• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

MNG Kargo işçi kıyımında da önde

16.01.2015

Türkiye’nin önde gelen kargo firmalarından MGN kargoda işçiler çalışma koşullarını düzeltmek ve hak ettikleri ücreti almak için DİSK/Nakliyat-İş’te örgütlenince işten atıldı. İşten atılan işçiler, ‘sendika işçisine sahip çıkmalı’ diyor

MNG Kargo uçakları, kamyonları, binalarıyla 220 farklı ülkeye günde 600 bin adrese kargo taşıyor. Türkiye’nin önde gelen kargo şirketlerinden olan MNG kargoda çalışan 8 bin işçi için ise bu büyüklüğü sağlamalarının karşılığı olarak “Hak ettikleri bir ücreti ve çalışma koşullarını” aldıklarını söylemek zor.

Çalışma koşullarının düzeltilmesi için işçiler DİSK/Nakliyat-İş’te örgütleniyor. Bir yılı aşkın süredir MNG’nin aktarma merkezlerinde ve işletmelerinde örgütlenme Nakliyat-İş için pekte kolay olmamış. Sendikanın genel merkezinden görüştüğümüz temsilci, MGN kargoda çalışma koşullarının ağırlığı ve düzensizliği nedeniyle işe giriş-çıkışlarının fazla olduğu bir işyeri olduğu için örgütlenme faaliyetinin sürekli sekteye uğradığını ifade etti.

Bu süre içerisinde pek çok işçinin sendikalı olduğu için işten atıldığını ifade eden Nakliyat-İş temsilcisi,  buna karşın 50’ye yakın dava açtıklarını ve bazı davalarda mahkemenin ‘sendikal nedenle’ işten atılma yönünde karar verdiğini ve davaların yargıtayda olduğunu söyledi.

Ancak çalışma koşullarını düzeltilmesi için “Sendika lazım” diyen işçiler, ardından hemen şunu ekliyor: “Ama sendika işçisine sahip çıkmalı.”

Evrensel gazetesinin haberine göre MNG İstanbul Aktarma Merkezi’nde işten atılan işçiler keyfi uygulamalarla işten çıkartılmış.

2010 yılında MGN’de çalışmaya başlayan Engin Çetinkaya, sendikalı olduğu için işten atılmış. Ancak işveren işten çıkartırken başka gerekçeler sunmuş. İşe ilk girdiklerinde çalışma sürelerinin daha uzun olduğunu söyleyen Çetinkaya şöyle devam ediyor: “2 yıl sonra teknolojik aktarma denilen bantlar kuruldu. Bu bizi biraz rahatlattı ama bu kez her vardiyada çalışan işçi sayısını yarı yarıya düşürdüler.” 5 yıldan fazladır MNG’de çalışan başka bir işçi söz alarak eskiden 12-13 saat çalışırken bu sürenin 9.5 saate indiğini, ama “verimlilik” adı altında getirdikleri çalışma sistemi nedeniyle süre kısalsa da çalışma hızının da yorgunluğun da arttığını anlatıyor.

Eldiven dahi keyfiyete göre veriliyor

Engin Çetinkaya, iş sırasında yaşadıkları sıkıntıları anlatıyor: “Bir işçi üç farklı iş yapıyor. Dolayısıyla fizik ve zihinsel yorgunluk yaşıyoruz. Bir işçi ortalama 9-10 saat çalışıyor. Çıkış saatleri belirsiz. Bu durum şubelerde daha da ağır. Günde 13-14 saat çalışan yerler var.” İşçi sağlığı ve iş güvenliği sözde kalmış. Öyle ki eldiven bile işyerinin keyfine göre veriliyor.

Bir başka işçi yemeklerin kötülüğünden yakınıyor: “Yemeklerde ne yağ kullanıldığını merak ediyoruz, çünkü yemeğin yerine her defasında yoğurt,  salata ya da kuru yeşillik yemek zorunda kalıyoruz. Yemekten sonra herkeste mide yanması oluyor. İnsan yerine konmadığımızı her yemekte bir kez daha anlıyoruz.” Kıyafetlerini tuvaletin olduğu yerde değiştirmek zorunda kalan işçilerin kullandığı çay ocaklarını da her yağmurda su basıyormuş.

Ücretler çok düşük

Firmanın bu kadar büyük olmasına ve işin bu kadar zor olmasına karşın aldıkları ücret çok düşük. Fazla çalışma karşılığı para ödenmeyen işçilerin eline aylık 1100-1200 lira arasında para geçiyor. Bu nedenle MNG işçileri için aileleriyle vakit geçirmek diye bir şey söz konusu değil. Bir işçi şöyle dile getiriyor bu durumu: “Evden çıkınca ‘yoludur, yemeğidir’ derken evde oturmak daha akıllıca geliyor. Tek maaşla nasıl geçineceksin. Zaten iş, yol derken günün 13 saati geçiyor.Geri kalan zamanda da çocukları bile göremiyorsun.”

Bu koşullara itiraz etmek ise işten atılmak anlamına geliyor. İşçiler bu nedenle sendikalaşma çalışması yürütmüşler ve DİSK’e bağlı Nakliyat-İş’e üye olmuşlar. Bunun üzerine öne çıkan işçiler kapı önüne konmuş. Atılan işçilerden biri olan Engin Çetinkaya, işten atılma sürecini şöyle ifade etti: “Aslında biraz ön planda olduğunu düşündükleri için bir bahane gerekiyordu. ‘İşe 10 dakika geç geldin bahanesiyle’ bana tutanak tutturdular. Ben sonra tutanağa itiraz edince, vardiya müdürü beni küçümser bir tarzda hakaretamiz laflar söyledi. Ben de cevap verince 2 gün sonra işten çıkardılar. Kendi isteğimle istifa ettirmiş gibi dilekçe yazmamı istediler. Bunu yaparsam tazminatlarımı ödeyeceklerini söylediler. Ama ben gerekçesiz bir şekilde beni işten çıkardıklarını söyledim ve imzalamadım. Son aşamada işe iade davası açtık.”

‘Sendika sahip çıkmadı’ tartışması

İşçiler, sendikanın bu süreçte yanlarında olmamasından şikâyetçi. Bazı işçilerin, atılan işçilere sahip çıkmaması da onlar açısından olumsuz bir süreç olmuş. Sendikacılarla yapılan toplantıda somut bir adımın atılmaması işçilerde karamsarlık yaratmış. Bazı işçiler sendikanın bu tutumunu eleştiriyorlar. İşçilerden biri “Tüm olumsuzlukları sendikaya anlatmamıza rağmen sendikanın bu konuda olumlu hiç bir adımı olmadı. İşyerinde baskılar daha da artmaya başladı. Sendikaya talepte bulunduk ‘gelin’ diye ama gelmediler. Sonra işçiler tek tek atılmaya başladı. Sendikanın genel merkezine gittik, sorunlarımızı paylaştık. Ancak işverenin tutumu karşısında yaklaşık bir aydır bir basın açıklaması dahi yapmadılar” diye konuştu.

Nakliyat-İş temsilcisi ise konuya ilişkin önümüzdeki günlerde eylem yapacakları bilgisini verdi. Sendika temsilcisi işten atmalarla ilgili ise “Davayı açarız, dava masraflarını da karşılarız dememize rağmen işçi arkadaşlar ‘Davayı kazanma garantisi verir misiniz?’ diye sordular. Yüzde 100 garanti vermemiz elbette mümkün değildi. Bu açıdan bazıları davayı geri aldı. Hatta birlikte direniş örgütleyelim dediğimizde bazı işçiler yer alamayacaklarını ifade etti” diye konuştu.

Suriyeli işçilere kölelik dayatması

İşyerinde son zamanlarda Suriyeli işçilerin kendilerine göre daha ucuza çalıştırıldıklarını söylüyor işçiler. Her gün yüzleri değişiyormuş Suriyelilerin. Çünkü onları işe getiren adamlar ücretlerini ödemiyorlar ya da geciktiriyormuş.

Verdikleri heykel karın doyurmuyor

Ali Rıza Yavuz da atılan işçiler arasında.  Bir arkadaşıyla “Hakkınızı aramalısınız” diye tartıştığı için atılmış. İşten çıkarıldığında notere onaylatmak gerektiğini öğrenmiş. Bunun için gerekli 100 lirayı ödeyemediği için yapamamış. Ali “İşten atılan biri için ne kadar işsiz kalacağını bilmemek 100 liranın önemini arttırıyor”diyor. İşten atılan bir başka işçi  araya giriyor,  çalıştığı süre boyunca çocuklarına bir şey alamamaktan yakınıyor ve gülerek devam ediyor: “Ama çok sosyal bir işyeri burası. Beş yılda bir heykel veriyorlar. Yeni yıl ve doğum günlerimizde tebrik kartı veriliyor.” Hemen işe başlamak zorunda olduğu için “Kendi başıma direniş yaparım” diyememiş. Bir kaç yıl MNG’de çalışan işçi, daha önceki işyerinden de iflas ettiği gerekçesiyle alacaklarını tahsil edememiş.

Kaynak: Sendika.Org