• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Ekonomide Yalancı Bahar

 

SUNUŞ

 

SUNUŞ

Türkiye, tarihinin en derin krizini  2001 yılında yaşadı ve krizden çıkış için uygulanan IMF destekli istikrar programının ardından programın başarılı olduğu ve bunun en büyük göstergesinin de enflasyondaki düşüş olduğu öne sürülüyor. Enflasyondaki yavaşlama ile birlikte faizlerin düştüğü, döviz kurlarındaki artışın durduğu hatta gerilediği, ekonomik büyümenin ihracata dönük sürdüğü, iyileşmenin ekonomide bahar havası yarattığı savunuluyor. Bu, bir başarı olarak takdim ediliyor. Bütün bunlar ne kadar doğru? Görüntüdeki “bahar” havasına karşılık gerçek hayatta insanlarımızın gündelik yaşamında bir iyileşme var mı ? Hanelerde, evlerde yaşanan bir bahar mı, yoksa uzun sürmüş bir kara kış mı?  Enflasyondaki “zafer”in hangi yıkımlarla gerçekleştiği objektif bir biçimde ortaya konulmuyor.

Enflasyon, gelir eşitsizliğini artırma bahasına yavaşlatıldı. Reel ücretler, maaşlar, emekli gelirleri geriletilerek yavaşlatıldı. Reel ücretler geriletilince, ürün maliyetleri, dolayısıyla fiyatlara yansıması da azaldı. Reel maaşlar ve emekli maaşlarının gerilemesi, devletin tüketim harcamalarını, o da iç talebi ve enflasyona etkisini azalttı.

Enflasyon , tarım üreticisinin reel geliri düşürülerek yavaşlatıldı. Gıda ve tarım grubu fiyatlarında hissedilir bir düşüş görüldü. Bu da geneldeki fiyatların temposunu yavaşlattı.

Enflasyon, kent ve kırdaki reel gelirlerin azalması, yatırımların durması ile daralan  iç talep sonucu yavaşladı. 

Enflasyon, döviz ucuzlatılarak yavaşlatıldı. Özellikle akaryakıt ve enerji  ile dayanıklı tüketim fiyatları, bu ucuzlatılmış dövizden olumlu etkilendi. İthalattaki patlamaya rağmen, üretim için ithal edilen hammadde, yarı mamul madde fiyatları, bu sayede daha ucuza mal edildi. Bu da fiyatları geriletici bir etki yarattı. Bu kolaycılığın, yakında ödenecek ağır bir faturası olacağı gün gibi açık.

Enflasyon, kamu kuruluşlarının ürettiği yada ithal ettiği, enerji başta olmak üzere kamu mal ve hizmetlerinin fiyatları düşük tutularak yavaşlatıldı. Bunlar, halının altına süpürülmüş bedeller ve sürdürülebilirliği mümkün olmayan yaklaşımlar. 

Toplumun emekçi kesimlerine ağır bedeller ödetilerek sağlandığı öne sürülen “istikrar”, öte tarafta başka istikrarsızlıkları tetiklemiştir. Bu programın en büyük faturalarından biri artan işsizliktir. Yüksek oranlı işsizlik, özellikle kentlere yığılan ve çoğu eğitimli gençlerden oluşan işsizler ordusu, istikrarsızlığın en önemli unsurlarından biri. Yaşandığı öne sürülen büyüme sürecine rağmen işsizlik azalmıyor, işinden çıkarılanlar işine geri alınmıyor. Verimlilik artışı adı altında iki kişinin işi bir işçiye yaptırılıyor, sömürü katmerleştiriliyor.

Bu program, bütçe üstünden de sömürüyü katmerleştirmiştir. Borçları çevirmek adına, yarısı rantiyelere ödenen bütçede eğitim, sağlık harcamaları azaltıldıkça azaltılıyor, yatırımların payı yüzde 5’in altına düşüyor. Borç ödeyeceğiz diye, toplumsal zenginliklerimiz, Tüpraş’lar, Petkim’ler, Gübre Fabrikaları, Tekel’ler, kara para sahiplerine, yok pahasına haraç mezat devrediliyor. Buna karşılık, toplamı  milli gelirin üçte birine varan büyüklüğe ulaşan banka soygunları, hortumcuların yanına kar bırakılırken toplum, bu bedeli ödemeye mahkum ediliyor, adalete güven iyice azalıyor. 

Oysa, bunların hiç biri kader değil, bu katmerli sömürü, bitmek bilmeyen kara kış  bu toplumun hakkı değil. Alternatifler yok değil, var. Ancak, iktidarların tercihleri toplumsal çözümlerden değil, IMF ile global sermaye ile bütünleşmiş belli bir  azınlık sermayenin çıkarlarını kollamak  yönünde.

Bu rapor, bir madalyonun tek yüzü olmadığını, öbür yüzü bulunduğunu da hatırlatıyor. Sürdürülen istikrar programının, yaşandığı öne sürülen yalancı baharın arka yüzündeki kara kışı sergiliyor ve tüm toplumun çıkarına uygun alternatifleri de sıralıyor.

Araştırmayı Sendikamızla işbirliği içinde gerçekleştiren ekonomist Mustafa Sönmez’e teşekkür ederken, toplumsal gerçekleri açıklama çabamızın süreceğini belirtmek isteriz.

 

 

DUYURU...

GENEL BAŞKANIMIZ SÜLEYMAN AKYÜZ’ÜN FACEBOOK HESABI ÇALINMIŞTIR. GELECEK OLAN MESAJLARA VE PAYLAŞIMLARA LÜTFEN İTİBAR ETMEYİNİZ. ...
devamı