• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

27. Dönem 5. Olağan Başkanlar Kurulu sonuç bildirgesi:

HALKIN SESİNE KULAK VERİLMELİ

Sendikamızın 27. Dönem 5. Olağan Başkanlar Kurulu, 6 Haziran Perşembe günü  genel merkez toplantı salonunda gerçekleştirildi. Başkanlar kurulunda Taksim Gezi Parkı'nda başlayıp ülke çapında kitlesel karşı çıkışa dönüşen eylemler değerlendirildi.  Tepkilerin aynı zamanda  işsizliğe, güvencesizliğe ve yoksullaşmaya yönelik olduğunun altı çizildikten sonra  hükümetin halkın sesine kulak vermesi gerektiği vurgulandı.  29 Haziran 2013'te yapılacak olan TÜRK-İŞ Olağanüstü Genel Kurulu da ön plana çıkan konular arasındaydı.

08.06.2013

BAŞKANLAR KURULU, toplantıda yapılan değerlendirmeleri ve bu doğrultuda almış olduğumuz kararları aşağıdaki şekilde kamuoyuna iletmeyi uygun bulmuştur:

Ülkemizin bölgesel bir savaşın eşiğine geldiğini gösteren Reyhanlı saldırısından başlayarak 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak isteyen sendikalara ve emekçilere bu alanın yasaklanması ile had safhaya varan toplumsal tepkiler, Gezi Parkı'nda kentsel rant projesine karşı çıkanlara uygulanan polis şiddeti nedeniyle büyük bir kitleselliğe ulaşmıştır.

Birçok kente yayılan protesto gösterileri, hükümetin takındığı tavır ve Gezi Parkı projesinde geri adım atılmaması nedeniyle halen sürmektedir. Ülkemiz tarihinin en yaygın ve kitlesel halk tepkisi olan eylemlere uygulanan polis şiddetine tepkiler ise büyümektedir.

Barışçıl eylemlere yönelik küresel sendikal hareketten de tepkiler yükselmektedir. Son olarak üst örgütümüz IndustriALL'un da içinde bulunduğu Küresel Sendikalar Konseyi Başbakan'a bir mektup ileterek ifade özgürlüğünün ayrılmaz bir parçası olan toplantı ve gösteri yapma özgürlüğüne yönelen polis şiddetini protesto etmişler, iktidarın halkın temsilcileriyle diyalog kurmasını ve sendikal haklar dahil tüm insan haklarının gereğinin yerine getirilmesini belirtmişlerdir.

Halkın tepkisi, yalnızca yaşam alanlarının korunmasına veya yaşam tarzına dönük dayatmalara duyulan öfkeye indirgenmemelidir. Tepkiler aynı zamanda yıllardır halkın büyük bir kesimini oluşturan emekçilerin en temel haklarına yönelen saldırılara, özelleştirmelere, kentsel rant politikalarına, eğitim ve sağlıkta piyasalaşmaya, güvencesizleştirmeye, taşeronlaşmaya, sendikasızlatırmaya, cinsiyetçi politikalara, iş cinayetlerine, düşük ücretlere, işsizliğe ve yoksullaşmaya dönüktür.

Bu tepki iktidar tarafından doğru değerlendirilmeli, halkın sesine kulak verilmelidir. Bunun için öncelikle Taksim Gezi Parkı'nın mevcut haliyle korunacağı açıklanmalı, eylemlere dönük polis şiddeti derhal durdurulmalıdır. Bugüne kadar uygulanan şiddetin sorumluları ise istifa etmelidir. Eylemler boyunca gözaltına alınan binlerce kişi derhal serbest bırakılmalı ve haklarında herhangi bir adli işlem yapılmamalıdır. Başta Taksim olmak üzere Türkiye'deki tüm meydanlar ve kamusal alanlarda demokratik eylemlere yönelik yasaklamalar ve engellemelere son verilmelidir.

Ülkemizde on yıllardır süren ve on binlerce insanımızın hayatını kaybetmesine neden olan çatışmaların son bulması için şekillenen Kürt Sorunu'nun çözüm sürecinde çatışmaların sona ermesini ve akan kanın durmuş olmasını son derece önemli buluyoruz. Silahların susması halkımızın çözüm ve barış umutlarını arttırmıştır. Barışın kalıcı hale gelmesi için yeni dönemde demokratik çözüm adımlarının kesintiye uğratılmadan sürdürülmesi gerekmektedir. Halkımızın eşit yurttaşlık temelinde daha demokratik ve özgür bir geleceğe kavuşması için tüm yasal düzenlemeler geciktirilmeden gerçekleştirilmelidir.

Halkımızın barış özlemleri ve çözüm süreci, siyasi hesap ve pazarlıklara kurban edilmemeli, bu süreçte başta yeni Anayasa çalışmalarında olmak üzere dayatmalara izin verilmemelidir. Otoriterleşmenin ve baskıların artmasının, çözüm süreci için de bir tehdit oluşturacağı unutulmamalıdır. Halkımız için özgür, demokratik ve eşit bir geleceğin, ancak barış, kardeşlik ve birlik zemininde örüleceğinin ve bu zeminin ise ortak değerimiz olan emeğin birleştiriciliğinde güçleneceğinin altını çiziyoruz.

Taşeron istihdamına ilişkin tasarı işçi ve işveren konfederasyonlarının görüşüne sunulmuştur. Taşeron işçilerin sorunlarının çözülmesi gerekçesiyle sunulan tasarı, asıl olarak taşeron çalışmanın önündeki yasal engellerin tümüyle ortadan kaldırılmasını öngörmektedir. Benzer şekilde hükümet, yerli ve yabancı sermayenin talepleri doğrultusunda Ulusal İstihdam Stratejisi'nde de yer alan esnek çalışmanın yaygınlaştırılması hedefini önüne koymuştur. 657 Sayılı Kanun'da yapılmak istenen değişikliklerle ise kamu istihdamının esnekleştirilmesi ve güvencesizleştirilmesi amaçlanmaktadır.

Öte yandan ülkemizde birçok işletmeyi özelleştiren hükümet, özelleştirme politikalarına serbestleştirme ve piyasalaştırma operasyonlarıyla devam etmektedir. 6491 Sayılı Türk Petrol Kanunu TBMM'de kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanı'nın onayına sunulan Kanun ile örgütlü olduğumuz milli şirketimiz TPAO'nun bazı ayrıcalıkları korunmuş olsa da, "Devlet adına arama ve işletme ruhsatı alma hakkı TPAO'ya aittir" hükmü kaldırılmış ve özelleştirilmesinin önü açılmıştır. Yerli ve yabancı sermayeye ciddi teşvik ve kolaylıklar içeren Kanun, petrol arama ve üretiminde kapsamlı bir serbestleştirme öngörmektedir.

Serbestleştirme politikalarına, taşeron çalışmanın genişletilmesine, esnek çalışmanın yaygınlaştırılmasına ve güvencesizleştirmeye dönük gündeme getirilen düzenlemelere karşı olduğumuzu bildiriyor, Petrol-İş olarak emek düşmanı bu uygulamalara karşı ortak sendikal mücadelenin yükseltilmesi için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğimizi duyuruyoruz.

15 Mayıs'ta başlayan ve işverenin grev kırıcı uygulamalarına karşın kararlılıkla süren THY grevi ile dayanışma duygularımızı bir kez daha iletiyoruz. Bir yılı aşkın bir süredir direnişte olan 305 THY işçisi de yargı kararları doğrultusunda bir an önce işe iade edilmelidir.

Türk-İş'te 29 Haziran 2013 tarihinde Olağanüstü Genel Kurul kararı alınmıştır. Başkanlar Kurulumuz, Türk-İş'te birliği ve beraberliği sağlayacak, Türk-İş'in sendikal anlayış ve politikalarında köklü değişikliklere önderlik edebilecek, Türk-İş'in çoğulcu yapısına uygun bütün farklılıkların temsil edildiği bir yönetim oluşturulmasını savunmaktadır.

Sendikamız kamu ve özel sektörde toplu iş sözleşmeleri için yoğun bir müzakere sürecini devam ettirmektedir. 2013 yılında 51 işyerimizde TİS süreci başlatılmış, 21 işyerimizde sözleşme imzalanmıştır. Kamu ve özel dahil 30 işyerimizde müzakereler sürmektedir. Bu işyerlerinde 5'i grev uygulama olmak üzere 12'sinde grev kararı alınmıştır.

Petrol-İş Sendikası, Türk-İş Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri Koordinasyon Kurulu'nca Çerçeve Protokolünde yer almak üzere hükümete sunulan tekliflerin hayata geçmesi için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir.

Örgütlenme çalışmalarını hızla sürdüren Petrol-İş Sendikası, geçtiğimiz günlerde Düzce'de bir şube açmıştır. Şubelerimizde örgütlenme çalışmaları ise işverenlerin düşmanca tutumuna karşın direnişler ve üyelerimizin kararlılığıyla devam etmektedir. Petrol-İş'in örgütlendiği Manisa'da Standard Profil Ege ve Lüleburgaz'da Plasko Plastik işyerlerinde işten atmalar nedeniyle başlayan direnişlerin tüm örgütlü gücümüzle arkasında olduğumuzu belirtiyoruz. Bu işyerlerimizde işten çıkarılanlar derhal geri alınmalı, işveren işçinin örgütlenme hakkını tanımalıdır.

Giderek yaygınlaşan baskıcı politikalara, emeğe dönük yoğunlaşan saldırılara karşı sendikal hareketin ortak bir yanıt üretebilmesi için Sendikamız, birlik ve dayanışma perspektifini yükseltmeyi amaçlayan politika ve stratejiler izlemeyi sürdürecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

PETROL-İŞ SENDİKASI
MERKEZ YÖNETİM KURULU

 

Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın'ın Başkanlar Kurulu Açış Konuşması ve Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi ekte yer almaktadır.