Cumhuriyetin bütün birimleri satılıyor. Özelleştirme humması, yağmaya dönüştü. Çoğu Avrupa ülkeleri sosyalizm sonrası AB'nin hocalığında özelleştirme yaptı. Çok da başarılı sonuçlar elde etti.
Pektim ve Sabiha Gökçen'in başarılı satışları, seçim sathı mailinde özelleştirmeleri tekrar kamuoyunun gündemine taşıdı. Açıkçası taraflı tarafsız sessiz çoğunluk, gelişmeleri nasıl yorumlayacağını bilememenin verdiği stres içinde. Bu konudaki tereddütlere son derece hak veriyorum. Konuyu açıklığa kavuşturmak ise bilim adamlarının görevi. Birkaç yazıda konuyu tartışacağım.
Çok önemli bir sanayi kuruluşumuz olan Petkim'in yüzde 51'lik ön satışı, 2.050 milyar dolara gerçekleşti. En yüksek parayı veren TransCentralAsia Petrochemical Holding Ortak Girişim Grubu'nun çok da belirli olmayan bir ortaklık yapısı var; kimin eli kimin cebinde pek de bilinmiyor. Türkiye'de Petkim'i kim nasıl işletecek; işletecek mi; bir yatırım plan ve programı var mı yok mu?
"Yabancıya sınır koymalı... Yabancıya sınır koymazsak, serbest bırakırsak, ülkemiz ithal mezarlığına döner." Bu lafı kim söylemiş olabilir? a, Lenin. b, Castro. c, Mao.
Tam düşündüğüm gibi oldu... Seçime 10 gün kala güzide medyamızın çok satışlı gazetelerinde usul usul bir tornistan eğilimi görülmeye başlandı!.. İktidar partisinin gerileyişine ilişkin analizler, hem de birinci sayfalardan verilir oldu, hayret ki hayret!..
Türkiye gerçekten çok ilginç bir ülke. Bir günü diğerini tutmuyor. Neden mi böyle diyorum? Alın size en yakın örnek: Petkim ihalesi
İsrail'in özelleştirmelerde uyguladığı düşman ulus kavramına benzer bir 'düşman kimlik' bizde de Petkim özelleştirmesinde yaratılmaya çalışıldı. Asıl sorunsa ihaleyi kazananın kimliği değil, bazılarının Petkim'in özelleştirilmesine şiddetle karşı çıkması.
AKP yönetiminin bu kadar pervasız olması, insanı dehşete düşürmektedir. Özelleştirme adı altında, tam anlamı ile bir "peşkeş politikası" sürdürülmekte; milli çıkarlara ve saçı bitmemiş yetim hakkına, hiç saygı gösterilmemektedir.
"Sermaye Birikirken: Osmanlı, Türkiye, Dünya" , yurtdışından dönüşümde kitapçıların raflarında beni karşılayan ilk kitaplardan birisi oldu. Boğaziçi Üniversitesi'nde iktisat hocamız olan Prof. Dr. Oya Köymen 'in bir yandan güncel Türkiye'yi analiz eden, bir yandan da kapitalizmin İngiltere'de sanayi devriminde yoğunlaşarak günümüze akan küreselleşmesini aktaran siyasi tarih çözümlemeleri ile akıcı bir gerilim romanı lezzetinde bir kitap.
1991'de Sovyetler Birliği dağılmaya başlarken Peter Derby isimli bir Amerikalı 35.000 dolar sermayeyle Rusya'nın ilk yatırım şirketini kurdu ve adını Troika Dialog koydu. Rus asıllı Derby, 1983'te New York Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra bankacı olmuş, New York'ta National Westminster ve Chase Manhattan bankalarında çalışmıştı.