Maliye Bakanı Kemal Unakıtan özelleştirme konusunda AKP'nin kararlılığını "babalar gibi satarım" ifadesiyle özetlemişti. Tüpraş'ın hukuk engeline çarpması,"babalanarak" kamu malı satılamadığını gösteriyor.
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan özelleştirme konusunda AKP'nin kararlılığını "babalar gibi satarım" ifadesiyle özetlemişti. Tüpraş'ın hukuk engeline çarpması,"babalanarak" kamu malı satılamadığını gösteriyor.
Bu köşede Tüpraş'ın satış fiyatına ilişkin eleştirilere katılmadığımı defalarca dile getirdim. Hatta, Koç, Sabancı, Petrol Ofisi, BP, Shell gibi firmaların, yakın ilgilerine rağmen, ihaleye katılmamalarını sorguladım. Hatta Zorlu'nun Rus ortağı Tatneft ile birlikte Tüpraş'ı satın alarak ciddi bir riske girdiğini söyledim. Argümanlarımı da açıkladım.
Ancak, Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin "yürütmeyi durduran" kararındaki bir gerekçeye dikkatinizi çekerim. Özetle mahkeme diyor ki, "Açık artırmaya gidilmedi. İhale komisyonu yetkisini kullanmış olabilir ama bu yetki sınırsız ve mutlak değildir. Yapılan işlemin kamu yararına uygun olması gerekir." Özetle "kamu yararı için açık artırmaya gidilmeliydi" tespitini yapıyor.
Aynı konuya 28 Ocak 2004 tarihli yazımdan şöyle değinmişim: "İki alıcıyı karşınıza aldınız. Basın mensuplarını odanın bir ucunda topladınız. Firmalar kapalı zarfla son tekliflerini verdi.
Siz, kapalı zarfları açmadan önce iki firmanın temsilcisine kapalı zarfla alınan tekliflerin son teklif olduğunu kayda geçirip, imzalarını aldınız. Bu arada alıcı iki firmaya "Gerek görülürse açık artırmaya da gidilir" diyerek bildirim yaptınız. Bir ihale komisyonunun iki teklif sahibine dönüp, ' istersem açık artırmaya giderim, istemezsem gitmem' demesinin ne anlamı olabilir?
1) İhale komisyonu, ihaleyi kimlerin almaması gerektiğini biliyor!
2) Eğer işletmeyi alması uygun bulunmayan grup, kapalı zarfta ola ki rakibinden yüksek fiyat verirse, "gerek görülürse açık artırmaya gidilir" bildirimine dayanarak, açık artırmaya geçilecek.
3) Eğer zarftan uygun fiyat ve uygun firma çıkmış ise, ihale sonuçlandırılacak. Çünkü zarfla verilen teklifin nihayi teklif olduğunu herkes kabul etmiş durumda.
Bu örneğe konu olan işletmenin (Tüpraş) ucuza satıldığı düşüncesinde değilim. Ancak kamunun, ihaleye girme yeterliliğine sahip firmalardan birine yakın, birine uzak durmak gibi misyonu olamaz. Çünkü babasının malını satmıyor"
Aynen böyle yazmışım. Mahkeme de bu noktaya dikkat çekmiş.
(Eleştiriler olunca, Unakıtan "Komisyon fiyatı makul karşılamış. Açık artırmaya gitmemiş, ne var bunda" demişti.)