Türkiye Petrolleri A.O. tarafından 1963'te kurulan, 1987'de özelleştirme kapsamına alınan, ülkemizin tek petrokimya ürünleri üreticisi PETKİM (Petrokimya A.Ş.), 5 Temmuz günü yapılan açık artırmada, sermayesinin yüzde 51'i satılarak özelleştirildi. İstanbul Borsası (İMKB), Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), T.C. Maliye Bakanlığı ve hükümet bayram ediyor.
Eski alışkanlıklarımızla hayatı yorumlamak neredeyse imkansız hale geldi. Düne kadar aileler, çocuklarını televizyondan uzaklaştırmak için uğraşırken şimdi başka bir tehlike olarak bilgisayar karşılarına çıktı. Şimdi uzaklaştırmanın çözüm olmadığı vurgulanıyor.
Tek tek sıralamaya gerek yok. Son bir yılda İstanbul , İzmir, Ankara ve Antalya’da başta şu karanlık Bilderberg olmak üzere uluslararası nitelikte birçok siyasi, ekonomik, askeri, güvenlik , kültürel ve benzeri toplantılar düzenlendi. Bu toplantılarla ‘yabancıların’ Türkiye’ye ilgisi doruğa çıktı. Bunun yanı sıra aynı yabancı ülke, kurum ve kişilerin Türkiye’ye yatırımları hızla arttı.
Petrol ülkesi değiliz, ihtiyacımızın yüzde 93'ünü ithalatla karşılıyoruz. Ama bu demek değildir ki, petrole dayalı ne varsa ithal edeceğiz. Petrol, bir yakıt olmanın yanında pek çok sanayi sektörünün de hammaddesi. Ve bunun için petro-kimya tesislerinde işlenmesi gerekiyor. Bu işi yapan tesisler, sanayi içinde önemli bir yere sahip. Bilhassa plastik sanayiinde.
Öncelikle OYAKBANK'ın satışıyla bazı arkadaşlarımız konuyu yeniden gündeme getirdiler, OYAKBANK'ın satışını kendi tezlerini doğrulayan (bayram yaparcasına) kanıt olarak sundular ve şu görüşleri yinelediler:
Türkiye’de önce bazı makamlar için gündeme gelen “liyakat” sorunu, şimdi şirketler için de tartışılıyor. Yani görevi ya da işi yerine getirme yeteneğine sahip olana vermek.