AKP yönetiminin bu kadar pervasız olması, insanı dehşete düşürmektedir. Özelleştirme adı altında, tam anlamı ile bir "peşkeş politikası" sürdürülmekte; milli çıkarlara ve saçı bitmemiş yetim hakkına, hiç saygı gösterilmemektedir.
"Sermaye Birikirken: Osmanlı, Türkiye, Dünya" , yurtdışından dönüşümde kitapçıların raflarında beni karşılayan ilk kitaplardan birisi oldu. Boğaziçi Üniversitesi'nde iktisat hocamız olan Prof. Dr. Oya Köymen 'in bir yandan güncel Türkiye'yi analiz eden, bir yandan da kapitalizmin İngiltere'de sanayi devriminde yoğunlaşarak günümüze akan küreselleşmesini aktaran siyasi tarih çözümlemeleri ile akıcı bir gerilim romanı lezzetinde bir kitap.
MALİYE Bakanı Kemal Unakıtan, Petkim ihalesinde çıkan rakamı beğeniyor. Ama konu Ermeni yatırımcıya gelince daha temkinli konuşuyor:
Bilindiği gibi Petkim Petrokimya Holding’in yüzde 51 hissesi için yapılan ihaleyi en yüksek teklifi 2 milyar 50 milyon dolar olarak veren TransCentral Asia Petrokimya ortak girişim grubu kazandı.
Petrol ülkesi değiliz, ihtiyacımızın yüzde 93'ünü ithalatla karşılıyoruz. Ama bu demek değildir ki, petrole dayalı ne varsa ithal edeceğiz.
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da, Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci gibi Petkim ihalesini alan grubun durumu için 'ülke menfaatlerine uygun' hareket edeceklerini dün beyan ediyordu.
Büyüklerimiz, "Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür" derler. (Türkçe anlatımla: İnsan hafızasında unutma hastalığı vardır.) Böyle olmasaydı, Petkim ihalesi ile Tüpraş'ın ilk ihalesinin ne kadar benzediğini hatırlar, "Biz bu filmi görmüştük" derdik.
Eski alışkanlıklarımızla hayatı yorumlamak neredeyse imkansız hale geldi. Düne kadar aileler, çocuklarını televizyondan uzaklaştırmak için uğraşırken şimdi başka bir tehlike olarak bilgisayar karşılarına çıktı. Şimdi uzaklaştırmanın çözüm olmadığı vurgulanıyor.
Tek tek sıralamaya gerek yok. Son bir yılda İstanbul , İzmir, Ankara ve Antalya’da başta şu karanlık Bilderberg olmak üzere uluslararası nitelikte birçok siyasi, ekonomik, askeri, güvenlik , kültürel ve benzeri toplantılar düzenlendi. Bu toplantılarla ‘yabancıların’ Türkiye’ye ilgisi doruğa çıktı. Bunun yanı sıra aynı yabancı ülke, kurum ve kişilerin Türkiye’ye yatırımları hızla arttı.
Kapitalizmin doruklarında hazırlanıp kasten ve alenen geri zekâlılara pazarlanan bir maval var... - Nedir o?.. - Küreselleşme!..