Biz Ahmaklar! Tayyip Bey 'in hafızası son günlerde içler acısı!.. Başbakan, geçen perşembe günü saat 11.30 dolaylarında gazetecilere kesin bir dille kükredi: - Benim, Sayın Ofer ile Başbakanlık'ta veya başka bir yerde görüşmem olmadı...
BAŞBAKAN ‘Ulusa Sesleniş’ konuşmasında dedi ki: ‘Bize iftira çamuruyla saldırıyorlar. Bugün içi boş suçlamalarla, komplo teorileri ile saldıranları görüyoruz...’
TÜPRAŞ'ın kamunun elinde bulunan yüzde 51'lik hissesinin 12 Eylül günü yapılan ihale sonucunda 4.140 milyar dolara Koç Opet- Shell-Aygaz konsorsiyumuna satılması, çıkarları uluslararası sermaye ile bütünleşmekten yana olan çevrelerce ''Yaşasın piyasa'' çığlıkları ile karşılandı.
Son ihalelerde ulaşılan yüksek rakamlar, siyasetçide gelenekleşmeye başlayan pişkinliği süslüyor. Parlak fiyatlar özelleştirmelerle ilgili tiksinti verici kirlilik zan ve iddialarını bir anda yıkayıp paklıyor. ' Yükseltilen dalga' memuru medya ahkamcısı ve siyasetçi birlikte lisanı hal ile şöyle diyorlar:
Kapitalizm yıllardan beri tüm sosyal kurumları öylesine güzel kullanmış ve tüm halk kesimlerini öylesine köleleştirmiş ki, eğitim seminerine katıldığım bir işçi seminerinde, tüketim ve üretim araçları arasında bir ayırım dahi yapamayan emekçiler, İslamda mülkiyet hakkının kutsallığını anlatmaya kalktılar.
26.09.2005Türk-İş Başkanlar Kurulu'nun almış olduğu karar gereğince işyerlerinde duyuru okuma eylemi, Tüpraş’da saat 11.00'e kadar iş bırakma eylemine dönüştürüldü.Sabah saat 08.00’de iş başı yapmayan işçiler, dış kapıda servislerden inerek toplandılar ve satışı kestiler. İşçilere bir konuşma yapan İdari Sekreter Salih Rakıcı “Herkesin oldu bitti gözüyle baktığı Tüpraş ihalesinde süreç devam ediyor, bizim sendika olarak mücadelemizde devam ediyor. Bugün tüm Tüpraş'lar da yarım gün iş bırakma eylemi yapıyoruz. Mücadelemiz bu ihale iptal oluncaya kadar sürecek.
Bölgemizde oyunu büyük oynayan güçlerin işi Türkiye’de artık kolaylaşmıştır. Ülkemizde özelleştirmeler yoluyla sürdürülen süreç Irak’ta bile ancak silah zoruyla ve işgal yoluyla hayata geçirilebilmiştir. Ülkemizi yöneten anlayış ve bu anlayış ile uyumlu olan sermaye kuruluşlarımız Irak’ta bulunan 130 bin kişilik askeri kuvvetin ancak başarabildiği operasyonu, bir açık arttırma ile başarmaya çalışmaktadır.
Oyun eski bir oyundu. Senaryo bildikti. Sahne tanıdıktı. Seyirci de aynıydı. Sadece aktörler yeniydi, dekora türban geçirilmişti, kostüm tesettüre girmişti. Oyunun adı satmaktı! Ticaret! Mallar devletindi. Devlet tu kakaydı! Miskin ve tembeldi. İyi işletemiyordu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın ''ağabey'' dediği Maliye Bakanı Kemal Unakıtan 'la birlikte satışlar konusunda çok sıkı çalıştıkları adım adım gün ışığına çıkıyor. Hani iki devlet büyüğümüz için ''Aralarından ihale sızmaz'' desek, yeridir!