Ankara şubemizin 24. Dönem II. Temsilciler Kurulu toplantısı yönetici ve temsilcilerimizin katılımıyla 31 Temmuz Cuma günü yapıldı.
Şube Başkanımız Şuayip Gül'ün kurulda yaptığı konuşmanın tam metni aşağıdaki gibidir:
Temsilciler Kurulunun Değerli Üyeleri,
Ülkemizi bir kargaşa ve çatışma ortamı içerisine çekmeyi amaçlayan terör saldırılarını lanetliyoruz. Adıyaman’da, Diyarbakır’da Suruç’ta, Kilis, Malazgirt ve Ülkemizin çeşitli yerlerinde saldırıda yaşamını yitiren asker, polis ve gençlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Artan terör saldırıları siyasi gerilim ve gerçekleşen provokasyonların gölgesinde yapılan Haziran Genel Seçimi'nde ortaya çıkan sonucun, ülkemizin demokratikleşmesine ve toplumsal barışın kalıcı biçimde sağlanmasına hizmet etmesini diliyoruz.
Haziran Genel Seçimi tüm adaletsiz seçim yarışına rağmen iktidar partisinin oyları bir önceki genel seçimlere göre 9 puan azaldı.
Bu seçim sonuçları, işçilerin, işsizlerin, emeklilerin, köylülerin, gençlerin, kadınların ve bu topraklarda ötekileştirilmek istenen her kesimin rahatsızlıklarını göstermiş ve halkın yüzde 60’ı hükümet politikalarına ve “başkanlık” dayatmasına “Hayır!” demiştir.
Emekten, barıştan, demokrasiden yana partiler toplam olarak mecliste daha güçlü temsil edilmektedir. Emek ve demokrasi güçlerine bu aşamadan sonra daha fazla sorumluluk ve görev düşmektedir.
Genel seçimde halkın verdiği mesajı tüm partiler iyi değerlendirmeli, siyasette normalleşmenin önü hızla açılmalı, uzlaşma yaklaşımı içinde olunmalı ve ülkemizde toplumsal barış yeniden sağlanmalıdır.
Ülkemizde 12 Eylül Anayasası ile getirilen ve demokratikleşmenin önünde büyük engeller oluşturan tüm düzenlemelerin kaldırılması, yeni Meclis'in öncelikli görevi olmalıdır.
Ayrıca emeğin ekonomik ve sosyal haklarının genişletilmesi, demokratikleşmenin ayrılmaz bir unsurudur. Seçim öncesinde partilerin vaatleri arasında da yer alan, işsizlikle mücadele, yoksulluğun azaltılması, ücret seviyelerinin yükseltilmesi, sosyal devlet uygulamalarının geliştirilmesi, taşeron işçiliğinin kaldırılması gibi başlıklar yeni dönemde acil konular olarak gündeme alınmalıdır.
Eşitlik ve sosyal adalet sağlanmadan ülkemizde gerçek bir demokratikleşmeden bahsedilemeyeceği açıktır.
12 Eylül Darbesi'nin ülkemizi içerisine soktuğu anti-demokratik siyasal yapı, sendikal yasaklar ve emek düşmanı ekonomik politikalar, öncelikle işçi sınıfını baskı altına almayı amaçlamıştır. Darbeden bu yana emeğe saldırı uygulamaları sermayenin talepleri doğrultusunda adeta hükümetler üstü bir politika olarak benimsenmiştir.
Haziran seçimlerinden sonra henüz hükümet kurulmamış olmasına rağmen aynı emek düşmanı politikaların sürdürüldüğü görülmektedir. Seçimden sonra arka arkaya özelleştirme kararları alınmaktadır.
Yıllardır sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda yaratılan ucuz ve güvencesiz emek rejiminde işçiler açısından bıçak kemiğe dayanmıştır.
Bursa'da başlayan ve başka kentlere de yayılan metal işçilerinin eylemleri, ülkemizin en büyük sektöründe işçi sınıfının kötü çalışma koşullarını gözler önüne sermiştir.
Metal işçileri, düşük ücretlere, yoğun çalışmaya ve artan sömürü şartlarına başkaldırmış, bir bölümü sendikadan istifa etmiştir. İşçilerin önündeki alternatif, asla sendikasız kalmak olamaz.
Sendikaların tarihsel olarak, işçi sınıfının sermaye karşısında en önemli mücadele örgütü olduğu unutulmamalıdır.
Sendikaların ise bu tarihsel işlevini yerine getirmek için katılımcı ve demokratik bir iç işleyişe sahip olmaları gerekmektedir.
Değerli Temsilciler,
Seçim öncesi Ankara Şubemizin de örgütlü olduğu işyerlerinin de dahil edildiği bir özelleştirme programı açıklanmıştır.
Seçim sonrasında ise bu program alınan ÖYK kararlarıyla somutlanmaya başlanmıştır. Hükümeti kalan enerji santrallerini, petrol şirketi TPAO'yu, bor madenlerini, BOTAŞ'ı, İGDAŞ’ı, köprü ve otoyolları özelleştirmeyi planlamaktadır.
Özelleştirme ülkemize yalnızca toplumsal ve ekonomik bir yıkım getirmiştir. Bu yanlışta ısrar edilmemeli, özelleştirme programı iptal edilmelidir.
Ülkemizde yıllardır özelleştirme karşıtı mücadelenin öncülüğünü yapmış olan Petrol-İş Sendikası, şubemiz, TPAO, BOTAŞ’ın gündeme getirilen her türlü özelleştirme uygulamasına karşı duracak ve özelleştirmelere karşı dün olduğu gibi bugün de gereken mücadeleyi verecektir.
Ülkemizin en acil toplumsal sorunu iş cinayetleridir.
Özelleştirmede gösterilen ısrar ve acele, asıl iş cinayetlerinin önlenmesi ile iş sağlığı ve Güvenliği konusunda gösterilmelidir. Bu sorunu çözmek için derhal yasal düzenlemeler yapılmalı, yaptırımlar arttırılmalı ve sermayenin kâr hırsı dizginlenmelidir.
İşyerimiz MKEK Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası'nda bazı bölümlerinde (Dinamit atölyeleri) iş sağlığı ve Güvenliği konusundaki riskler nedeniyle Ankara Valiliği, Çevre Bakanlığı tarafından üretim belli bir süre Durdurulmuşu’dur.
Uzun süredir bu konuda gereken önlemlerin alınması için mücadele verdiğimiz bu işyerinde Şubemiz, iş sağlığı ve Güvenliği konusunda ne kadar haklı olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Bu işyerinde sorunların acilen çözülmesi için Şubemiz girişimlerini sürdürecek ve yeni facialar yaşanmaması için gereken tüm çabayı gösterecektir.
Değerli Temsilciler,
Petrol-İş Sendikası Ankara Şubesi, bu zorlu koşullarda yoğun bir sözleşme süreci yürütmektedir. Bugüne kadar 3 işyerinde toplu iş sözleşmesi başarıyla imzalanmıştır.
Sözleşmelerde ücret dengesizliklerinin azaltılması ve sosyal haklarda iyileştirmelerin yanı sıra enflasyonun neredeyse iki katına yaklaşan ortalama ücret artışları sağlanmıştır.
2015-2016 yıllarını kapsayan Kamu Toplu İş Sözleşmesi sürecinde Çerçeve Anlaşma Protokolü, 30 Mayıs 2015 tarihinde imzalanmıştır.
İlk yıl yüzde 11,3'lük ücret zammının alındığı protokolde, Kamuda asıl işte çalıştırılan alt işveren işçilerinin kadroya alınması ve 6 aydan az süreyle geçici işçi olarak çalışanların, aynı mali yıl içerisinde ihtiyaç duyulması halinde yeniden çalıştırılmasının sağlanmasına dönük çalışma yapılacağı kayıt altına alınmıştır. Yeni hükümetin kurulmasının ardından sendikalar bu konuların takipçisi olmalıdır.
Sendikamız Çerçeve Anlaşma Protokolü'nde yer alan konularla birlikte Kamu İşyerlerimize özgü sorunları çözmek doğrultusunda, üyelerimizin kazanımlarını korumaya ve geliştirmeye dönük bir stratejiyle sözleşmeleri hızla bağıtlamaya çalışmıştır.
Değerli Arkadaşlar,
Özel sektörde Sonbahar aylarında yeni sözleşme sürecine gireceğimiz Pak-pen işyerinde, önceki dönemde olduğu gibi, mücadele ve sözleşme stratejimizi üyelerimiz arasındaki ücret dengesizliklerinin giderilmesi ve ücret seviyelerinin iyileştirilmesi üzerine kuracağız.
Pak-pen'de üyelerimiz açısından bıçak kemiğe dayanmıştır. İşyerinde gerekli iş analizlerinin yapılması, adil ve dengeli bir ücret sistemine geçilmesi gerekmektedir.
Akaryakıt dağıtım faaliyeti sürdüren Mehmetçik Vakfı işyerinde, Toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır.
Bu işyerinde üyelerimizin hak ve çıkarlarının takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Şubemize yeni katılan Alpla Plastik işyerinde ise Petrol-İş'in hâlihazırda imza altına aldığı Toplu iş Sözleşmesindeki hükümlerden kaynaklı olarak bir protokol imzalanmak durumunda kalınmıştır.
Üyelerimizin sözleşme hükümlerinden kısmi biçimde yararlanmasını öngören bu protokolün uygulanma safhasında fiili iyileştirmeler yapılması için işyeri nezdinde gereken girişimlerde bulunulmuştur.
Şubemiz, örgütlülüğünü güçlendirmek ve emeğin mücadelesini yükseltmek için örgütlenme faaliyetlerini bugüne kadar olduğu gibi bu günde devam etmektedir.
Konya Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren DÜZGÜNLER PLASTİK işçileri sağlıklarını tehdit eden koşullarda, insan yerine konmadıkları, işyerinde çalışma koşullarını ve ücretlerini düzeltmek, için Petrol-İş Sendikası’na 73 kişi üye oldular.
Sendika, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan toplu sözleşme görüşmelerine başlamak için çoğunluk sağlandığının onayını aldı. Ancak, işyeri yönetimi Bakanlığın kararını tanımamaktadır.
DÜZGÜNLER PLASTIK/ İşyeri yönetimi, sendikalaşmayı önlemek için işçileri işten attı. İşçilere sendika üyeliğinden istifa etmeleri için baskı yaptı, işçileri hırsızlık ile tehdit etti. Buna karşılık işten atılan 5 işçi ve Sendika işyeri önünde basın açıklaması yaptı.
DÜZGÜNLER PLASTIK/ İşyeri Yönetimi İşçilerin mağduriyeti bir an önce sonlandırmalı, kurumlar daha fazla zan altında kalmadan iş barışını sağlamalı, İşçiler tekrar işbaşı yapmalı ve sendikal süreç olması gerektiği gibi ilerlemelidir.
Düzgünler Plastik işçisi, örgütlenme iradesini ve onurlu mücadelesini sürdürmelidir.
Türkiye sendikal hareketinde önemli ve köklü bir konuma sahip olan Sendikamızın bu dönemin merkez çalışmaları 5-6 Eylül 2015 tarihinde gerçekleştirilecek 27 inci Genel Kurulumuz ile sona ermektedir.
Ankara şubemiz, önceki Genel Kurul süreçlerinde olduğu gibi demokratik katılımı sağlayacak ve emek mücadelesinin daha ileri taşınmasına hizmet edecek atmosferde görevini yerine getirecektir.
Ankara şubemiz, emeği bekleyen yeni saldırı ve baskılara karşı sendikal hareketin ortak ve güçlü bir yanıt üretebilmesi için üzerine düşen sorumluluğun bilincindedir.
Şubemiz, dün olduğu gibi bugün de, birlik ve dayanışma perspektifini güçlendirmeyi amaçlayan politika ve stratejiler benimseyerek mücadeleyi yükseltecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle, Temsilciler Kurulumuzun verimli geçmesini temenni ediyorum.