa işverenini giderek kendisini küçük düşürecek bu ucuz yöntemlerden vazgeçmeye çağırıyoruz. Aylardır tek başına fabrika önünde direniş önlüğüyle bekleyen Emine Arslan'ın, yıllardır en zor şartlarda binbir tehditle sendikal mücadele veren Deri-İş'li dostlarımızın, en pahalı markaları üretirken kendileri insanlık dışı şartlarda çalışmak durumunda kalan ve bunları biraz olsun iyileştirmek için sendikalarına sarılan deri işçilerinin oluşturduğu onurlu resmin böylesi kirli haberlerle gölgelenemeyeceğinin ve sendikamızın her koşulda onlarla dayanışma içinde olacağının bilinmesini isteriz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Merkez Yönetim Kurulu adına
Mustafa Öztaşkın
Genel Başkan